Orijinalini görmek için tıklayınız : KANGALI TANIMA FORMU


asi89
07.03.2006, 23:35
Kangal İlçesinin Tarihçesi

İlçenin yerleşim tarihi oldukça eskidir. Anadolu tarihi ilk çağlardan beri medeniyetin beşiği olmuştur. Bir medeniyet yıkılırken yerine yeni bir medeniyet kurulmuştur.

İlçe topraklarının Anadolunun içerisinde olması nedeniyle yıllarca yerleşim merkezi olduğu gibi kurulan devletler arasında sınır teşkil etmesinden dolayı müstahkem mevkii durumuna gelmiştir. İlk çağlardan kalıntılar, ilçenin dağlık bölümünü oluşturan kuzey kesimini oluşturmuştur. Köy Hizmetlerinin yol yapımında,Gençali köyü yakınlarında işlenmiş taşlar bulunmuştur. Hüyük (Tümülüs) adı verilen yığmaları ilçe merkezinde, Yukarıhüyük, Tilkihüyük, Bulak köyü ve Kavak'ta bulunmakta olup henüz güncelleştirilmediği için hangi döneme ait olduğu bilinmemektedir. Hitit krallığının en gelişmiş dönemi olan M.Ö.1400 yılarında Hititlerin doğu komşusu olan Kargamış ile arasındaki sınır ilçe yakınlarında bulunmaktaydı. Hitit dönemine ait Havuz köyünün doğusunda bulunan Karaseki mevkiinde tipik bir Eti şehri harabesi bulunmaktadır. Ayrıca ilçe merkezine 46 km. uzaklıktaki Akçakale köyünde de Hitit dönemine ait bir kale bulunmaktadır. Belirtilen dönemlere ait kalıntılar bakımsızlık nedeniyle harabe durumundadır.

Lityalılar devrinde,devrin komutanlarından GİGES döneminde yapılan ve Mezepotamya ticaretini Ege denizine bağlıyarak Sivas-Malatya-Diyarbakır istikametine giden kral yolu yapılmıştır. Belirtilen yol kral yolumu yoksa buna bağlı başka bir yol mu olduğu kesinlik kazanmamıştır. Romalılar döneminde ilçemiz yerleşim merkezi olduğu Roma kalıntılarından anlaşılmıştır. İlçe merkezinde bulunan çanak, çömlek kalıntıları bunun belgesidir. Bunlardan biri Sivas müzesinde muhafaza edilen ve pişirilmiş topraktan yapılan bir lahittir. Bu lahit ilçemiz merkezinden çıkarılmıştır. Ayrıca bu döneme ait bir su kemeri olduğu da bilinmektedir. Ayrıca merkez ilçenin Alibey mevkiinde Romalılar dönemine ait olduğu sanılan çeşme ve kalıntıları olduğu bilinmektedir.

Selçuklu hükümdarı Alpaslan'ın Bizanslılar ile yaptığı Malazgirt savaşını takiben yapılan antlaşma uyarınca Kızılırmak yayının dışında kalan, Kızılırmağın doğusu ile birlikte ilçemiz yöresi de Selçuklu egemenliğine girmiştir. Bu dönemde ilçemiz ve çevresi Türkmenlerin yerleşim yerlerinden biri olmuştur. Yöreye ilk gelen Türkmen beyleri yol güzergahı (Kral yolu) olması ile ayrıca tarım ve hayvancılığa elverişli olmasından dolayı bugünkü Humarlı, Mısırören ve Havuz köylerinin bulunduğu düz ve çayırlık araziye yerleştikleri bilinmektedir. Burada yerleşenlerin Oğuz Türklerinin KANGAR boyu olduğu tahmin edilmektedir.

Başlangıçta göçer ve hayvancılıkla uğraşan Türkmenler,Selçuklular döneminde yerleşik düzene geçerek bugünkü Humarlı, Mısırören ve Havuz köylerini kurmuşlardır. Bu göçler zaman zaman devam etmiştir.

II. Beyazıt döneminde Kangal İlçemiz Osmanlılara geçmiştir. II.Selim İran seferine giderken İran saflarında yer almasın diye Erzincan, Tunceli dolaylarında yaşayan Türkmenlerin bir kısmın Zara, Divriği ve Kangal arasına yerleştirdiği bilinmektedir. 4.Murat Samsun ve Giresun limanlarını Anadolu'ya ve İstanbul'dan gelen yolu Halep'e kadar bağlayan meşhur Bağdat yolunu Humarlı köyü civarındaki Halep köprüsünün 1626 yılında tamamlanmasından sonra hizmete açılmış ve bölgeye canlılık kazandırmıştır.

Osmanlı-Rus savaşlarında (1877) doğuda ilerleyen Rus ordusundan Türk aileleri bugün Uzunyayla (Çerkez) bölgesine yerleşmiş, 1. Dünya savaşına müteakiben Milli Kurtuluş savaşında da göçler devam etmiş ve bu göçler ilçe merkezine de sirayet etmiştir. Bu savaşlarda Milli saflar cephesinde yer almış Türk boylarıdır.

Kangal, 1901 yılında ilçe merkezi olmuştur. Bu tarihten önce Bucak Subaşı ünvanı ile makam kisfesi, bir cüppe ve Markop denilen ayak giyimi ile sembolleşmiştir.

Kurtuluş savaşı yıllarında yurdun diğer taraflarında oluşturulan cemiyetlere ilaveten Kangal'da ULVIYE adli kadın cemiyeti oluşturulduğu ve Milli Mücadeleye böylece katkıda bulunduğu tespit olunmuştur. ilçeye 1902 yılında ilk kaymakam olarak eski Sivas Valilerinden, tarihi kişiliği olan Muammer Bey atanmıştır. İlçemizde tarım ıslah çalışmalarında bulunduğu bilinmektedir. İlçe merkezinden geçen Sivas-Malatya eski karayolu şosesi, eski Sivas valilerinden Halil Rıfat Paşa zamanın da açılmıştır.






slm beyler sizzin gibi bende koyu sivasspor luyum

1967_DERNEK_10UR
07.03.2006, 23:37
slm beyler sizzin gibi bende koyu sivasspor luyum
ARKADAŞLAR SİVASSPOR MAÇLARINA BEKLERİZ SİZLERİ...

asi89
07.03.2006, 23:59
Sivasspor.com1 yaydi genç sivassporlular sivassımızıza HEP DESTEK TAM DESTEK MEHMET SÖNMEZ RESİM İÇİN http://www.sivasspor.com/forum/attachment.php?attachmentid=14 84&stc=1&d=1141772077 KANGAL KÖPEGİ RESMİ İÇİN http://www.sivasspor.com/forum/attachment.php?attachmentid=14 85&stc=1&d=1141772195

asi89
08.03.2006, 00:03
HEY GİDİ SİVAS KANGAL HEY
NASIL KÜKREMİŞ BE

asi89
09.03.2006, 21:23
SLM SİVASLI VE SİVASSPOR LULAR BEN KANGALI MEHMET HERKESE SELAM EDERİM SİVASSIPORA BAŞARILAR DİLERİM.

asi89
09.03.2006, 21:27
Sivasspor.com1 beşiktaş-sivas maçı işte yigidolar

Etem-Murat
09.03.2006, 21:32
mehmet sönmez sen bizim sönmezin neyi oluyon gardaş
söyle bakalım ne sönmezmiş?

asi89
09.03.2006, 21:34
http://www.sivasspor.com/forum/attachment.php?attachmentid=15 05&stc=1&d=1141936109javascript:;

asi89
09.03.2006, 21:41
Kangal ilçesi Kuzeybatıdan Ulaş ilçesi ile 66 km, Kuzeyde Zara ilçesi 10 km, Doğuda Divriği ilçesi 70 km, Güneydoğuda Malatya ili Hekimhan ilçesi 40 km, Malatya ili Kuluncak ilçesi ile 15 km, Güneyden Gürün ilçesi ile 70 km, Güneybatıda Kayseri ili Pınarbaşı ilçesi ile 10 km, Batıda Altınyayla ilçesi ile 20 km mülki sınırı vardır.

Kangal İlçesi Sivas-Malatya yolu üzerinde olup Sivas'a 86 km, Malatya İl merkezine 161 km dir.

İlçe merkezinin nüfusu 14300, yüzölçümüyse 58 km2'dir. Kangal İlçesine bağlı 3 belde, 109 köy, 12 mahalle, 46 mezra bulunmaktadır.

Kangal İlçesi Köpeğiyle ünlü olduğu kadar, koyunu ve Sedef hastalığının tedavi merkezi olan Balıklı çermiği ile de meşhurdur. Kangal İlçe merkezine 13 km mesafede bulunan Balıklı çermik, yerli ve yabancı turistlerin ziyaret ettiği yerlerdendir. Her yıl temmuz ayında Kangal'da Kangal çoban köpeği ve Kangal koyunu festivali yapılmakta olup; festival bünyesinde Kangal çoban köpeği ve Kangal koyunu yarışmaları düzenlen- mektedir. Ayrıca Kangal sahip olduğu yırtıcı kuş potansiyeli bakımından KUŞ GÖZLEMCİLERİ için gelinmesi gereken bir yerdir.

asi89
09.03.2006, 21:41
Kangal Adının Nereden Geldiği

İlçenin Kangal ismini alışının çeşitli rivayetleri vardır.


Kangal ilçesi geniş bir vadi içerisinde olup, etrafındaki dağların Kangal şeklinde çevrelenmesine izafeten
Kangal'a yerleşen iki düşman aşiretin kan davalarına son vermeleri ile KAN-KAL şeklinde isim oluştuğu ve şive nedeniyle Kangal'a dönüştüğü.
Burada yetişen dikenli boz renkli Kangal yabani otunun çokluğu nedeni ile KANGAL ismini aldığı rivayet olunmaktadır.
Yerli halkın Anadolu'ya ilk gelen KANGAR Türk boylarından olması dolayısıyla ve zaman değişikliğine uğrayarak KANGAL adını aldığı söylenmektedir.

Etem-Murat
09.03.2006, 21:44
yiğidom o kadar güzel anlatmışın ki hoşuma gitti ne yalan söyleyim
ama bir şey daha söyleyim balıklı cermik olmasa inan kangalın yüzüne bakılmaz galiba gelip gördüm hiç bir gelişme yok koç nede dikili bir yeşillik nasıl bu kadar bozkır olur kangal değmi yoksa kavelerde cıkıp bir agac dikmeye zamanlarımı kalmamış milletin değilmi yalanmı

asi89
09.03.2006, 21:45
sizin sönmez kim gardaş söyle ismini yaz cevap bekliyom

asi89
09.03.2006, 21:47
Ankara'ya 450 km. , Sivas'a 96 km. , Kangal ilçe merkezine 13 km. uzaklıkta olup yolu asfalttır. Kaplıcanın 5 km. yakınında Sivas - Malatya demiryolu geçmektedir. Eğer kaplıcaya demiryoluyla gidilmek istenirse Karanlık Köyünde bulunan Kangal istasyonunda inmek gerekir. Karayolu ile Sivas'tan Kangal'a gündüzleri her saat otobüs bulunmaktadır. Kangal Kaplıca arasında ulaşım taksi ve minibüslerle sağlanmaktadır.



Kangal Balıklı Kaplıca; ülkemiz termal kaplıcaları içerisinde kendine özgü bir yeri vardır. Tedavi özelliği itibari ile dünyada bir benzerini bulmanın mümkün olmadığı kaplıca, ilmi ve tıbbi bir mucizeyi "Sedef Hastalığını tedavi ederek" sergilemektedir.



36-37 derece sıcaklıktaki kaplıca suyunda bulunan balıkların mucizevi bir şekilde tedavi yöntemi uygulaması bu kaplıcanın ününü ve özelliğini daha da artırmaktadır. Çünkü, modern tıp da şimdiye kadar fayda görmeyen dünyanın her yerindeki cilt hastalıkları için Kangal balıklı kaplıcası en son ümit kaynağı olmaktadır.



Tahriş olmuş durumdaki veya herhangi bir enfeksiyondan oluşmuş cilt dokusundaki yaraları; egzama, cerahatli sivilceler ve hatta tıpta tedavisinin imkansız olduğu bilinen "Sedef" hastalığı gibi cilt hastalıkları 2-10 cm. büyüklüğündeki Cyprinide (Sazangiller) familyasından Cyprinion Macrostamus (Beni Balığı) ve Garra rufa (Yağlı Balık) türündeki balıklar tarafından iyileştirilmekte ve izleri kaybolmaktadır.



Kaplıcada ilk kez yıkananlar ellerinde olmayarak tarifi mümkün olmayan bir ürperti yaşarlar. Çünkü suya girer girmez, ince, kahverengi, gri, bej rengindeki sazan ve kaya balığı türü balıkların hastanın etrafında dolaşmaya ve ciltte hastalık belirtisi olan yerleri temizlemeye başladıklarını görürler. Hastaların balıklara alışmaları 2-3 gün sürer. Dişleri olmayan bu balıklar, 36-37 derece sıcaklıktaki suyun yumuşatmış olduğu kabarık yara kabuklarını yavaş ağız (dudak) hareketleriyle acıtmadan ve kanatmadan kopararak cilt pürüzsüz hale gelinceye kadar temizler. Tedaviden olumlu sonuç alınması için üç hafta (21 gün) süresince günde üç defa havuza girmek ve iki saat suda kalınması gerekmektedir. Ayrıca, sabahları aç karına birkaç bardak şifalı sudan içmeyi ihmal etmemek gerekir. Diğer taraftan yerden kaynayan su içindeki kabarcıkla ve balıkların vücut üzerinde yaptığı darbelerle vücutta bir gevşeme ve dinlenme görülmektedir. Tedavi tamamen yan etkisiz olup, kesinlikle herhangi bir ilaç kullanılmamaktadır.



Ancak bazı hastaların tereddütleri daha sonra tekrarlarsa konusu oluyor. Yapılan araştırmalarda bugüne kadar böyle bir vaka ile karşılaşılmamıştır. Dünyanın bir numaralı kaplıcası diyebileceğimiz bu kaplıca yalnız sedef hastalarını değil tüm cilt hastalıklarını tedavi etmektedir.

Vücut ısısına eşdeğer olan 36-37 derece deki kaplıca suyu şifa özelliğinin yanısıra berrak, kokusuz aktığı yerde hiçbir çökelti bırakmamaktadır. Kaplıca suyunda kalsiyum, magnezyum, selenyum ve bikarbonat gibi iyonlar çok miktarda bulunmakta olup, banyo için elverişlidir. Romatizmal hastalıklara, sinir hastalıklarına, kırık, çıkık, ezik ve bazı durumlarda kireçlenmeye, sabahları aç karına birkaç şifalı su içmek ve banyo yapmak kaydıyla başta ülser olmak üzere böbrek hastalıklarına kesin tedavi sağlamaktadır.

Kaplıcanın mülkiyeti Sivas İl Özel İdaresine ait olup, özel kişilere ihale ile kiraya verilmektedir. Kaplıca bünyesinde iki ayrı motelde toplam 120 yatak bulunmaktadır. Kamp ve karavan turizmine uygun olup, 150 adet çadır yeri mevcuttur. Bütün yıl hizmete açıktır (12 ay). Kamp ve karavan yeri elektriği, çöp toplama bidonları, moteli, restaurantı, gazinosu, bakkalı, manavı ve kasabı gibi yan üniteleri mevcuttur.

Çermik kırsal bir alanda olup, yeşil bir vadi içerisindedir. Bayanlar ve erkekler için ayrı ayrı girilebilen iki adet üstü açık , bir adet üstü kapalı havuz ile soyunma yerleri mevcuttur. Havuzlar günde 1500 kişiye kadar hizmet verebilme kapasitesindedir.

Kaplıcanın öneminden dolayı, Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığınca 17-18 Haziran 1993 günlerinde Balıklı kaplıca ve Sedef Hastalığı (Psoriasis) konusunda çeşitli üniversitelerden birçok bilim adamının katılımıyla gerçekleşen bir ulusal sempozyum düzenlenmiştir

asi89
09.03.2006, 21:49
KAPLICANIN TARİHİ

Kaplıcanın bulunduğu alan, 1917 yılında sazlık bir bölgeydi. Ayağında yara olan bir çobanın tesadüfen tedavi olmasından sonra, yöre halkının açtığı ilkel çukurlarda, içinde 37 derece sıcaklıkta yaşayan boyları 3-6 santimetre büyüklüğünde balıkların bulunduğu kaplıca suyundan yararlanılmaya başlandı. Bu suda yaşayan balıkların bölgeye nasıl geldiği bilinmediğinden dolayı, kaplıca gizemli bir üne de sahip. 1950'de kaplıcaya tesis kuruldu. Aradan geçen sürede tesisler gelişerek yılın 12 ayında yurtiçi ve yurtdışından gelen sedef hastalarına hizmet verir hale geldi. Dünyanın sayılı kaplıcalarından biri olan Balıklı Kaplıca, bilim adamlarının da ilgisini çekiyor.

Etem-Murat
09.03.2006, 22:04
sizin sönmez kim gardaş söyle ismini yaz cevap bekliyom
sen benim soruma cevap verdinmiki benden cevap bekliyon
ikinçisi sönmez nikkini bilmiyorsan sana söylesem de anlamasın o burda bir büyük üstan canım herkez tanır iismi mustafa sönmez oldumu

CEVIK
09.03.2006, 22:56
sen benim soruma cevap verdinmiki benden cevap bekliyon
ikinçisi sönmez nikkini bilmiyorsan sana söylesem de anlamasın o burda bir büyük üstan canım herkez tanır iismi mustafa sönmez oldumu
etem abii bu cocuk kim bende kangallıyım ?

sinan58_34
09.03.2006, 23:09
Mevlam Kanat Vermis Uçamiyorsun
Bu Nefsin Elinden Kaçamiyorsun
Ruhsati Dünyadan Geçemiyorsun
Topraklar Basina Vay Deli Gönül

ASIK RUHSATI

revenge58
09.03.2006, 23:15
bende kangallıyım.kangal ın tarıhcesını bızımle paylastıgın ıcın tesekkurler.eklemek ıstedıgım seyler kangal anadolu da 3 semavı dınden kısılerın yasadıgı nadır ılcelerden bırıydı.balıklı cermık dekı canlıları olduren kısılerın baslarına bela geldıgı ve uzerlerınde gecıcı de olsa lanet oldugu soylenır.Buna ben bızzat sahıd oldum.olurya bır gun yolunuz balıklı cermıkden gecerse en ufak bır canlıya bıle zarar vermeyınız...

sinan58_34
09.03.2006, 23:21
bende kangallıyım.kangal ın tarıhcesını bızımle paylastıgın ıcın tesekkurler.eklemek ıstedıgım seyler kangal anadolu da 3 semavı dınden kısılerın yasadıgı nadır ılcelerden bırıydı.balıklı cermık dekı canlıları olduren kısılerın baslarına bela geldıgı ve uzerlerınde gecıcı de olsa lanet oldugu soylenır.Buna ben bızzat sahıd oldum.olurya bır gun yolunuz balıklı cermıkden gecerse en ufak bır canlıya bıle zarar vermeyınız...
evet kardesım o balıkların manevı degerı cokfazladır bende kangallıyım kangalda dogdum buyudum 17 yasında tasındık balıklı kaplıca ve cevresınde balık tutmak yasaktır ayrıca sıfalı su yılanları vardır yılancık hastalıgına ıyı gelmektedır
eger derede suyun ıcınde bır yılan sıze dogru gelırse panık yapmayın zararsızdır:-)

revenge58
09.03.2006, 23:33
ben ıcerdekı havuzda gormus ve halıyle kacmısdım:)zararsızda olsa yılan yane ınsan tedırgın oluyor

borranfirtinasi
10.03.2006, 08:28
tevfik abi galiba kangalda ikamet ediyor kardeşimiz!!

asi89
10.03.2006, 12:48
sen benim soruma cevap verdinmiki benden cevap bekliyon
ikinçisi sönmez nikkini bilmiyorsan sana söylesem de anlamasın o burda bir büyük üstan canım herkez tanır iismi mustafa sönmez oldumu
bu mustafa sönmez diye birini tanirım onun abisi varmı varsa adı ne:D :D

GuNaY
10.03.2006, 12:52
bu mustafa sönmez diye birini tanirım onun abisi varmı varsa adı ne:D :D
sen 89'lumusun???? bu resimlerdeki senmiisin???

asi89
10.03.2006, 14:47
sen 89'lumusun???? bu resimlerdeki senmiisin???
Sivasspor.com1 evet ben 89 luyum resimdekide benim :D :D :D

borranfirtinasi
10.03.2006, 15:25
Mevlam Kanat Vermis Uçamiyorsun
Bu Nefsin Elinden Kaçamiyorsun
Ruhsati Dünyadan Geçemiyorsun
Topraklar Basina Vay Deli Gönül

ASIK RUHSATI


+imza sinan biliyorsun aşık ruhsati bizim köylü

borranfirtinasi
10.03.2006, 15:26
sivas-kangal-deliktaş köyünde doğup büyümüş burda ölmüştür

asi89
10.03.2006, 16:00
kangal http://www.sivasspor.com/forum/attachment.php?attachmentid=15 09&stc=1&d=1142002831köpegiSivasspor.co m1

asi89
12.03.2006, 10:12
Sivasspor.com1 sizler için kangallı şanaççımız ÜNAL TAŞLIGIN bir parçasını veriyorum iyi dinlemelerhttp://rapidshare.de/files/15298049http://rapidshare.de/files/15298049/GEL.mp3.html/GEL.mp3.html

sinan58_34
12.03.2006, 11:31
sivas-kangal-deliktaş köyünde doğup büyümüş burda ölmüştür
evet eyup abım asık ruhsatı kangalın delıktas koyunde (yanı bızım koyde ) dogup buyumus yasadıklarını dızelere dokmus bi asıgımızdır kendısını rahmetle anıyoruz

sinan58_34
12.03.2006, 11:35
ıste 2005 kangal coban kopegı festıvalınden bazı goruntuler

sinan58_34
12.03.2006, 11:36
.............................. ........................

sinan58_34
12.03.2006, 11:40
...............devamı......... ........

sinan58_34
12.03.2006, 11:43
sivasın kangal ılcesındekı dunyaca tanınmıs olan kangal balıklı kaplıcasından bazı goruntuler
kaplıca yarı olımpık havuzu

sinan58_34
12.03.2006, 11:44
.............................. .............

fatih_5834
21.03.2006, 22:06
Kangal İlçesinin Tarihçesi

İlçenin yerleşim tarihi oldukça eskidir. Anadolu tarihi ilk çağlardan beri medeniyetin beşiği olmuştur. Bir medeniyet yıkılırken yerine yeni bir medeniyet kurulmuştur.

İlçe topraklarının Anadolunun içerisinde olması nedeniyle yıllarca yerleşim merkezi olduğu gibi kurulan devletler arasında sınır teşkil etmesinden dolayı müstahkem mevkii durumuna gelmiştir. İlk çağlardan kalıntılar, ilçenin dağlık bölümünü oluşturan kuzey kesimini oluşturmuştur. Köy Hizmetlerinin yol yapımında,Gençali köyü yakınlarında işlenmiş taşlar bulunmuştur. Hüyük (Tümülüs) adı verilen yığmaları ilçe merkezinde, Yukarıhüyük, Tilkihüyük, Bulak köyü ve Kavak'ta bulunmakta olup henüz güncelleştirilmediği için hangi döneme ait olduğu bilinmemektedir. Hitit krallığının en gelişmiş dönemi olan M.Ö.1400 yılarında Hititlerin doğu komşusu olan Kargamış ile arasındaki sınır ilçe yakınlarında bulunmaktaydı. Hitit dönemine ait Havuz köyünün doğusunda bulunan Karaseki mevkiinde tipik bir Eti şehri harabesi bulunmaktadır. Ayrıca ilçe merkezine 46 km. uzaklıktaki Akçakale köyünde de Hitit dönemine ait bir kale bulunmaktadır. Belirtilen dönemlere ait kalıntılar bakımsızlık nedeniyle harabe durumundadır.

Lityalılar devrinde,devrin komutanlarından GİGES döneminde yapılan ve Mezepotamya ticaretini Ege denizine bağlıyarak Sivas-Malatya-Diyarbakır istikametine giden kral yolu yapılmıştır. Belirtilen yol kral yolumu yoksa buna bağlı başka bir yol mu olduğu kesinlik kazanmamıştır. Romalılar döneminde ilçemiz yerleşim merkezi olduğu Roma kalıntılarından anlaşılmıştır. İlçe merkezinde bulunan çanak, çömlek kalıntıları bunun belgesidir. Bunlardan biri Sivas müzesinde muhafaza edilen ve pişirilmiş topraktan yapılan bir lahittir. Bu lahit ilçemiz merkezinden çıkarılmıştır. Ayrıca bu döneme ait bir su kemeri olduğu da bilinmektedir. Ayrıca merkez ilçenin Alibey mevkiinde Romalılar dönemine ait olduğu sanılan çeşme ve kalıntıları olduğu bilinmektedir.

Selçuklu hükümdarı Alpaslan'ın Bizanslılar ile yaptığı Malazgirt savaşını takiben yapılan antlaşma uyarınca Kızılırmak yayının dışında kalan, Kızılırmağın doğusu ile birlikte ilçemiz yöresi de Selçuklu egemenliğine girmiştir. Bu dönemde ilçemiz ve çevresi Türkmenlerin yerleşim yerlerinden biri olmuştur. Yöreye ilk gelen Türkmen beyleri yol güzergahı (Kral yolu) olması ile ayrıca tarım ve hayvancılığa elverişli olmasından dolayı bugünkü Humarlı, Mısırören ve Havuz köylerinin bulunduğu düz ve çayırlık araziye yerleştikleri bilinmektedir. Burada yerleşenlerin Oğuz Türklerinin KANGAR boyu olduğu tahmin edilmektedir.

Başlangıçta göçer ve hayvancılıkla uğraşan Türkmenler,Selçuklular döneminde yerleşik düzene geçerek bugünkü Humarlı, Mısırören ve Havuz köylerini kurmuşlardır. Bu göçler zaman zaman devam etmiştir.

II. Beyazıt döneminde Kangal İlçemiz Osmanlılara geçmiştir. II.Selim İran seferine giderken İran saflarında yer almasın diye Erzincan, Tunceli dolaylarında yaşayan Türkmenlerin bir kısmın Zara, Divriği ve Kangal arasına yerleştirdiği bilinmektedir. 4.Murat Samsun ve Giresun limanlarını Anadolu'ya ve İstanbul'dan gelen yolu Halep'e kadar bağlayan meşhur Bağdat yolunu Humarlı köyü civarındaki Halep köprüsünün 1626 yılında tamamlanmasından sonra hizmete açılmış ve bölgeye canlılık kazandırmıştır.

Osmanlı-Rus savaşlarında (1877) doğuda ilerleyen Rus ordusundan Türk aileleri bugün Uzunyayla (Çerkez) bölgesine yerleşmiş, 1. Dünya savaşına müteakiben Milli Kurtuluş savaşında da göçler devam etmiş ve bu göçler ilçe merkezine de sirayet etmiştir. Bu savaşlarda Milli saflar cephesinde yer almış Türk boylarıdır.

Kangal, 1901 yılında ilçe merkezi olmuştur. Bu tarihten önce Bucak Subaşı ünvanı ile makam kisfesi, bir cüppe ve Markop denilen ayak giyimi ile sembolleşmiştir.

Kurtuluş savaşı yıllarında yurdun diğer taraflarında oluşturulan cemiyetlere ilaveten Kangal'da ULVIYE adli kadın cemiyeti oluşturulduğu ve Milli Mücadeleye böylece katkıda bulunduğu tespit olunmuştur. ilçeye 1902 yılında ilk kaymakam olarak eski Sivas Valilerinden, tarihi kişiliği olan Muammer Bey atanmıştır. İlçemizde tarım ıslah çalışmalarında bulunduğu bilinmektedir. İlçe merkezinden geçen Sivas-Malatya eski karayolu şosesi, eski Sivas valilerinden Halil Rıfat Paşa zamanın da açılmıştır.






slm beyler sizzin gibi bende koyu sivasspor luyum
GARDAS BENDE KANGALLIYIM AMA HEP DESTEK TAM DESTEK OLMAMIZ LAZIM SIVASA