Tekil Mesaj Gösterimi
Alt 13.09.2005, 19:38   #240
skywriter
Tecrübeli Yiğido
 
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Yaş: 45
Mesajlar: 867
Thanks: 0
9 Mesajına 29 Kez Teşekkür Edildi.
Tecrübe Puanı: 817 skywriter FAZLA SÖZE GEREK YOKskywriter FAZLA SÖZE GEREK YOKskywriter FAZLA SÖZE GEREK YOK
Standart

Alıntı:
agca58 Nickli Üyeden Alıntı
Pazar gecesi oynanan Galatasaray – Sivasspor karşılaşması; skordan ziyade ortaya konulan futbol açısından göz zevkine hitap eden oldukça hoş bir mücadele örneğiydi. Bu maç öncesine kadar Turkcell süper liginde; her iki takım da yenilgisiz ve yediği gol sayısının iki katını atan enteresan ekiplerdi. Ancak her iki takım da birbirinin rakipleri de değildi.

Aslında uzun lig maratonunda genelde tek hedef şampiyonluk olarak algılansa da, bu ligde 18 takımın bulunduğu unutulmamalıdır. Dolayısıyla her takımın kendine özgü bir hedefi bulunmaktadır. İşte o hedefleri yakalayan takımlar ise kendi kriterleri doğrultusunda başarıyı yakalamış sayılmaktadır.

Çünkü; takımlar vardır hedefleri ligde kalmaktır, kalırlarsa başarılıdır. Ayrıca takımlar vardır hedefleri ligi orta sıralarda tamamlamaktır. Yine takımlar vardır hedefleri UEFA kupasına iştirak etmektir. Ve takımlar vardır ki hedefleri şampiyon olmaktır. Eğer bunu başaramazlarsa ilk ikiye girip şampiyonlar ligine katılmaktır.

Pazar gecesi oynanan, ligde amaçları ve konumları farklı iki takımın mücadelesinde bu nedenlerden dolayı Galatasaray ile Sivasspor birbirlerinin rakipleri değildiler. Çünkü birisinin hedefi şampiyon olmak diğerinin hedefi ise ligi orta sıralarda tamamlamaktı! Ayrıca güçler dengesi olarak ta yine birbirlerinin rakipleri olmadığı kadro kalitelerinden açıkça belliydi!

Ancak Sivasspor’u yinede kutlamak gerekir. Çünkü, tarihi büyük başarılarla dolu asırlık bir çınar olan UEFA ve Süper Kupa Şampiyonu konumuyla Türkiye’nin en büyük futbol takımı ve kulübü olan bir Galatasaray karşısında, hem deplasmanda kısıtlı imkanlar ve dar bütçesi ile ligin çiçeği burnunda ki yeni ve mütevazı takımı olarak futbolu çirkinleştirmeden izleyenlerinde beğenisi alıp elinden geldiğince iyi mücadele etti.

Daha önceki maçlarını izlediğim Sivasspor maç boyunca oyun disiplininden kopmadan, topu ayağa oynayıp basit ancak iyi pas yaparak garantili bir futbol oynuyor, rakibin bir anlık boşluğunu da bulunca tek golle de skora gidip galip geliyordu.

Ancak Sivasspor;

Daha ligin başında hep defans güvenliğinin ön plana çıktığı, gol atmaktan ziyade gol yememenin önem kazandığı, deplasmanlarda alınan beraberlikleri dahi bir başarı sayarak, savunma ağırlıklı bir futbol taktiğinden vazgeçmeli ve savunmanın yanında futbolun diğer bir değeri olan hücumu da göz ardı etmeyerek, biraz riske girip golün de düşünüldüğü ofans futbola prim tanımak gibi önemli bir realiteyi de öğrenmelidir.

Lorant’lı Sivasspor’u biz bir Alman takımı gibi görmek isterken o karşımıza sanki bir İtalyan takımı gibi savunma futboluyla çıkıyor. Bu mantaliteden vazgeçmek sanırım çok yerinde olacaktır.

Maça teknik açılımla bakarsak,

İlk yarı;

Konuk ekip Sivasspor, orta sahayı kalabalık tutan, kanatları iyi kapatan, orta göbekte rakibe basıp iyi markaj yaparak adeta kora kor bir mücadele etti. Ayrıca savunma da iyi kapanıp, alan daraltarak oyunu sıkıştırdı ve rakibi serbest oynatmadı.

Bu bölgede ciddi pres ve markaj altına alınan Galatasaray orta saha da oyunu kuramadı. Kanatları kullanamadı ileride kaybedilen topları ise Sivasspor savunması aldı. Hal böyle olunca da Galatasaray rakibi karşısında ofans üstünlüğü sağlayamadı.

Orta saha da yük tamamıyla Saidou’nun sırtına bindi. Bu futbolcu da doğal olarak ileriye iyi servis yapamadı. Rakip Sivasspor ileride tek forveti olan Anderson gibi etkisiz bir adamla oynuyor sadece bu adama karşı Galatasaray’ın dörtlü savunma yapması gerçekten komik bir durumdu. Oysa geriden adam eksiltip, bu dörtlü savunmadan iki futbolcuyu yani, Orhan AK ve Cihan’ı ileriye çıkarsa orta saha rahatlayacak ve Galatasaray hem kanatlardan hem de orta göbekten gelerek rakibini büyük baskı altına alıp bunaltarak farklı kazanacaktı.

Ayrıca Altan ve Ümit Karan gibi bu maçta çok gereksinim duyulan futbolcuları ikinci yarının ortalarında oyuna almak Eric Gerets’in en büyük yanlışıydı.

İkinci yarı;

Sivasspor hala savunma güvenliğini ön planda tutup, hücum organizasyonları açısından saha da adeta yoktu. Tüm riskleri alarak rakibe saldıran Galatasaray karşısında 20 dakika sonra fizik olarak oyundan da düştüler ve orta alanı Galatasaray’a teslim ettiler.

Bu dakikalarda Ümit Karan’ın oyuna girmesi daha sonra Altan’ında forma şansı bulması sonucu Galatasaray kiliti açarak ve gollerini sıraladı.

Bu maçta enteresan bir de penaltı oldu ki işte bu penaltı, Futbol hatalar oyunudur sözünü adeta belgeledi. Kaptan Hakkı oyunu durdu sanarak topu ceza alanı içinde eline alınca hakem Çulcu beklide hayatının en rahat ve tartışmasız penaltı kararını verdi. Gecenin kurtarıcısı Ümit skoru ikiye taşıyan golü attı.

Galatasaray’da Saidou, Ümit oyuna pozitif katkılarda bulunurken, Sivasspor’da ise; Hakan Şükür’ü iyi markaja alan ve rakipten önce toplara çok iyi müdahale eden yaşlı Raymand Kala dede, kaleci genç Vedat dikkatleri çeken oyuncular oldu.

Ayrıca, nasıl olduysa Sivasspor alt yapısından yetişen, A2 Ulusal takımımız da da oynayan Hayrettin, savunma yönü oldukça iyi ve agresif futbol yönüyle Hasan Şaş’ı çok iyi markaj altına alıp durdurmasını bildi. Ancak bu futbolcunun ofansif yanını da güçlendirirse, hem savunma hem de hücum yönüyle çok iyi kanat adamı olabilir.

Sonuç olarak,

Galatasaray kazanmasına rağmen ciddi anlamda zorladığı maçta altın değerinde 3 puanı alarak liderliğini korudu.

Konuk ekip Sivasspor ise, bu maçı kaybetti. İyi bir savunma takımı olduğunu kanıtladı. Ancak futbolun diğer değeri olan ofansif yönüne prim tanır, hücum organizasyonlarını da savunması gibi iyi kurabilirse, bu ligde çok canlar yakar ve hedefleri olan bir takım haline gelir !!!!!


Sedat HAYRAN
sedathayran@gencturkhaber.com
Alıntı:
Kokomo Nickli Üyeden Alıntı
Maçın 0-0 bitmemesinin en büyük nedenlerinden birisi, Cem Karaca'nın sakatlanıp çıkmasından sonra yerine Lorant'ın İlhan'ı değil de Musa Kuş'u alıp,
Balili'yi orta beşlinin soluna çekmesi oldu. Balili Hayrettin'e destek olamadığı için tüm akınlar ve goller bu kanattan geldi. Kalla ise olağanüstüydü.

Diger yandan Penaltı pozisyonunda asıl konuşulması gereken Hakkı değil de dünyada hiçbir hakemin faul demeyeceği bir pozisyona Bayrak kaldıran Yan hakemdir !

Saygılar.
Tasinmistir...
skywriter isimli Üye şimdilik offline Konumundadır