ŞAMPİYON KİM OLUR?-3
Kalli'ye rağmen Galatasaray- Ahmet ÇAKAR Sabah Gazetesi yazarı
Ligin zirvesine baktığımızda 4 takımın puan puana olduğunu görüyoruz. Aslında Sivasspor’un durumu dışında fazla bir sürpriz yok bu tabloda. Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş zaten her sezon hemen hemen aynı pozisyonda oluyorlar. Lig açısından tatlı bir sürpriz olan, puan farkının bu kadar az olması ve Sivasspor’un bu yarışa katılması. Sivasspor baştan beri yarışın içinde kalmayı başardı ve buraya kadar getirdi. Birçok kişi Sivasspor’un havlu atacağını düşünüyor ama Fenerbahçe ve Trabzonspor’la oynadılar, Galatasaray ile Beşiktaş da Sivas’a gidecek. Buraya kadar gelmiş bir takım bundan sonra da her şeyi yapabilir, şampiyon da olabilir. Mehmet Yıldız dışında Sivasspor’dan herhangi bir futbolcuyu yolda görsem, inanın tanımam. Ama zirve yarışının tam merkezindeler. Bunda yönetimlerinin ve teknik direktörleri Bülent Uygun’un büyük payı var. Şampiyonluk mücadelesi veren takımlar içinde Bülent Uygun kadar takımına katkısı olan başka bir teknik adam olduğunu düşünmüyorum. Bana göre enteresan bir nokta da yabancı futbolcuların takımlara yaptığı katkıdır. Üç büyüklerdeki yabancı futbolcular çok büyük futbolcular olsalardı lig tablosu böyle olmazdı. Üç büyüklerin transfer politikalarında ve alınan futbolcuların değerlendirilmesi konusunda sıkıntı olduğu aşikar.
Son haftalarda Galatasaray ve Fenerbahçe’de gözle görülür bir düşüş var. Hem futbollarında, hem aldıkları skorlarda. Bunun bir nedeni, Avrupa kupalarına odaklanmaları. Diğer bir nedeni de yedek oyuncularının yetersizliği. Kulübeleri, böylesine iddialı takımlar için yeteri kadar kaliteli ve zengin değil. Beşiktaş’ın yaşadığı yükseliş de ilginç. Beşiktaş’ın bu çıkışı hem Galatasaray ve Fenerbahçe’deki düşüşle hem de Beşiktaş’ın önemli virajları hasarsız atlatmasıyla izah edilebilir bence. Şampiyon adayım, Kalli’ye rağmen Galatasaray’dır. Bu görüşüm değişmiş değil. Fenerbahçe ikinci, Beşiktaş üçüncü, Sivasspor da dördüncü olur şu andaki tabloya göre...
--------------------------------------------------------------------------------
Asıl Milli Takım'ı tartışalım - Deniz GÖKÇE
Ligimizde beş takım zirveye yakın. Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray, Sivas ve hatta Kayseri. Bunların altındaki takımların hepsinin başına her an her şey gelebilir. Oynanan futbolda kötü. Zirveye oynayan takımların oynadığı futbol da fanatik taraftarlar dışında kimseyi tatmin etmiyor.
Fenerbahçe, Brezilya futboluna angaje olmuş bir takım, parayla saadet arıyor. Beşiktaş para harcıyor ama o paranın sonucu uluslararası neticelerle ortada. Galatasaray parasızlıktan gençleştirme operasyonuna girdi. Birkaç yıl içinde toparlarsa iyi. Sivas ve Kayseri kollektif sporlarda “büyük” adını taşıyan takımlarla onların beşte biri bir bütçe ile bile başa çıkabileceğini gösterdi. Doğru model onlarınki.
Ülke içinde en çok kimin şampiyon olacağı konuşulsa da, esas merak edilmesi gereken ülkemizin futbolda vereceği iki sınavın nasıl sonuçlanacağı. Birinci sınavımız Sevilla maçıydı. Oradan alnımızın akıyla çıktık. İkinci sınavımız ise milli takımın Portekiz, Çek Cumhuriyeti ve İsviçre karşısına nasıl bir takımla çıkacağı. Tabii esas çok önemli olan kimin şampiyon olacağı değil. Önemli olan Milli takım. Haziran ayında hangi kadro ile ve nasıl bir futbol ile sahaya çıkacağımızı düşündükçe soğuk terler döküyorum. Ders alınması gereken Dünyanın en rekabetçi ligi olan İngiltere liglerinin, yabancılarla dolu olması sonucu İngiliz Milli takımının uluslararası turnuvaların dışında kalması. Aslında kimin şampiyon olacağını değil milli takımı tartışmalıyız...
--------------------------------------------------------------------------------
Keyifli ama kalitesiz - Vedat OKYAR Vatan Gazetesi yazarı
maç var ortada dolaşan 30 tane puan var. Alışılmadık bir şey. Şimdiye kadar böyle bir boy hizası olmadı. Keyifli mi? Evet.. Çok mu kaliteli? Hayır, Zevkli mi? Zevkli. Bu hem yukarısı için hem de aşağısı için geçerli. Kimse şu gün ne düşecekleri, ne kalacakları işaret edemez. Son iki haftaya bakıyorsunuz Galatasaray şampiyon olacağım diyor altı puan kaybediyor, keza Fenerbahçe de aynı. Beşiktaş’a bakıyorsunuz zor gibi gözüken bir deplasmandan 6 puan birden çıkartıyor.
Sivas’ın yarışı götürmesini bütün gönlümce isterim. Bana göre şu ligin en sempatik takımı. Beşiktaşlı dostlarım var, Fenerbahçeli, Galatasaraylısı. Hepsi şu-bu olmazsa Sivas olsun diyor. Bunu ilk defa dedirten Sivas.. Ben de kendimce öyle diyorum. Öyle bir yere geldik ki. Köşe başı maçları var. Orada kırılma olabilir. Hocaların katkısından ziyade yaptıkları hatalar daha önemli. Bir futbol takımına hocanın elinin değmesi %15 bilemedim %20’lerdir. Bana göre oyuncu kalitesi daha ön plandadır. Ama bir hocanın negatif oyunda takıma tesiri %50’yi bulabilir. Sivas için söylenecek bir durum söz konusu değil. Zaten iki tane oyuncusu vardı. İyi de oyunculardı ama hem kaleci hem santrfor uzun süredir oynamıyorlar. Ama bu durum Sivas’a negatif olarak yansımadı. Fenerbahçe için bana göre bu ülkede bir adam varsa ben de özeniyorsam özendiğim adam varsa o da Alex. O çok değişik bir adam. Ben ona mucit diyorum. Ortada fol yok yumurta yokken bir şeyler icat ediyor. O bir fazlalık. Galatasaray’a Lincoln diye biri geldi. Benim ezberimde vardı, çok da seyretmiştim. Çok da beğeniyordum. Geldi çok iyi başladı, maalesef Kalli yanlış yerlere soktu. Yabancı Galatasaray’a yaramamış olmalı ki kaç haftadır yerli malı kullanıyor. Beşiktaş’ta Nobre iyi, Tello iyi, Cisse iyi artı Holosko diye bir adam geldi. İşte o da Beşiktaş için fazlalık. Beşiktaş’ın çok şeyini de değiştirdi. Beşiktaş’ın hele hele öne geçtiği maçlarda gol yerinde hiç sıkıntısı olmayacak. Önlem alınması çok zor bir adam. Sabun gibi, yukardan tutsan aşağıdan kaçıyor, aşağıdan tutsan yukarıdan çıkıyor. Beşiktaş’ın yabancıları iyi.. Bir de son alınan Gordon var daha et mi balık mı anlamadık.. Denilene göre iyiymiş, zaman yalan söylemez bekleyip göreceğiz.
Şimdi gelinen bu boy hizasında mantık favorim yok. Gönül favorim Beşiktaş. Beşiktaş şampiyon olsun isterim. Olmazsa, kim olursa da hürmet ederim.
Bütün futbol takımlarının form grafiklerinin ibresi oynaktır. Zaman zaman aşağı iner zaman zaman yukarı çıkar. Futboldaki istikrar belli bir çizgi tutturmaktır. Fenerbahçe ve Galatasaray’ın bu iki haftadaki düşüşlerinin bu iki hafta içinde kalacağına inanıyorum. Büyük takımların uzun süreli düşüşleri olmaz. Onlarda ligin zirvesine tutunacaklardır. Tabii ki bu iki takımın düşüşlerinin Beşiktaş’a yaradığının bir gerçek olduğunu da unutmayalım.
--------------------------------------------------------------------------------
Gönüllerin şalpiyonu Sivas - Rıdvan DİLMEN Milliyet Gazetesi yazarı
Ligde heyecan var kalite yok. Bunu ayrı tutmak lazım. Heyecan alta da üstte de var. 4 takım şampiyonluğa oynuyor. Bu takımların kendi aralarında da maçları var. Ancak bu maçlardan çok Anadolu takımlarına karşı oynadıkları maçlarda puan kaybetmemeleri lazım, puan kredilerini tüketmemeleri lazım. Çünkü puan olarak derbideki puanları şampiyonluğa yetmeyebilir. İki hafta öncesine kadar Anadolu takımları şampiyonluğa oynayan takımlara rakip olamıyordu. İş ciddiye binince Anadolu takımları direnç göstermeye başladılar, dolayısıyla gol oranı azaldı, çünkü herkes savunma yapmaya başladı. Bu nedenle F.Bahçe, G.Saray ve Beşiktaş gol atamamaya başladı. Fenerbahçe’nin iki kulvarda devam etmesi 5 puanına mal oldu. Rakipleri tamamen lige konsantre oldular. Bundan da Beşiktaş istifade etti ve liderliğe yükseldi. F.Bahçe kafa olarak hem şampiyonluk yarışını hem de Şampiyonlar Ligi’ni birlikte götüremedi. Yıllardır “Gönüllerin Şampiyonu” diye yalandan bir atasözü var. Ama Sivasspor gerçekten gönüllerin şampiyonu. F.Bahçe, G.Saray ve Beşiktaş’tan daha fazla maç kazandı. Ancak şampiyon olmasını biraz zor görüyorum.
--------------------------------------------------------------------------------
Fener avantajlı - Gürcan BİLGİÇ Sabah Gazetesi yazarı
Uzun yıllardır böyle yarış görmedik. Bitime 10 lig haftası kala dört takım birbirinin ensesinde, beşinci de araya girmek için atakta. Ve kalan sürede ikisi hariç, hepsi birbirleri ile karşılaşacak. Bence ligin kırılma noktası da bu maçlarda. Nasıl Beşiktaş, Galatasaray’ı yenerek zirveyi aldıysa, Fenerbahçe, Trabzon ve Sivas ile de karşılaşacak. Bu maçlarda testiyi kıran, yarıştan da kopabilir. Fenerbahçe’yi zorlu deplasmanlar bekliyor. Kayseri ve Trabzonspor ligi kimin kazanacağını belirleyen takım olacağı gibi, Sivasspor da Beşiktaş ve Galatasaray’ı sahasında ağırlayacak. Futbolundaki istikrarsızlığa rağmen, kaliteli oyuncularının sonucu değiştirme farklılığı ile Fenerbahçe avantajlıdır. Galatasaray’ın eski günlerine dönmesi, Beşiktaş’ın ise defansının gol yemeden duramaması gibi sorunları var. Sivas bence şampiyonu belirler ama yarışı önde geçemez.
Fenerbahçe Alex’in omuzlarına yüklediği beklentilerle sona yürüyecek. Zico’nun başarısı, Alex’in performansıyla doğru orantılı.
Galatasaray Lincoln’ü kazanamadı. Golcülerinin müthiş formlarıyla hep tepede kaldı. İşi yerli oyuncularına düştüğü için biraz daha avantajlı. Çünkü onların sorumluluk duygusu daha yüksektir. Beşiktaş beklentisini en yüksekte tutan takım olduğu için dengelerini her an kaybedebilir. Ertuğrul Sağlam’ın sabrı ve yaklaşımı ile Sinan Engin’in tecrübesi en büyük avantajı.
Bülent Uygun, tüm eksiklerine rağmen Sivas’ı ayakta tuttu. Yılın hocasıdır. Şampiyonun da kim olacağına O’nun takımı karar verecek.
Türk teknik adamların yabancılara fark attığını görerek seviniyor, ama başarının yabancı oyuncuların ayaklarına bağlı olduğu görüyoruz. Tek sevincimiz hakem yazmamız, endişelenmemiş olmamızdır.
--------------------------------------------------------------------------------
Zevkini çıkaralım - Bahri HAVADIR
Şu anda dört takım başbaşa... 24 hafta önce biri çıkıp da “24 hafta sonra sıralama böyle olacak, Sivasspor da yarışacak” dese inanır mıydınız? Ben inanmazdım. Demek ki 10 hafta sonrasını da tahmin etmek bu durumda güç. Bir kere fikstür avantajı diye bir şey yok bu sezon bana göre... Kasımpaşa’nın Ali Sami Yen’de Galatasaray’ı yendiği bir ligin fikstür avantajı olur mu? Lider diye Beşiktaş’ı da avantajlı görmeyin. Tek farklı zar zor aldığı mucize galibiyetleri unutmayın.
Fenerbahçe’de de istikrar kalmadı son haftalarda. Şimdi zaten üç büyük takımın yarışta olması doğal da doğal olmayan Sivasspor’un da yarışa katılması. Ve bence bulunduğu yeri hakeden bir takım. Bülent Uygun da şu anda en başarılı teknik adam. Üç büyük kulüpteki imkanlar onda olsa ne olurdu acaba?
Ligin bundan sonrasına bakınca şampiyonluk yine üç takım arasında kalacak gibi; acaba Sivasspor yarışı sonuna kadar götürebilecek mi? Sonuçta uzun yıllardır görülmemiş bir lig yaşıyoruz. Avrupa liglerine baktığımızda da şanslı olduğumuz hissine kapılıyoruz. O yüzden kim şampiyon olursa olsun, biz böyle müthiş bir yarışın zevkini çıkaralım.
Kaynak:
http://www.aksam.com.tr/haber.asp?a=111176,11