Cevap: Basında Sivasspor-G.Saray (4-2) maçı
Sergen Yalçın Sivassporumuzu övmeye devam ediyor. İşte bir hafta arayla yazdığı iki yazı:
Sivasspor artık Türkiye’nin beşinci büyüğü
SİVAS’IN taktiği artık iyice yerleşmiş: Maçların ilk yarılarında kontrollü ve alan daraltarak oynuyor, defansta kalıp rakibin üzerine gelmesini bekliyor.. Böyle olunca -hele de karşında büyük bir takım varsa- gol atmak için efor harcayan ve sürekli saldırıp yorulmaya başlıyor.. Bülent Uygun ikinci yarıda karşı sahada doğacak boşlukları değerlendirmek için kontratak silahı Balili’yi sokup sonuca gitmeyi planlıyor.. Göze hoş gelen bir oyun yaratmayabilir ama çok gerçekçi bir futbol anlayışı.. Karşılaşacağı takımları çok iyi analiz etme özelliği bulunan Uygun da sonuçta elindeki kadronun Real Madrid olmadığını biliyor.. Haddini bilerek oynuyor..
SİVAS’IN böyle maçları kazanması için bir faktör daha gerekiyor.. O da hakemin korakor mücadelelere izin vermesi.. Nitekim dün Hüseyin Göçek ikili mücadelelerde topa yapılan sertliğe prim tanıdı.. G.Saray, fiziksel açıdan Sivas’a diş geçiremediği için sinirlendi, bu anlamsız sinir de yaratıcı arayışlara girmelerini engelledi.. Oysa (altını çiziyorum) topa sert oynayan Sivaslılar, hem fiziksel açıdan kemik gibi sağlam, hem de çok soğukkanlı davranıp hakemle veya rakiple oynamıyorlar.. Sadece işlerine bakıyorlar..
G.SARAY’IN en önemli silahlarının Lincoln ile Servet olduğu dün ortaya çıktı.. Biri mücadele gücüyle takımın arkasını toparlıyor ve caydırıcı oluyordu.. Öteki ise oyun kilitlendiği dakikalarda adam eksilterek ve topun yönünü çabuk değiştirerek rakip defansın dengesini bozuyordu.. İkisinin yokluğunda G.Saray hem savunmada hem de orta alanda sıradan kaldı.. Örneğin defanstaki yeni ikili Meira ile Emre’nin aralarında hiç iletişim yok.. Sivas’ın çift forvetle oynadığı ikinci 45 dakikada adam paylaşmayı beceremediler.. G.Saray kalesinde çok tehlike yaşandı, normal sonucun Sivas’ın galibiyeti olması işten bile değildi.. Çünkü yüzde 100’lük gol tehlikesi olarak nitelendirebileceğimiz pozisyonları daha çok onlar yakaladı.. Oyunun kontrolü genelde G.Saray’da gibi gözükse bile organize pozisyonlara giremediler.. Karambollerden fırsat yaratmaya çalıştılar.. Ama G.Saray’ın çift stoperinin aksine Sivas’daki Bilica ile Diallo çok iyi anlaştılar, üstüne dayanıklılıkları ile G.Saray’ın forvetlerini yıldırdılar..
SARI-kırmızılı ekibin atak organizasyonundaki temel eksiklik, hücumda gerektiği gibi çoğalamamak oldu.. Yan ortalarda Sivas’ın 7 kişilik savunma bloğu çok iyi bir yerleşimle sahayı parsellerken, G.Saray en fazla 2-3 kişiyle golü bulmaya çalıştı.. Bu sayısal eksikliğin temel sonucu şudur: Rakip defans bireysel hata yapmadıkça golü bulmanız zorlaşır.. Sivas ise ligin belki de en disiplinli, en az bireysel hata yapan takımı..
ARTIK şu gerçeği herkes kabul etsin.. Süper Lig’in kalburüstü takımlarından biri Sivas.. F.Bahçe ve G.Saray’ı iç sahada yendi.. Beşiktaş, Trabzon ve G.Saray ile deplasmanda berabere kaldı.. Her seferinde hiç yenilmedikleri gibi, şahsiyetli bir futbol ortaya koydular.. Üç Büyükler’in aklını başına toplaması gerekiyor.. Hakemler artık onları arkadan itmiyor ve çok ciddi rakiplerle karşılaşıyorlar.. Sivas’ın zirveye yürüyüşünü ayakta alkışlıyorum.. Son not: Sivas’ın yeni transferi Kamanan’ı beğendim.. Yine iyi bir futbolcu bulmuşlar..
Sivas’ı yenecek takım yok
KESTİRMEDEN şunu söyleyeyim önce: Sivas da G.Saray da iyi takım, ikisi de sonuna kadar elinden geleni yaptı, elenene yazık olacaktı.. Nitekim oldu da.. Bu maçın galibi Sivas Fortis Kupası’nda finale kadar yürüyecektir.. İşin duygusal boyutu böyle..
TEKNİK boyutuna bakarsak Sivas’ın daha ağır bastığı bir maçtı.. Çünkü G.Saray’ın en önemli adamları yoktu.. Askerlerle mücadele ettiler, penaltılarda da yorgunluk ve tecrübe faktörü öne çıktı.. Hep söylüyorum, G.Saray gibi takım savunması ve hücumunu iyi yapamayan bir ekip için en hayati 2 adam Lincoln ile Servet.. Lincoln olmadan hücumu hiç organize edemediler.. Defansta ise Servet’in yerindeki Emre Aşık çok ağır kaldı.. Zaten gerideki dörtlüye bakın: Emre Güngör, Emre Aşık, Meira ve Hakan Balta.. Dördü de gemi gibi ağır ve 2. hamleyi yapmakta zorlanıyor.. Servet’in ne kadar hayati savunmacı olduğu bir kez daha ortaya çıktı.. Sadece Lincoln-Servet değil.. Bu 2 eksiğe Ayhan ile Sabri de eklenince takımın bütün dengesi bozuldu..
BEN normalde Sabri’yi savunmacı olarak görmem ama onun yerinde oynayan Emre Güngör çok aksadı.. Sürekli pozisyon hatası yaptı, arkasına adam kaçırdı.. Sivas’ın neredeyse bütün atakları onun kanadından gerçekleşti.. Lincoln-Kewell-Barros gibi hücum potansiyeli zengin ve takımı karşı kaleye tık-tık paslarla götürebilen bir üçlünün yokluğunda Ayhan’ın eksikliği daha bariz ortaya çıktı.. Aslında orta üçlüdeki Topal-Güven-Barış mücadele açısından sıkıntı yaşamadı.. Ama üçü de dikine oynamayı beceremeyen, ağır ve defansif isimler.. Onlar topu hücuma hızlı geçiremeyince Sivas’ın zaten oturmuş ve organize defansı açığa düşmedi.. Daha doğrusu bir kere düştü, onda da Arda cezayı kesti..
ORTA saha hızlı hücum özelliklerinden yoksun olunca başka zaaflar da ortaya çıktı.. Nonda ile Ümit Karan çift forvetti ama Nonda top almak için sürekli orta sahaya geldi.. Mecburen forvet arkası gibi oynadı.. Bu nedenle Karan, 4 kişilik kemik gibi Sivas savunması arasında kafası kesilmiş tavuk gibi kaldı.. G.Saray’ı hücuma kaldıracak tek isim Arda’ydı ve üstüne çok yük bindi.. Allah’ı var, o da elinden geleni yaptı.. 75. dakikadan sonra pili bitmeye başlayınca maç tek kaleye döndü.. G.Saray doğru dürüst ileri gidemedi..
***
SİVAS’IN hakkını teslim etmek gerekiyor.. Bir kere bu tip maçları büyük takım özgüveninde oynuyorlar.. Erken bir gol yemelerine rağmen geçen seneki gibi dağılmadılar, her an “Nasıl olsa gol atarız” rahatlığındaydılar.. Onların geri dörtlüsü daha iyi ve organizeydi.. G.Saray topu ileri götüremediği için, defans hattı forvete yaklaşmak için ileriye çıktı.. Bu yüzden geride doğan boşluklar Sivas’ın hızlı adamları için biçilmiş kaftandı.. Nitekim çok pozisyon yakaladılar.. 4-5 tane % 100’lük tehlikeleri vardı.. Mesela yeni aldıkları Kamanan’a bayıldım.. Güçlü, hızlı, dripling yapıyor, şut çekiyor.. Attığı goldeki şutu öyle her futbolcu çekemez.. Özellikli bir adam olduğu belli..
ONUN dışında Mehmet Yıldız’da düşüş var ama yine iyi idare etti.. Güiza gibi boş kaleye atamadığı bir gol var ama hiç olmazsa hücuma ağırlığını koyup takımını öne taşıdı.. Öyle büyük yıldızları olmamasına karşın, Türkiye’de takım savunması ve takım hücumunu en iyi yapan ekip Sivas.. Bir özellikleri daha var: Korakor futbolu mükemmel uyguluyorlar.. Sanki sahada kavga çıksa, 11’i birden girecekmiş gibiler, caydırıcı gözüküyorlar.. Rakibin alanını daraltıp, seri diyagonal paslarla hızlı hücuma çıkıyorlar.. Mesela G.Saray’ın başına da aynı şey geldi.. Kişisel becerinle topu 3. bölgeye, kale önüne kadar getiriyorsun ama iyi kapandıkları için daha ileri gitmene izin vermiyorlar.. Dalgakıran gibi gözüken savunma hattından sekiyorsun.. Kamanan dışında orta sahadaki Sezer, gerideki Sedat-Diallo sağlam ve pozitif oynadılar..
G.SARAY’A yazık olmasının sebebi, çok eksiğe rağmen oyunu penaltılara taşıyacak direnci göstermelerindeydi.. Yoksa Ümit’in bir topu dışında bütün buldukları pozisyonlar uzaktan şutlarla gerçekleşti.. Sivas açısından ise bu sonucu büyük moral olarak değerlendirebiliriz.. Bu takım ligde lider, kupada da en büyük rakibi G.Saray’ı eleyip yarı finale kadar yükseldi.. Şimdiye kadar hiç büyük maç kaybetmediler, eğer kendi sistemlerini bozmazlarsa bundan sonra kaybetmeleri de zor gözüküyor..
__________________
Kalksam ve Dirilsem...
|