Gerçektende kâbus gibi geçen 33 haftanın ardından dün akşam Yiğidolar rahat bir nefes aldı.
Sezonu 3 ayrı Teknik Direktörle tamamlayan Sivasspor, hiç şüphesiz mutluluğu Mesut hocayla yakaladı. Hazır yeri gelmişken Mesut hocayı bir kez daha tebrik ediyorum.
Dün akşamki maça gelince. Belki de Sivasspor Mesut hoca döneminde en kötü maçını Eskişehir’de oynadı. Ancak ne olursa olsun, Sivasspor amacına ulaştığı içinde ne Mesut hocaya, nede futbolculara olumsuz manada söyleyecek hiç bir şeyimiz olamaz, teşekkür etmekten başka.
Sahanın en iyisi son haftaların flaş futbolcusu Kadir Bekmezci oldu. Yine çok koşan ve rakibinin oyununu bozan Kadir ne kadar etkili oynadıysa, yanında oynayan Keita'da da o kadar kötü bir futbol sergiledi.
Belki de bunda " Nasıl olsa bu iş bitti" düşüncesi de vardı. Tabi bunu bilmiyoruz.
Dün akşamki maç herkese bir şeyi daha gösterdi. Ben hep söylerim! Kimse kimseye maç vermez! Daha doğrusu, hiç kimse "yenileyim" diye sahaya çıkmaz! Maçtan önce “Rıza hoca Sivaslı, yardımcısı Bülent Albayrak'ta Sivasspor'da çalıştığı için maça asılmazlar vs.” gibi söylentiler vardı. Oysa dün akşam Sivasspor'u yenemedikleri için en fazla üzülen ve kenarda çırpınanda bunlardı. Nitekim, maçın ilk yarısının ve ikinci yarısının sonlarında hakeme itiraz için neredeyse sahanın ortasına gireceklerdi. Sonunda itirazdan hakem dışarı attı. Dahası, maçın son 15 dakikasında gol bulmak için Rıza hoca, Ümit Karan ve Aydın Karaduman'ı aynı anda alarak hücum hattını güçlendirdi. Rıza ve yardımcısının bu kadar hırslı olmaları gayet normal, beni de hiç şaşırtmadı.
"Ölümü görünce sıtmaya razı olunurmuş"
Bizimde yaşadıklarımız şu anda tamda böyle bir şey!
Geçmiş olsun...
Abdullah Yiğit
Hürdoğan Gazetesi