Frankfurt’tta Arjantin Fildişi Sahilleri maçından bir gün önce Nurhay abiyle sözleştik.
Uzun bir yolculuktan sonra otelin önüne geldiğimizde ve ordaki güvenliği gördüğümüzde kendisine nasıl ulaşacağımızı kara kara düşünmeye başladık.
Kendisine telefon ettim ve polisler ve özel güvenlik tarafından kapatılmış bir yerde kendisine ulaşmamızın çok zor olduğunu söyledim.
Kendisi ise, sen merak etme ben sizi içeri alacağım dedi. Bu tabiiki bizleri çok rahatlattı.
Otobüsten indikten sonra gözleri bizi arar oldu ve bizi gördükten sonra bizleri o kadar kalabalık ve güvenliğin içinde ve Arjantin taraflarının gözleri önünde bizleri aratmadan otelele aldı.
O an inanılmaz çok mutlu olduk tabiiki.
Sonrasında kendisinin çok yoğun olmasına rağmen bizleri otel odasına alarak, sanki senelerden beri birbirimizi tanıyan eski dostlar gibi koyu bir sohbete başladık.
Sert bir insan görüntüsünün altında, yumuşak kalplı ve sevecan bir o kadarda yardımsever biri oldugunu kısa süredeki sohbette hemen anlayabildik.
Kendisine taraftar sitemizde yazılanları gösterdiğimizde ise gözleri boncuk boncuk oldu ve gözleri doldu ve kendisinin o anda dünyanın en mutlu insanı olduğunu söyledi.
Tabiiki bu görüşme bizleri fazlasıyla mutlu etti ve bir hemşerimiz ile tanışmanın mutluluğuyla üzülerek otelden ayrıldık ve o günden sonra kendisiyle sürekli irtibatta kaldık.
