BOUN
14.02.2009, 01:28
Anadolu doğru modeli bulunca 3 büyüklerin keli göründü
Bugüne kadar yanlış modeller uygulasalar da rakipleri olmadığı için şampiyonluğu aralarında paylaşan üç büyükler artık rakipsiz değil. Trabzonspor ve Sivasspor'dan biri şampiyon olursa üç büyükte devrim şart olacak.
Üç büyüklerin yöneticileri, taraftarları ve futbol medyası temsilcileri pek itiraf etmese de şampiyonluk yarışının son düzlüğünde yine üç büyükten birinin dizginleri eline alacağına inanıyor. Esasen bu inancı en gücü Türkiye futbol sisteminin çarpıklığı.
Çünkü yıllardır, üç büyükler hiç de reel olmayan davranışlar sergilemelerine rağmen bir şekilde şampiyon oldu. Ancak yavaş yavaş bu realite değişmeye başlıyor. Çünkü üç büyükten daha doğru işler yapan rakipler nihayet sahaya çıkmaya başladı.
"Anadolu Futbolunun İki Yüzü" başlıklı dizimizde "başarılı" örnek olarak incelediğimiz Sivasspor'a yakından bakma fırsatı bulduk. "Olağanüstü haller" olmazsa Sivasspor'un pek tökezleyeceği yok. 2000/01 sezonunda Gaziantep ve 2002/03 sezonunda da Gençlerbirliği "bu halden" ötürü şampiyonluğu kaçırmıştı.
Öncelikle şunu belirtmekte fayda var: "Futbolun realitesi" her 90 dakikalık maç misali her sezon hatta her yarım sezonda bir değişen doğrulardan oluşur.
Her sezon doğru değişir
Bir sezon için geçerli olan doğrular, bir sonraki sezonda işlemeyebiliyor.
Son 5 yılda Fenerbahçe, çok para harcayıp yıldız oyuncu alma politikasıyla başarıya da ulaştı, başarısız da oldu. Buna mukabil Galatasaray, geçen sezon ligin son 6 haftasında teknik direktörsüz sahaya çıkıp şampiyon oldu. Üçüncü büyük Beşiktaş ise 5 yılda 5 hoca ve 60 küsur oyuncu her yolu denedi ama muvaaffak olamadı.
Futbolda başarı sadece çok para harcamakla olmadığı defalarca kanıtlansa da üç büyükler, bundan vazgeçmiyor.
Üç büyüklerin çok para harcaması onların tarihsel yapısı gözönüne alındığı kabul edilebilir bir olgudur ancak, günümüz futbolunda artık bu modelin bu şekilde daha fazla yürüyemeyeceğini de görmeleri gerekiyor.
Çünkü artık yayın ve bahisten ötürü önemli sabit gelirlere kavuşan Anadolu kulüpleri, doğru yönetimleri de bulunca daha dişli hale gelmeye başladı. Bu gidişat daha da güçlenecek. Kayseri yeni stadını açıyor, Sivas kazma vurmaya hazırlanıyor. Ha keza Bursa'nın de eli kulağında. Neredeyse bütün Anadolu takımları yeni statlar için düğmeye basarak, kalıcı gelir kaynakları için altyapıya yönelmeye başladı.
Endüstriyel futbolun fabrikaları statlar olduğuna göre, üç büyükler de artık kendilerine çeki düzen vermek zorunda.
Büyüklüklerine dayanarak bol keseden para harcayıp büyük borçlar altına daha ne kadar girecekler. Futbol realitesi her sezon değişir dedik ama değişmeyen bir unsuru da var: Yönetim becerisi.
Yedek kulübesine transfer
Bu sezon Sivasspor ve Trabzonspor'un önde olmasının temel nedeni hem kulüp, hem de futbol takımı yönetimlerinin rakiplerine oranlara daha mahir olmaları.
Sivasspor'uh hocası Bülent Uygun 3 sezondur belirlediği hedef doğrultusunda çalışırken, Ersun Yanal da bu yılki takımını geçen sezondan itibaren kurgulamaya başladı.
Ayağını yorganına göre uzatmayı erdem sayan Sivasspor, bütçesinin elverdiği ölçülerde harcama yapıyor. Borçlanarak ne oyuncu alıyor ne de başka bir yatırıma giriyor. Her zaman "A" ve "B" planlarıyla hareket ediyor. Mehmet Yıldız gibi takımın "as oyuncusunu" satışa çıkartırken, alternatifini de hazırlıyor. O alternatif bugün üç büyükler dahil herkesin gıptayla izledikleri Kamanan oluyor mesela.
Zirveyi Sivasspor ile paylaşan Trabzonspor ise bu yıl iki oyun oynuyor: Birisi futbol ve diğeri ise kolbastı! Her galibiyetle biten futbol oyunundan sonra bordo/mavililer futbolcular, Trabzon yöresinden bir de kolbastı oynuyor saha ortasında. Özellikle yabancı oyuncuların kolbastıda başı çekmesi, takımın yakaladığı havanın ne kadar iyi olduğunu gösteriyor.
Zaten futbolda bir takım havasını buldu mu durdurmaz zorlaşır. Takımın sağladığı bütünlük kentin tamamına yansımış durumda. Beşiktaş'a kupada yenildikten sonra takımı tribünlere çağırıp alkışlamaları bunun ispatı oldu.
Sivasspor ve Trabzonspor, ara transferde aldıkları oyuncuları hemen takıma monte ederken, Fenerbahçe'nin aldığı Gökhan Emreciksin yedek kulübesinde dirsek çürütmeye başladı. Genç yetenek Abdülkadir ise adı üstünde "genç" olduğu için formayı 25'lerinde görürse kendisini şanslı saysın.
Fenerbahçe'nin toplam 29 milyon euro vererek aldığı İspanya Gol Kralı Guiza, ligde sadece 4 gol atabildi. Guiza kendisine faydası dokunmadığı gibi Türkiye Milli Takımı'nın en büyük kozu Semih'i de yedek kulübesine mahkum ederek "çifte bir zarar" verdi futbolumuza.
Beşiktaş ise özkaynağından yetiştirdiği genç yeteneği Batuhan Karadeniz'i oynatamadı ve Eskişehirspor'a kiraladı. Batuhan, attığı gollerle Es-Es'in ikinci yarıdaki en yararlı transferi olduğunu gösterdi. Buna mukabil Beşiktaş, toplam 3 milyon euro maliyetle 34 yaşındaki Bursasporlu Yusuf Şimşek'i aldı. Üstüne üstlük 2 de genç oyuncu verdi. Bitti mi? Hayır, Beşiktaş, 8.5 milyon euroya da Schalke 04'ten Fabian Ernst'i aldı. Beşiktaş'ın ara transferde iki oyuncuya verdiği para neredeyse Sivasspor'un bir yıllık bütçesi. Sivas'ın Kamanan'ı gollerini sıralarken, Beşiktaş'ın "yenileri" "önümüzdeki haftalarda daha iyi olacağız" yollu demeçler veriyor.
Ya şampiyon olmazlarsa
Ara transferde oyuncu almayan Galatasaray'ın sezon başında aldığı bazı oyuncularını arayın ki bulasınız. "Müzmin sakat" olduğu bilinen Kewell, beklendiği gibi "biraz rüzgar yaptıktan" sonra sakatlandı. Bu yıl takımı taşıyan Lincoln ise "maç seçtiği" şaibesiyle karşı karşıya kaldı. Kayserispor maçında sahaya çıkan Linderoth'u yeni transfer sananlar oldu. Zira, bu oyuncu neredeyse 2 yıldır sakat.
Futbol, her sezon kuralları yeniden yazılan bir oyun ama bu kurallar çok kolay ezberlenebiliyor. Yönetiminden taraftarına, teknik direktöründen futbolcusuna kadar, iyi bir uyup sağlayıp bütünleşen camialar başarıyı kovalıyor. En azından şamipiyon olamasalar bile "heder" olacak pozisyonlara düşmez.
Eskiden rakipleri olmadığı için şampiyonluğu yaptıkları yanlışlara rağmen kendi aralarında paylaşan üç büyüklerin bu saltanatı tehlikede. Şimdi karşılarında Sivasspor ve Trabzonspor gibi doğruları uygulayan iki rakip var. Bu iki takımdan birinin şampiyonluğu bizim de artık üç büyüklerin sunduğu yanlış modellerden "ehveni şer" seçim yapmamıza son verecek.
Ha sezonun son düzlüğünde üçünden biri yine şampiyon olursa ne diyeceğiz? O zaman da şunu diyeceğiz: "Türk futbol modeli doğru değil. Bu işte bir yanlışlık var."
Zirveye oynayan 5 takımın bütçesi (milyon TL)
Fenerbahçe 301
Beşiktaş 150
Trabzonspor 65
Galatasaray 45
Sivasspor 20
Zirveye oynayan 5 takımın değeri (milyon euro)
Galatasaray 119
Fenerbahçe 102
Beşiktaş 78
Trabzonspor 56
Sivasspor 34
Kaynak: http://www.referansgazetesi.com/haber.aspx?HBR_KOD=116580
Bugüne kadar yanlış modeller uygulasalar da rakipleri olmadığı için şampiyonluğu aralarında paylaşan üç büyükler artık rakipsiz değil. Trabzonspor ve Sivasspor'dan biri şampiyon olursa üç büyükte devrim şart olacak.
Üç büyüklerin yöneticileri, taraftarları ve futbol medyası temsilcileri pek itiraf etmese de şampiyonluk yarışının son düzlüğünde yine üç büyükten birinin dizginleri eline alacağına inanıyor. Esasen bu inancı en gücü Türkiye futbol sisteminin çarpıklığı.
Çünkü yıllardır, üç büyükler hiç de reel olmayan davranışlar sergilemelerine rağmen bir şekilde şampiyon oldu. Ancak yavaş yavaş bu realite değişmeye başlıyor. Çünkü üç büyükten daha doğru işler yapan rakipler nihayet sahaya çıkmaya başladı.
"Anadolu Futbolunun İki Yüzü" başlıklı dizimizde "başarılı" örnek olarak incelediğimiz Sivasspor'a yakından bakma fırsatı bulduk. "Olağanüstü haller" olmazsa Sivasspor'un pek tökezleyeceği yok. 2000/01 sezonunda Gaziantep ve 2002/03 sezonunda da Gençlerbirliği "bu halden" ötürü şampiyonluğu kaçırmıştı.
Öncelikle şunu belirtmekte fayda var: "Futbolun realitesi" her 90 dakikalık maç misali her sezon hatta her yarım sezonda bir değişen doğrulardan oluşur.
Her sezon doğru değişir
Bir sezon için geçerli olan doğrular, bir sonraki sezonda işlemeyebiliyor.
Son 5 yılda Fenerbahçe, çok para harcayıp yıldız oyuncu alma politikasıyla başarıya da ulaştı, başarısız da oldu. Buna mukabil Galatasaray, geçen sezon ligin son 6 haftasında teknik direktörsüz sahaya çıkıp şampiyon oldu. Üçüncü büyük Beşiktaş ise 5 yılda 5 hoca ve 60 küsur oyuncu her yolu denedi ama muvaaffak olamadı.
Futbolda başarı sadece çok para harcamakla olmadığı defalarca kanıtlansa da üç büyükler, bundan vazgeçmiyor.
Üç büyüklerin çok para harcaması onların tarihsel yapısı gözönüne alındığı kabul edilebilir bir olgudur ancak, günümüz futbolunda artık bu modelin bu şekilde daha fazla yürüyemeyeceğini de görmeleri gerekiyor.
Çünkü artık yayın ve bahisten ötürü önemli sabit gelirlere kavuşan Anadolu kulüpleri, doğru yönetimleri de bulunca daha dişli hale gelmeye başladı. Bu gidişat daha da güçlenecek. Kayseri yeni stadını açıyor, Sivas kazma vurmaya hazırlanıyor. Ha keza Bursa'nın de eli kulağında. Neredeyse bütün Anadolu takımları yeni statlar için düğmeye basarak, kalıcı gelir kaynakları için altyapıya yönelmeye başladı.
Endüstriyel futbolun fabrikaları statlar olduğuna göre, üç büyükler de artık kendilerine çeki düzen vermek zorunda.
Büyüklüklerine dayanarak bol keseden para harcayıp büyük borçlar altına daha ne kadar girecekler. Futbol realitesi her sezon değişir dedik ama değişmeyen bir unsuru da var: Yönetim becerisi.
Yedek kulübesine transfer
Bu sezon Sivasspor ve Trabzonspor'un önde olmasının temel nedeni hem kulüp, hem de futbol takımı yönetimlerinin rakiplerine oranlara daha mahir olmaları.
Sivasspor'uh hocası Bülent Uygun 3 sezondur belirlediği hedef doğrultusunda çalışırken, Ersun Yanal da bu yılki takımını geçen sezondan itibaren kurgulamaya başladı.
Ayağını yorganına göre uzatmayı erdem sayan Sivasspor, bütçesinin elverdiği ölçülerde harcama yapıyor. Borçlanarak ne oyuncu alıyor ne de başka bir yatırıma giriyor. Her zaman "A" ve "B" planlarıyla hareket ediyor. Mehmet Yıldız gibi takımın "as oyuncusunu" satışa çıkartırken, alternatifini de hazırlıyor. O alternatif bugün üç büyükler dahil herkesin gıptayla izledikleri Kamanan oluyor mesela.
Zirveyi Sivasspor ile paylaşan Trabzonspor ise bu yıl iki oyun oynuyor: Birisi futbol ve diğeri ise kolbastı! Her galibiyetle biten futbol oyunundan sonra bordo/mavililer futbolcular, Trabzon yöresinden bir de kolbastı oynuyor saha ortasında. Özellikle yabancı oyuncuların kolbastıda başı çekmesi, takımın yakaladığı havanın ne kadar iyi olduğunu gösteriyor.
Zaten futbolda bir takım havasını buldu mu durdurmaz zorlaşır. Takımın sağladığı bütünlük kentin tamamına yansımış durumda. Beşiktaş'a kupada yenildikten sonra takımı tribünlere çağırıp alkışlamaları bunun ispatı oldu.
Sivasspor ve Trabzonspor, ara transferde aldıkları oyuncuları hemen takıma monte ederken, Fenerbahçe'nin aldığı Gökhan Emreciksin yedek kulübesinde dirsek çürütmeye başladı. Genç yetenek Abdülkadir ise adı üstünde "genç" olduğu için formayı 25'lerinde görürse kendisini şanslı saysın.
Fenerbahçe'nin toplam 29 milyon euro vererek aldığı İspanya Gol Kralı Guiza, ligde sadece 4 gol atabildi. Guiza kendisine faydası dokunmadığı gibi Türkiye Milli Takımı'nın en büyük kozu Semih'i de yedek kulübesine mahkum ederek "çifte bir zarar" verdi futbolumuza.
Beşiktaş ise özkaynağından yetiştirdiği genç yeteneği Batuhan Karadeniz'i oynatamadı ve Eskişehirspor'a kiraladı. Batuhan, attığı gollerle Es-Es'in ikinci yarıdaki en yararlı transferi olduğunu gösterdi. Buna mukabil Beşiktaş, toplam 3 milyon euro maliyetle 34 yaşındaki Bursasporlu Yusuf Şimşek'i aldı. Üstüne üstlük 2 de genç oyuncu verdi. Bitti mi? Hayır, Beşiktaş, 8.5 milyon euroya da Schalke 04'ten Fabian Ernst'i aldı. Beşiktaş'ın ara transferde iki oyuncuya verdiği para neredeyse Sivasspor'un bir yıllık bütçesi. Sivas'ın Kamanan'ı gollerini sıralarken, Beşiktaş'ın "yenileri" "önümüzdeki haftalarda daha iyi olacağız" yollu demeçler veriyor.
Ya şampiyon olmazlarsa
Ara transferde oyuncu almayan Galatasaray'ın sezon başında aldığı bazı oyuncularını arayın ki bulasınız. "Müzmin sakat" olduğu bilinen Kewell, beklendiği gibi "biraz rüzgar yaptıktan" sonra sakatlandı. Bu yıl takımı taşıyan Lincoln ise "maç seçtiği" şaibesiyle karşı karşıya kaldı. Kayserispor maçında sahaya çıkan Linderoth'u yeni transfer sananlar oldu. Zira, bu oyuncu neredeyse 2 yıldır sakat.
Futbol, her sezon kuralları yeniden yazılan bir oyun ama bu kurallar çok kolay ezberlenebiliyor. Yönetiminden taraftarına, teknik direktöründen futbolcusuna kadar, iyi bir uyup sağlayıp bütünleşen camialar başarıyı kovalıyor. En azından şamipiyon olamasalar bile "heder" olacak pozisyonlara düşmez.
Eskiden rakipleri olmadığı için şampiyonluğu yaptıkları yanlışlara rağmen kendi aralarında paylaşan üç büyüklerin bu saltanatı tehlikede. Şimdi karşılarında Sivasspor ve Trabzonspor gibi doğruları uygulayan iki rakip var. Bu iki takımdan birinin şampiyonluğu bizim de artık üç büyüklerin sunduğu yanlış modellerden "ehveni şer" seçim yapmamıza son verecek.
Ha sezonun son düzlüğünde üçünden biri yine şampiyon olursa ne diyeceğiz? O zaman da şunu diyeceğiz: "Türk futbol modeli doğru değil. Bu işte bir yanlışlık var."
Zirveye oynayan 5 takımın bütçesi (milyon TL)
Fenerbahçe 301
Beşiktaş 150
Trabzonspor 65
Galatasaray 45
Sivasspor 20
Zirveye oynayan 5 takımın değeri (milyon euro)
Galatasaray 119
Fenerbahçe 102
Beşiktaş 78
Trabzonspor 56
Sivasspor 34
Kaynak: http://www.referansgazetesi.com/haber.aspx?HBR_KOD=116580