![]() |
SIVASLIMISIN HEMSERIM
Sıvasli Misin Hemşerım?
" Siz, Sıvaslı mısınız beyefendi? " Hele de bahayım sen Suvaslımısın gardaş la? Neresindensin? Sarıyer'den mi, Ümraniye'den mi, Avcılar'dan mı? Yoksa Bezirci'den, Mehmetpaşa'dan, Gökçebostandan'mı " Siz, Sıvaslı mısınız beyefendi? " Efendim?... Sivaslıyım dediniz galiba, doğru mu? Peki öyleyse şimdi beni dinle ve hakikaten sivaslı olup olmadığına kendin karar ver. -Kepenek suyunu belki yarım kulak işittin, peki Ünzile'yi, Mihrivefa'yı, Behrampaşa'yı bilirmisin. Mahallenin fırınından yeni çıkmış yerli undan yapılma dumanı üstünde türüm türüm tüten ekmeğin arasına, kıyma tenekesinden kıyma eşip de arasına taze soğan yatırıp yedin mi? Bacalardan balta kesmez buz sarktığı, "pu desen havada donacak" rezil ayazlarda, uydurma kızaklara bipip yokuş aşağı "tarhana" kaydın mı, met-deynek oynadın mı, aşık oynarken kınalı enekeni bile utuzduğun oldu mu? , bir "tos osman" bostanından hırsızlama söktüğün patatesleri, gazellerin arasında pişirirken doğrucu bir mahalle büyüğü kulağının tözüne bir amansız sille çekip de gözünü kararttı mı? Kanlıbahçede top oynadın mı gardaş? Kızılırmağın eğri köprüsünün dördüncü gözünden balıklama atlamışlığın var mı? Bir zamamlar Kepçeli'de icra_yı sanat eyleyen "böyük fedakarlıklarla Afrikadan getirtilmiş olan iki başlı devlerle balıkkızların" da teşhir edildiği tiyatroları seyrettin mi? Sen hiç Palas'ta maça kızı, Kristal'de tavla oynadın mı? hemşerim. Çerkezin Kavede akla sığmaz kahveler içip Kenedi Üsüyünden amansız Hafik hikayeleri dinledin mi? Mevlana'da, Bengiler'de, Tekke'nin dibinde amandan habersiz çimip çimipte, akşama beyazını kaybetmiş ıslak kahverengi donunla sopa yedin mi? İlk hırsızlama cigaranı nerede içtin gardaş. -Hele bi yol de bakayım, otomobilin "ufo" gibi nadirattan uğradığı taş göşeli sokaklarda devrile yıkıla giden faytonların arka dingiline asılıp da, şöyle esaslı bir "yağlı kamçı" yedin mi hemşerim? Mahalle kavgasında kafanı en az oniki dikiş kutrunda yardırıp gazi oldun mu? Ellibeş kuruşu denkleştiremediğin için direkten dönen top gibi sinama kapılarından dönmenin inkisarını yaşadın mı? "Cıkk" mı? -Olsun hemşerin, senin kafa kağıdında Sivas yazmıyor mu? Tamam bizdensin. Belki Sıvas denilen şu "Kaybolmuş şehir" de yekün üç saat bile kalmadın; olsun, sende bizdensin. -Başka ne söyleyim aziz hemşerim sen de bizdensin. - Emetükte 5 kiloluk zeytinyağı tenekesini kızak yapıp kaymasanda, üç beş arkadaş birleşip aldığın üçüncü sigarasını içmek için ta eğri köprüye gitmesen de, sokaktan geçen çemenci dayının 50 kuruşluk yarım ekmek arası çemenini, tahıl meydanındaki ciğerci dayının ciğerini yemesen de, olsun sende bizdensin SIVASLI hemşerim sende bizdensin, ama istersen bir uğra Sivas'a ha ne dersin. |
ahmet turan alkanın altıncı şehir kitabından
gerçekten güzel anlatılmış bir sivas o eski günlerin güzelliğini sadece yaşayan bilir. ellerine sağlık ahmet turan hocam. |
TAVŞAN BAYIRI
TAVŞAN BAYIRI
Tavşan bayırı, daracık,adı üstünde bayır,biraz yokuşlu bir sokak,taşlarla döşenmiş,çakur çukur bir sokak işte. Sokağa ilk adım attığınızda kapı önlerindeki büyük,düzgün oturak taşlarını görürsünüz.Aile reisleri mutlaka o taşları kapı önlerine koydururdu.Taşlar evin bir parçası gibiydi sanki. O taşlar o kadar çok işe yarardı ki,gündüzleri hanımlar sohbet eder,geceleri ise erkekler. O zamanlar televizyon denen illet alet yok.Babaların,dedelerin radyoda 19.30 ajansını dinleyip, yatsı namazını mescitte imamla kılıp geldikten sonra,toplanıp evlerden minderlerin alınıp üzerine oturdukları taşlar. Çay kahve içerken büyük sohbetlerin edildiği,askerlik anılarının anlatıldığı,çocuklara imanları pekişsin diye zoraki dini hikayelerin dinletildiği,ana,baba hakkının çok geçtiği hadislerden örneklerin verildiği,çocukların kulaklarına küpe olsunda,büyüdüklerinde anaya babaya bakıp onları kimseye muhtaç etmesin diye öğütlerin verildiği yaz akşamlarının en gözde dinlenme yerleri taşlar. O taşlar ne kadar işe yarardı,sokaktan geçen yaşlı teyze ve amcalar soluklanmak için oturup dinlenir,ev sahibinden geçmişlerinin hayrına bir bardak su isteyip yüreklerini ferahlattıkları güzide oturak yerleri. Hemen her evin bir bahçesi veya avlusu vardı ve bu alanlarda mutlaka elma ağacı,erik ağacı,vişne ağacı bazen kayısı ağacıda görülürdü,ama olamazsa olmazı “kavak ağacıydı”her bahçede,kapı önünde mutlaka kavak ağacı.Hani bir söz vardır “kavak ağacını seven çok az kişi gördüm,çünkü dosdoğrudur.”kimse sevmezdi bu ağacı ama her yere kavak ağacı dikilirdi nedense. Bahçelerde ve kapı önlerinde bir dürüstlük abidesiymiş gibi tüm heybetiyle kendini gösterirdi. Bahçe deyip geçmeyin sakın!Orası ev halkının en önemli mekanlarından birisidir.Hanımlar bakır leğenlerinde Hacı Şakir sabunuyla(o zaman deterjan daha ya icat edilmemiş veya yaygınlaşmamıştı) ellerinde çitileyerek yıkadıkları,maltızın üzerinde,kaynar kazanlarda kaynatılıp,dezenfekte edilip,tertemiz çamaşırların asıldığı yerdir bahçeler.Güneşli günlerde hanımların börek,çörek yapıp yiyip içtikleri bir nadide yer.Baharda dikilen yeşil soğan,domates,hıyar,maydanoz,tere,marul,nane gibi ürünleri yetiştirip yazları dalından kopartılıp salataları süsleyen o lezzetli,hormonsuz sebzelerin yetiştiği en gözde alandır bahçeler.Babaların çiçekler, güller yetiştirip her akşam işten gelip özenle hortumu çeşmeye takıp sebzeleri,çiçekleri,ağaçları suladıkları bahçeler.Kimi kamelyalı,kimi elkovanlı,kimi pencerelerine kadar sarmaşıkların sardığı bahçeler. Her sokakta olduğu gibi Tavşan Bayırında da bir tatlı su çeşmesi vardı.O tatlı suyun etrafını bir hayırsever yaptırıp bilmem kimin hayratı diye sokak sakinlerinin hizmetine sunardı.O tatlı su gençler için işkence,hanımlar için bir keyif ve dedikodu yeriydi,belki de ev işlerinden yorulup dinlenebildikleri tek yerdi. Artık o sokaklar yok o güzelim evler ve bahçelerde yok,o nur yüzlü ak sakallı yaşlı emmilerde,dayılarda yok.Kapı önlerinde oturan yaşlı teyzelerde yok.Eskiyi hatırlatan hiçbir şey yok. Şimdi asfalt yollar,düzenli kaldırım taşları,üç yada dört katlı apartman denilen samimiyetsiz beton yığınları var. Nerde o eski güzelim sokaklar. 6.4.2005 drummer bu yazıyı edebiyat dersinde yazmıştım konumuz tasvirdi.hocamız çok beğenmişti. bu sokak sivasımızın en eski ve merkezi sokaklarından biridir. |
SELAMUNALEYKÜM;
Bende delikanlının en çok çıkan yerindenim("SİVAS") Dur gardaş! Bir selam ver geç, dostuna Yabancı değilsin, bizim eldensin Endamın gururun bize benziyor Yiğidin harman olduğu yerdensin Cekmis Esrari yürüyor sokaklarda Bir Sivasli Bakislariyla Masum ama Belali... Hayata Küsmüs ama Dostlarina Sevdali... Bedeni Dikisli Yüregi Yarali... Bos Gezmez Belindedir Silahı Belali Bir Kul ama ALLAH'ina Kadar SiVaSli. |
[B]ben mehmetpaşalıyım yani behrampaşalıyım
bu arada hikaye gözlerimi doldurdu çok güzel anlatılmış sivasım[/B] |
[QUOTE=BOZKURT58]Sıvasli Misin Hemşerım?
" Siz, Sıvaslı mısınız beyefendi? " Hele de bahayım sen Suvaslımısın gardaş la? Neresindensin? Sarıyer'den mi, Ümraniye'den mi, Avcılar'dan mı? Yoksa Bezirci'den, Mehmetpaşa'dan, Gökçebostandan'mı " Siz, Sıvaslı mısınız beyefendi? " Efendim?... Sivaslıyım dediniz galiba, doğru mu? Peki öyleyse şimdi beni dinle ve hakikaten sivaslı olup olmadığına kendin karar ver. -Kepenek suyunu belki yarım kulak işittin, peki Ünzile'yi, Mihrivefa'yı, Behrampaşa'yı bilirmisin. Mahallenin fırınından yeni çıkmış yerli undan yapılma dumanı üstünde türüm türüm tüten ekmeğin arasına, kıyma tenekesinden kıyma eşip de arasına taze soğan yatırıp yedin mi? Bacalardan balta kesmez buz sarktığı, "pu desen havada donacak" rezil ayazlarda, uydurma kızaklara bipip yokuş aşağı "tarhana" kaydın mı, met-deynek oynadın mı, aşık oynarken kınalı enekeni bile utuzduğun oldu mu? , bir "tos osman" bostanından hırsızlama söktüğün patatesleri, gazellerin arasında pişirirken doğrucu bir mahalle büyüğü kulağının tözüne bir amansız sille çekip de gözünü kararttı mı? Kanlıbahçede top oynadın mı gardaş? Kızılırmağın eğri köprüsünün dördüncü gözünden balıklama atlamışlığın var mı? Bir zamamlar Kepçeli'de icra_yı sanat eyleyen "böyük fedakarlıklarla Afrikadan getirtilmiş olan iki başlı devlerle balıkkızların" da teşhir edildiği tiyatroları seyrettin mi? Sen hiç Palas'ta maça kızı, Kristal'de tavla oynadın mı? hemşerim. Çerkezin Kavede akla sığmaz kahveler içip Kenedi Üsüyünden amansız Hafik hikayeleri dinledin mi? Mevlana'da, Bengiler'de, Tekke'nin dibinde amandan habersiz çimip çimipte, akşama beyazını kaybetmiş ıslak kahverengi donunla sopa yedin mi? İlk hırsızlama cigaranı nerede içtin gardaş. -Hele bi yol de bakayım, otomobilin "ufo" gibi nadirattan uğradığı taş göşeli sokaklarda devrile yıkıla giden faytonların arka dingiline asılıp da, şöyle esaslı bir "yağlı kamçı" yedin mi hemşerim? Mahalle kavgasında kafanı en az oniki dikiş kutrunda yardırıp gazi oldun mu? Ellibeş kuruşu denkleştiremediğin için direkten dönen top gibi sinama kapılarından dönmenin inkisarını yaşadın mı? "Cıkk" mı? -Olsun hemşerin, senin kafa kağıdında Sivas yazmıyor mu? Tamam bizdensin. Belki Sıvas denilen şu "Kaybolmuş şehir" de yekün üç saat bile kalmadın; olsun, sende bizdensin. -Başka ne söyleyim aziz hemşerim sen de bizdensin. - Emetükte 5 kiloluk zeytinyağı tenekesini kızak yapıp kaymasanda, üç beş arkadaş birleşip aldığın üçüncü sigarasını içmek için ta eğri köprüye gitmesen de, sokaktan geçen çemenci dayının 50 kuruşluk yarım ekmek arası çemenini, tahıl meydanındaki ciğerci dayının ciğerini yemesen de, olsun sende bizdensin SIVASLI hemşerim sende bizdensin, ama istersen bir uğra Sivas'a ha ne dersin.[/QUOTE] bu yaziyi 5 dakikada okudum her misrasi beni taaaaa cocukluk yillarima götürdü. Nostaljik hatiralarim tekrar gözümün önüne geldi .bence 30 40 sene önceki sivas baska bir güzeldi....... |
[QUOTE=BOZKURT58]Sıvasli Misin Hemşerım?
" Siz, Sıvaslı mısınız beyefendi? " Hele de bahayım sen Suvaslımısın gardaş la? Neresindensin? Sarıyer'den mi, Ümraniye'den mi, Avcılar'dan mı? Yoksa Bezirci'den, Mehmetpaşa'dan, Gökçebostandan'mı " Siz, Sıvaslı mısınız beyefendi? " Efendim?... Sivaslıyım dediniz galiba, doğru mu? Peki öyleyse şimdi beni dinle ve hakikaten sivaslı olup olmadığına kendin karar ver. -Kepenek suyunu belki yarım kulak işittin, peki Ünzile'yi, Mihrivefa'yı, Behrampaşa'yı bilirmisin. Mahallenin fırınından yeni çıkmış yerli undan yapılma dumanı üstünde türüm türüm tüten ekmeğin arasına, kıyma tenekesinden kıyma eşip de arasına taze soğan yatırıp yedin mi? Bacalardan balta kesmez buz sarktığı, "pu desen havada donacak" rezil ayazlarda, uydurma kızaklara bipip yokuş aşağı "tarhana" kaydın mı, met-deynek oynadın mı, aşık oynarken kınalı enekeni bile utuzduğun oldu mu? , bir "tos osman" bostanından hırsızlama söktüğün patatesleri, gazellerin arasında pişirirken doğrucu bir mahalle büyüğü kulağının tözüne bir amansız sille çekip de gözünü kararttı mı? Kanlıbahçede top oynadın mı gardaş? Kızılırmağın eğri köprüsünün dördüncü gözünden balıklama atlamışlığın var mı? Bir zamamlar Kepçeli'de icra_yı sanat eyleyen "böyük fedakarlıklarla Afrikadan getirtilmiş olan iki başlı devlerle balıkkızların" da teşhir edildiği tiyatroları seyrettin mi? Sen hiç Palas'ta maça kızı, Kristal'de tavla oynadın mı? hemşerim. Çerkezin Kavede akla sığmaz kahveler içip Kenedi Üsüyünden amansız Hafik hikayeleri dinledin mi? Mevlana'da, Bengiler'de, Tekke'nin dibinde amandan habersiz çimip çimipte, akşama beyazını kaybetmiş ıslak kahverengi donunla sopa yedin mi? İlk hırsızlama cigaranı nerede içtin gardaş. -Hele bi yol de bakayım, otomobilin "ufo" gibi nadirattan uğradığı taş göşeli sokaklarda devrile yıkıla giden faytonların arka dingiline asılıp da, şöyle esaslı bir "yağlı kamçı" yedin mi hemşerim? Mahalle kavgasında kafanı en az oniki dikiş kutrunda yardırıp gazi oldun mu? Ellibeş kuruşu denkleştiremediğin için direkten dönen top gibi sinama kapılarından dönmenin inkisarını yaşadın mı? "Cıkk" mı? -Olsun hemşerin, senin kafa kağıdında Sivas yazmıyor mu? Tamam bizdensin. Belki Sıvas denilen şu "Kaybolmuş şehir" de yekün üç saat bile kalmadın; olsun, sende bizdensin. -Başka ne söyleyim aziz hemşerim sen de bizdensin. - Emetükte 5 kiloluk zeytinyağı tenekesini kızak yapıp kaymasanda, üç beş arkadaş birleşip aldığın üçüncü sigarasını içmek için ta eğri köprüye gitmesen de, sokaktan geçen çemenci dayının 50 kuruşluk yarım ekmek arası çemenini, tahıl meydanındaki ciğerci dayının ciğerini yemesen de, olsun sende bizdensin SIVASLI hemşerim sende bizdensin, ama istersen bir uğra Sivas'a ha ne dersin.[/QUOTE] mukemmel bir şiir bizi koyumuze götürdü.....offf offff bee |
elıne saglık gardaş cok guzel yazmıssın. senın yazdıklarıyın cogunu bızde yaşadık.sen bızı aldın göturdun 76-79 yıllara şöy duşundumde bunlarını yaşamayan pek az insan bulunur.neydı o gunler hayatın en guzel yıllarıydı bence.
|
[QUOTE=BOZKURT58]Sıvasli Misin Hemşerım?
" Siz, Sıvaslı mısınız beyefendi? " Hele de bahayım sen Suvaslımısın gardaş la? Neresindensin? Sarıyer'den mi, Ümraniye'den mi, Avcılar'dan mı? Yoksa Bezirci'den, Mehmetpaşa'dan, Gökçebostandan'mı " Siz, Sıvaslı mısınız beyefendi? " Efendim?... Sivaslıyım dediniz galiba, doğru mu? Peki öyleyse şimdi beni dinle ve hakikaten sivaslı olup olmadığına kendin karar ver. -Kepenek suyunu belki yarım kulak işittin, peki Ünzile'yi, Mihrivefa'yı, Behrampaşa'yı bilirmisin. Mahallenin fırınından yeni çıkmış yerli undan yapılma dumanı üstünde türüm türüm tüten ekmeğin arasına, kıyma tenekesinden kıyma eşip de arasına taze soğan yatırıp yedin mi? Bacalardan balta kesmez buz sarktığı, "pu desen havada donacak" rezil ayazlarda, uydurma kızaklara bipip yokuş aşağı "tarhana" kaydın mı, met-deynek oynadın mı, aşık oynarken kınalı enekeni bile utuzduğun oldu mu? , bir "tos osman" bostanından hırsızlama söktüğün patatesleri, gazellerin arasında pişirirken doğrucu bir mahalle büyüğü kulağının tözüne bir amansız sille çekip de gözünü kararttı mı? Kanlıbahçede top oynadın mı gardaş? Kızılırmağın eğri köprüsünün dördüncü gözünden balıklama atlamışlığın var mı? Bir zamamlar Kepçeli'de icra_yı sanat eyleyen "böyük fedakarlıklarla Afrikadan getirtilmiş olan iki başlı devlerle balıkkızların" da teşhir edildiği tiyatroları seyrettin mi? Sen hiç Palas'ta maça kızı, Kristal'de tavla oynadın mı? hemşerim. Çerkezin Kavede akla sığmaz kahveler içip Kenedi Üsüyünden amansız Hafik hikayeleri dinledin mi? Mevlana'da, Bengiler'de, Tekke'nin dibinde amandan habersiz çimip çimipte, akşama beyazını kaybetmiş ıslak kahverengi donunla sopa yedin mi? İlk hırsızlama cigaranı nerede içtin gardaş. -Hele bi yol de bakayım, otomobilin "ufo" gibi nadirattan uğradığı taş göşeli sokaklarda devrile yıkıla giden faytonların arka dingiline asılıp da, şöyle esaslı bir "yağlı kamçı" yedin mi hemşerim? Mahalle kavgasında kafanı en az oniki dikiş kutrunda yardırıp gazi oldun mu? Ellibeş kuruşu denkleştiremediğin için direkten dönen top gibi sinama kapılarından dönmenin inkisarını yaşadın mı? "Cıkk" mı? -Olsun hemşerin, senin kafa kağıdında Sivas yazmıyor mu? Tamam bizdensin. Belki Sıvas denilen şu "Kaybolmuş şehir" de yekün üç saat bile kalmadın; olsun, sende bizdensin. -Başka ne söyleyim aziz hemşerim sen de bizdensin. - Emetükte 5 kiloluk zeytinyağı tenekesini kızak yapıp kaymasanda, üç beş arkadaş birleşip aldığın üçüncü sigarasını içmek için ta eğri köprüye gitmesen de, sokaktan geçen çemenci dayının 50 kuruşluk yarım ekmek arası çemenini, tahıl meydanındaki ciğerci dayının ciğerini yemesen de, olsun sende bizdensin SIVASLI hemşerim sende bizdensin, ama istersen bir uğra Sivas'a ha ne dersin.[/QUOTE] çok güzel yazmışsın gardaş |
[QUOTE=drummer]ahmet turan alkanın altıncı şehir kitabından
gerçekten güzel anlatılmış bir sivas o eski günlerin güzelliğini sadece yaşayan bilir. ellerine sağlık ahmet turan hocam.[/QUOTE] GARDAŞ ALTINCI ŞEHİRİ OKUMAYAN SİVASLI OLAMAZ DİYE DÜŞÜNÜYORUM |
WEZ Format +2. Şuan Saat: 12:24. |
Powered by: vBulletin. Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Copyright © 2005