SivasSpor.com -  Yiğidoların Özgür Sesi

SivasSpor.com - Yiğidoların Özgür Sesi (http://www.sivasspor.com/forum/index.php)
-   Heykel (http://www.sivasspor.com/forum/forumdisplay.php?f=17)
-   -   AŞIK VEYSEL'İN ÖLÜM YILDÖNÜMÜ (http://www.sivasspor.com/forum/showthread.php?t=4518)

burcum 02.01.2006 14:37

AŞIK VEYSEL'İN ÖLÜM YILDÖNÜMÜ
 
[CENTER][COLOR="Magenta"][I][B]Yaşam Öyküsü
Üçyüzonda gelmiş idim cihana Veysel Şatıroğlu, 1894’te Sivas’ın Şarkışla ilçesine bağlı Sivrialan köyünde dünyaya geldi. Aşık Veysel'in ailesine yörede Şatıroğulları derler. Babası Karaca lakaplı, Ahmet adında bir çiftçidir. Aşık Veysel’in dünyaya geldiği yıllarda , çiçek hastalığı Sivas yöresinde çok yaygındır. Aşık Veysel’den önce, iki kız kardeşi çiçek yüzünden yaşamlarını yitirmiştir.Yedi yaşına girdiği 1901’de Sivas’ta çiçek salgını yeniden yaygınlaşır; kendisi de bu hastalığa yakalanır. O günleri kendisi şöyle anlatmaktadır: gülizar köyde süt sağarken sancılanır.Veysel doğar kordonu kendi keser eve gider. "Çiçeğe yatmadan evvel anam güzel bir entari dikmişti.Onu giyerek
beni çok seven Muhsine kadına göstermeye gitmiştik. Beni sevdi. O
gün çamurlu bir gündü, eve dönerken ayağım kayarak düştüm. Bir da-
ha kalkamadım. Çiçeğe yakalanmıştım... Çiçek zorlu geldi. Sol gözü-
me çiçek beyi çıktı. Sağ gözüme de, solun zorundan olacak,
perde indi. O gün bu gündür dünya başıma zindan.”

Kendisinin de anlattığı gibi 7 yaşında çiçek hastalığı nedeniyle kör olmuştur. bu olayın ardından sağ gözünün ışığı seçebilme yeteneği biraz daha olan Aşık Veysel, kendisinin süt sağdığı bir esnada , babası Ahmet'in yanına geldiğinde kendisinin aniden dönmesi nedeniyle babasının elinde bulunan değneğin ucunun sağ gözüne girmesiyle , tüm görme yetisini kaybetmiştir.

Aşı Veysel'in Ali adında bir abisi ve Elif adında bir kızkardeşi vardır. Tüm aile meydana gelen olaya oldukça üzülmüştür. Kazanın ardından kızkardeşi elinden tutarak gezdirmeye, dolaştırmaya başlamıştır kendisini. Ancak Aşık Veysel gittikçe içine kapanmıştır. Sivas ili aynı zamanda emlek yöresi olarak ta adlandırılmıştır. Bunun nedeni bölgede çok fazla sayıda âşık/ozan olmasından dolayıdır.Aşık Veysel’in babası Ahmet'te şiire meraklı, tekkeyle içli-dışlı birisi olduğundan dolayı Aşık Veysel bir uğraş olması için saz çalmayı öğrenir. Babası Aşık Veysel'e Halk ozanlarından şiirler okuyup, ezberleterek avutmağa çalışır oğlunu. Ayrıca o zamanlar yöre ozanları da zaman zaman babası Şatıroğlu Ahmet’in evine uğrayıp saz çalmaktadırlar. Komşuları Molla Hüseyin'in de sazını düzenleyip, kırılan tellerini taktığını kendisi belirtmektedir.

Aşık Veysel ilk saz derslerini babasının arkadaşı olan Divriği’nin köylerinden Çamışıhlı Ali Ağa’dan (Aşık Alâ) almıştır. Kendini bu sıralarda iyice saza vermiş; usta malı şiirlerden çalıp söylemeye başlamıştır. Bu sayede Aşık Veysel körlüğünü bir nebze olsun unutmuştur. Aşık Veysel’in saz çalmayı öğrendiği bu sıralarda abisi Ali'de cepheye gitmiş ve küçük Veysel kırık telli sazıyla yalnız kalmıştır. Savaş başladıktan sonra Aşık Veysel’in bütün arkadaşları ve emsalleri cepheye gitmişlerdir. Aşık Veysel bundan da mahrum kalmış olması nedeniyle daha derin bir ruh haline girmiştir. Aşık Veysel o günlerini şöyle anlatmaktadır;

“Eve girerim, yüzüm asık: anam babam halimi bilmez. Ben onlara derdimi, dokunmasın diye,
açamam. Onlar benim kafa tuttuğumu zannederler, bense derdimi dökmekten çekinirim, öyle ki,
sazdan bile farır gibi oldum.”

Bu sırada ağır basan vatana olan borcunu ödeme duygusu ile dizeleştirir bunu:

“Ne yazık ki bana olmadı kısmet
Düşmanı denize dökerken millet
Felek kırdı kolumu, vermedi nöbet
Kılıç vurmak için düşman başına.


Bugünler müyesser olsaydı bana
Minnet etmez idim bir kaşık kana
Mukadder harici gelmez meydana
Neler geldi bu Veysel’in başına.”


Aşık Veysel’in annesi ve babası seferberlik sonlarına doğru belki biz ölürüz ve kardeşi Veysel’e bakamaz düşüncesiyle Aşık Veysel’i Esma adında, akrabalarından bir kızla evlendiriyorlar. Aşık Veysel’in eşinden bir kız ve bir erkek çocuğu dünyaya gelmiştir. Erkek çocuğu daha on günlükken vefat etmiştir. 24 Şubat 1921de Aşık Veysel ’in annesi vefat etmiştir. Bundan onsekiz ay sonra ise babası vefat etmiştir. Aşık Veysel bu sıralarda köy odasında sıkça yapılan toplantılarda saz çalmıştır. Abisi Ali’nin bir kız çocuğu daha olunca çocuklara ve işlere bakması için bir azap (hizmetkar) tutmuşlardır. Bu hizmetkar bir gün Aşık Veysel hasta yatarken, kardeşi Ali de keven toplarken, aşık Veysel’in ilk eşi olan Esma’yı kandırarak kaçırmıştır. Aşık Veysel’in acılı yaşamına bir acı daha böylece eklenmiştir. Eşi bir başına bırakıp gittiğinde Aşık Veysel’in kucağında kızı henüz altı aylıktır. Ancan iki yıl sonra vefat etmiştir.

Aşık Veysel'in başına gelen bu talihsiz olayları bir şiirinde şu şekilde dile getirmektedir:

“Talih çile kadar sözü bir etmiş,
Her nereye gitsem gezer peşimde.”

Tüm bu olayların ardından daha fazla içine kapanık bir hal alan Aşık Veysel 1928 yılında en iyi arkadaşı olan İbrahim ile Adana’ya gitmeye karar verir. Fakat Sivas’ın Karaçayır köyünde Deli Süleyman isminde birisi Aşık Veysel'i bu ilk seyahatinden vazgeçirir.Bu olaydan daha sonra ise Zara’nın Barzan Baleni köyünden Kasım adında birisi Aşık Veysel’i köyüne götürerek iki üç ay beraber yaşarlar. Kendisini Adana’ya göndermeyen Deli Süleyman, Sivas’lı Kalaycı Hüseyin, Aşık Veysel’e yol arkadaşlığı eder. Dönüşte Aşık Veysel, Hafik’in Yalıncak köyüne ve Zara’nın Girit köyüne uğrayarak buradan güzel bir saz alır.Aşık Veysel daha sonra Hafik’in Karayaprak köyünden Gülizar adlı bir kadınla evlenir.

1931 yılında Sivas Lisesi edebiyat öğretmeni olan Ahmet Kutsi Tecer ve arkadaşları Halk Şairlerini Koruma Derneği'ni kurarlar. Daha sonra ise 5 Aralık 1931 tarihinde üç gün süren Halk Şairleri Bayramı’nı düzenlerler. Böylece Aşık Veysel’in yaşamında önemli bir dönüm noktası olan Ahmet Kutsi Tecer ile tanışması gerçekleşiyor.

1933 yılına kadar usta ozanların şiirlerinden çalıp söylüyen Aşık Veysel Cumhuriyet’in onuncu yıldönümünde Ahmet Kutsi Tecer’in direktifleriyle bütün halk ozanları Cumhuriyet ve Gazi Mustafa Kemal üzerine şiirler yaparlar. Aşık Veysel’in günışığına çıkan ilk şiiri böylece Atatürk’tür Türkiye’nin ihyası dizesiyle başlayan şiir olur. O zaman Sivrialan’ın bağlı olduğu Ağacakışla nahiyesi müdürü Ali Rıza Bey, Aşık Veysel’in bu destanını çok beğeniyor, Ankara’ya göndermek istiyor. Aşık Veysel'de Ata’ya ben giderim diye arkadaşı İbrahim ile yaya olarak yola çıkarlar. Üç ayın sonunda Ankara’ya gelirler. Aşık Veysel'in Ankara’da tanıdıklarının evlerinde kırkbeş gün misafir kalır. Destanı Atatürk’e getirmek hevesiyle geldiğini söylüyorsa da destanı Atatürk’e okuyamaz. Ancak, destan Hakimiyet-i Milliye (Ulus) basımevinde gazeteye verilir. Destan gazetede üç gün boyunca yayınlanır. Bundan sonra da bütün yurdu dolaşmaya, dolaştığı yerlerde çalıp-söylenmeye başlanarak, sevilir ve saygı görür.

Aşık Veysel Köy Enstitüleri’nin kurulmasıyla birlikte, yine Ahmet Kutsi Tecer’in katkılarıyla, sırasıyla Arifiye, Hasanoğlan, Çifteler, Kastamonu, Yıldızeli ve Akpınar Köy Enstitüleri’nde saz öğretmenliği yaparr. Bu okullarda Türkiye’nin kültür yaşamına damgasını vurmuş birçok aydın sanatçıyla tanışma olanağı bulur, şiirini iyiden iyiye geliştirir.

1965 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi, özel bir kanunla Aşık Veysel’e, Anadilimize ve milli birliğimize yaptığı hizmetlerden ötürü 500 lira aylık bağlamıştır. Aşık Veysel 21 Mart 1973 günü, sabaha karşı saat 3.30’da doğduğu köy olan Sivrialan’da, şimdi adına müze olarak düzenlenen evde yaşama gözlerini yummuştur.

KISACASI AŞIK VEYSEL'İ ANLATMAK İÇİN KELİMELER KİFAYETSİZ KALIR...
SANATI
Gözlerinin görmeyişi, Aşık Veysel'i bütünüyle etkilemiştir. Öyle ki:

“Kuş olsan da kurtulmazdın elimden
Eğer görsem idi göz ile seni”

Derken Âşık Veysel’in bu anlamda duyduğu hasretin ne kadar derin olduğu kolaylıkla anlaşılır.<br Bir eserinde ise ;
“Dünyanın en zengin aklını gördüm
Sermayesin sordum dedi ki okul.
İnsanlara hizmet yaptığın yardım,
Merhametin duygum dedi ki okul.
Sudan ateş yapan en güzel sanat
Dünyayı ışığa kaplarsın kat kat
Fikriyle mi ettin bunları icat
Rehberim oldu dedi ki okul.
Bu bir keramet mi yoksa hüner mi
Göz görmezse gönül buna kanar mı
Öksüz tarlada sapan döner mi
Eker biçer motor dedi ki okul.
Kanat takar gökyüzünde uçarsın
Denizleri müdanasız geçersin
Soğuğu yağmuru nasıl seçersin
Rasathane kurmuş dedi ki okul.
Çeşitli taşıtlar bir de trenler
Hekim olup her yareyi saranlar
Bunu sen mi yaptın yoksa erenler
Daha neler yapar dedi ki okul.
Radyo hayrete düşürdü beni
Her dilden biliyor yok amma cam,
İlim akıl fikir yaratmış bunu
Lambası dalgası dedi ki okul.
İnsanlar kafası bunları bulan,
İlimdir dünyada hakikat olan
Bütün bu işlerin temelim kuran
İnan buna Veysel dedi ki okul” diyor.


Zaman zaman umutsuzluk ve hiçlik duygusuna kapılsa da Veysel, büsbütün yaşama sarılmayı elden bırakmaz. Yaşamı anlama ve anlamlandırma çabası sürekli ağır basar. Ayrıca “ahiret” kavramı da ondan derin değildir.

Aşık Veysel’in bir özelliği de şu: Dinî şekilciliğin baskısına dayanmaması onu kırmaya çalışması, Allah ile samimi, senli benli olması. Daha doğrusu Bektaşi geleneğine bağlılığı. Tanrıya hitap şiirinde olduğu gibi:

“Kainatı sen yarattın
Her şeyi yoktan var ettin
Beni çıplak dışar attın
Cömertliğin nerde senin.”


KENDİSİNE ALLAH'TAN RAHMET ETSİN...MEZARI NUR OLSUN İNŞALLAH
SENİ UNUTMADIK AŞIK VEYSEL HEP HATIRLAYACAĞIZ...[FONT="Tahoma"][/FONT][/B][/I][/COLOR][/CENTER]

burcum 02.01.2006 14:40

[COLOR="Magenta"][I][B]DOSTLAR BENİ HATIRLASIN [FONT="Tahoma"][/FONT]

Ben giderim adım kalır,
Dostlar beni hatırlasın.
Düğün olur, bayram gelir,
Dostlar beni hatırlasın.

Can bedenden ayrılacak,
Tütmez baca, yanmaz ocak,
Selam olsun kucak kucak,
Dostlar beni hatırlasın.

Açar solar türlü çiçek
Kimler gülmüş, kim gülecek
Murat yalan, ölüm gerçek,
Dostlar beni hatırlasın.

Gün ikindi akşam olur,
Gör ki başa neler gelir,
Veysel gider, adı kalır
Dostlar beni hatırlasın [/B][/I][/COLOR]

burcum 02.01.2006 14:41

[COLOR="Magenta"][I][B]KARA TOPRAK

Dost dost diye nicesine sarıldım
Benim sadık yarim kara topraktır.
beyhude dolandım, boşa yoruldum
Benim sadık yarim kara topraktır.
Nice güzellere bağlandım kaldım
Ne bir vefa gördüm ne fayda buldum
Her türlü istediğim topraktan aldım
Benim sadık yarim kara topraktır

Koyun verdi, kuzu verdi, süt verdi
Yemek verdi, ekmek verdi, et verdi
Kazma ile dövmeyince kıt verdi
Benim sadık yarim kara topraktır

Adem'den bu deme neslim getirdi
Bana türlü türlü meyve bitirdi
Her gün beni tepesinde götürdü
Benim sadık yarim kara topraktır.

Karnın yardım kazmayınan, belinen
Yüzün yırttım tırnağınan, elinen
Yine beni karşıladı gülünen
Benim sadık yarim kara topraktır

İşkence yaptıkça bana gülerdi
bunda yalan yoktur herkes de gördü
Bir çekirdek verdim, dört bostan verdi
Benim sadık yarim kara topraktır.

Havaya bakarsam hava alırım
Toprağa bakarsam dua alırım
Topraktan ayrılsam nerde kalırım
Benim sadık yarim kara topraktır.

Bir dileğin varsa iste Allah'tan
Almak için uzak gitme topraktan
Cömertlik toprağa verilmiş Hak'tan
Benim sadık yarim kara topraktır.

Hakikat istersen açık bir nokta
Allah kula yakın, kul da Allah'a
Hakkın gizli hazinesi toprakta
Benim sadık yarim kara topraktır.

Bütün kusurumu toprak gizliyor
Melhem çalıp yaralarım düzlüyor
Kolun açmış yollarımı gözlüyor
Benim sadık yarim kara topraktır.

Her kim ki olursa bu sırra mazhar
Dünyaya bırakır ölmez bir eser
Gün gelir Veysel'i bağrına basar
Benim sadık yarim kara topraktır.
[FONT="Tahoma"][/FONT][/B][/I][/COLOR]

02.01.2006 14:43

büyük halk ozanı AŞIK VEYSELİ herzaman bize bıraktıgı eserler için saygı ve sevgiyle anıyoruz....

x_burnley 02.01.2006 14:48

selam
 
[QUOTE=eren1]büyük halk ozanı AŞIK VEYSELİ herzaman bize bıraktıgı eserler için saygı ve sevgiyle anıyoruz....[/QUOTE]


Bu güzel düşüncel sana teşekkür ederiz burcum

Arif Coşkun 02.01.2006 14:54

Selam saygı hepinize
Gelmez yola gidiyorum
Ne şehire ne de köye
Gelmez yola gidiyorum

Gemi bekliyor limanda
Gideceğim bir ummanda
Gözüm kalmadu cihanda
Gelmez yola gidiyorum

Eşim dostum yavrularım
İşte benim sonbaharım
Veysel karanlık yollarım
Gelmez yola gidiyorum

Büyük ozan Aşık Veysel'i saygıyla anıyoruz.

Arif Coşkun 02.01.2006 15:23

TÜRKÜZ TÜRKÜ ÇAĞIRIRIZ

Dünya dolsa şarkıyılan
Türküz türkü çağırırız
Yola gitmek korkuyulan
Türküz türkü çağırırız

Türküz Türkler yoldaşımız
Hesaba gelmez yaşımız
Nerde olsa savaşırız
Türküz türkü çağırırız

Türklerdir bizim atamız
Halis Türküz kanı temiz
Şarkı gazeldir hatamız
Türküz türkü çağırırız

Bayramlarda düğünlerde
Toplantıda yığınlarda
Sıkılınca dar günlerde
Türküz türkü çağırırız

Yaylalarda yataklarda
Odalarda otaklarda
Koyun gibi koytaklarda
Türküz türkü çağırırız

Su başında sulaklarda
Türkün sesi kulaklarda
Beşiklerde beleklerde
Türküz türkü çağırırız

Hep beraber gelin kızlar
Bile coşar o yıldızlar
Koşulunca çifte sazlar
Türküz türkü çağırırız

İnler Veysel arı gibi
Bülbüllerin zarı gibi
Turnalar katarı gibi
Türküz türkü çağırırız

AŞIK VEYSEL

CÜSSKB-Aynur 02.01.2006 15:25

Senlik Benlik Nedir Bırak

Allah birdir Peygamber Hak
Rabbül alemindir mutlak
Senlik benlik nedir bırak
Söyleyim geldi sırası

Kürtü Türkü ne Çerkezi
Hep Ademin oğlu kızı
Beraberce şehit gazi
Yanlış var mı ve neresi

Kurana bak İncile bak
Dört kitabın dördü de hak
Hakir görüp ırk ayırmak
Hakikatte yüz karası

Binbir ismin birinden tut
Senlik benlik nedir sil at
Tuttuğun yola doğru git
Yoldan çıkıp olma asi

Yezit nedir, ne kızılbaş
Değil miyiz hep bir kardaş
Bizi yakar bizim ataş
Söndürmektir tek çaresi

Kişi ne çeker dilinden
Hem belinden, hem elinden
Hayır ve şer emelinden
Hakikat bunun burası

Şu alemi yaratan bir
Odur külli şeye Kadir
Alevi Sünnilik nedir
Menfaattir var varası

Cümle canlı hep topraktan
Var olmuştur emir Haktan
Rahmet dile sen Allah'tan
Tükenmez rahmet deryası

Veysel sapma sağa sola
Sen Allah'tan birlik dile
İkilikten gelir bela
Dava insanlık davası…

Büyük Ozanımızı saygıyla, sevgiyle anıyorum.

Kaptan-58 02.01.2006 15:46

[B]BÜYÜK ÜSTAD AŞIK VEYSEL ŞATIROĞLUNU SATGI VE RAHMETLE ANIYORUZ... [/B]

1967 dernek serkan20 02.01.2006 16:50

[B]sivası anlatmaya başladığımızda ilk akla gelen ustad AŞIK VEYSELİ rahmetle anıyoruz[/B]


WEZ Format +2. Şuan Saat: 12:26.

Powered by: vBulletin. Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.


Copyright © 2005