-->: LORANT VE YEDEK KULÜBESİ
F.BAHÇELİ LORANT'IN AYIBI!..
13.03.2006 10:21
Lorant'ın Sivasspor'unu Denizlispor karşısında seyrettim... Maç öncesi Lorant'la saha kenarında sohbet ettik. Sivasspor'u fazla konuşmak istemedi Fenerbahçe'yi konuştuk. Bir Fenerbahçeli gibi konuşan Lorant " Fenerbahçe banko şampiyon olur" diyerek içindeki sarı lacivert özlemini dile getirdi.
Lorant'la sohbetim bitince basın tribününe çıkarken Denizlispor genel menajeri Can Çobanoğlu'u ile karşılaştım. Sıcak ve samimi kucaklaşmanın ardından maçı konuştuk. İki futbol adamının konuşmaları öylesine farklıydı ki, inanın bu sahaya da yansıdı. Maç başlamadan önce Lorant ümitsiz, mutsuz ve korkak konuştu... Ama ekonomik ve puan yönünden zor durumda olmasına rağmen Denizlispor'un genel menajeri Can Çobanoğlu konuşmalarında cesaretliydi, takımına güvendiğini ve kazanacaklarını söyleyebiliyordu. Ve sahada ki futbolcularda da bunu gördük. Yani Sivasspor Lorant gibi kazanma hırsından yoksun, ümitsiz başlarken, Denizlispor'da kazanma hırsı ve mücadele üst seviyedeydi.
Ve ilginç ki, maçtan birkaç gün önce birlikte olduğum kaptan Yusuf da bu maç için " Abi göreceksin futbolu da biz oynayacağız, puanları da biz alacağız" demişti. Demek ki Denizlispor'da "takım ruhu" çok iyi gelişmiş ve bu teknik heyetle bütünleşmiş. Bir takımın başarılı olması için bu çok önemli.
Denizli'deki maçta Nurullah Sağlam'ın horozları futbolun hakkını verdiler, mükafat olarak 4 golle 3 puan aldılar... Bu maçta güzel futbolun, mücadelenin ve gollerin dışında, bence önemli bir görüntü daha vardı... Bu görüntü, Denizlispor'un 1-0 üstünlüğü ile devam eden ilk devrenin 43.dakikasında Werner Lorant'ın umursamaz tavırlarla önce yedek kulübesini, sonrada sahayı terk ederek soyunma odasına gitmesiydi... Lorant sahayı terk ettikten sonra, orta hakem ilk devrenin uzatmasını 3 dakika gösterdi ve Serhat?ın ikinci golü geldi. Ama Sivasspor Teknik Direktörü Lorant takımının başında değil, soyunma odasındaydı.
Maç sonrası Lorant bir başka gayri ciddiliği daha sergileyerek, basın toplantısının yapıldığı odaya ıslık çalarak geldi. Sahadan 4-0 gibi farklı mağlup olan bir takımın hocası böylesine ciddiyetsiz ve umursamazdı... Sorulan sorulara ise, muhatabı ben değilim dercesine duvarlara bakarak cevap verdi... Lorant'ın son konuşmalarını dinlemedim. Çünkü görevini gerektiği gibi yapmayan, hele yaptığı işi ciddiye almayan insana, kim olursa olsun hiç saygı duymam.
Eğer Lorant, başka bir yerde devre bitmeden sahayı terk etse ve basın mensuplarına karşı böylesine saygısız davransa hemen dönüş biletini alırlar, ilk uçakla ülkesine gönderirler... Ama biz ülke olarak "takım başarılı olsunda nasıl olursa olsun" mantığı içinde olduğumuzdan bunu yapamıyoruz. Onun için bu adamların kahrını da, kaprisini de çekiyoruz.
|