Cevap: Eleştiri başka küstahlık başka!
ABDULLAH YİĞİT
Sivasspor'u bekleyen asıl tehlike
Sivasspor'un ileride sıkıntı yaşamaması için ligin ikinci yarısına daha güçlü bir takımla girmesi şart. Çünkü ikinci yarıya bütün takımlar takviye yapmış,dolayısıyla da daha güçlü olarak gelecek.Sivasspor'un sıkıntı yaşamaması için sadece iyi takım kurması yetmez,hakem konusundada çalışma yapması gerekiyor. Geriye dönüp şöyle bir baktığımda Sivasspor aleyhine inanılmaz hakem hataları yapıldığını görüyorum. Bunlardan ilk aklıma gelen, Bursa ve Kayserispor maçlarında Cüneyt Çakır ince ince Sivasspor'u doğraması. Bursaspor'un gol atması için elinden gelen desteği gösteren Cüneyt Çakır,Kayserispor maçında da Sivasspor 1-0 öndeyken,Kayserili futbolcu Saida'nun üzerine basıp yükselerek gol atmış,Cüneyt Çakır'da bu golü vermişti.Bu gol bir anda dengeleri değiştirip Sivasspor'un sahadan farklı yenik ayrılmasına vesile olmuştu. Gaziantepspor maçında Sivasspor'lu Kadir'in kafayla attığı golü iptal eden Halis Özkahya Sivasspor'un iki puanını alıp götürürken,benzer olay Buca maçında yaşandı. Barış Şimşek,Sivassor lehine tartışması bile yapılmayacak bariz penaltıları es geçerek Sivasspor'un iki puanının daha gitmesine neden oldu. Son oynanan Fenerbahçe maçında ise Yunus Yıldırım önce Bekir'in topu eliyle kontrol edip kaleye vurduğu topa göz yumdu,sonra gole giden Mehmet Nas düşürüldü devam dedi.Asıl skandal kararı da Mehmet Topuz'un Ceyhun'a yumruk atmasına göz yummasıyla verdi. Yunus Yıldırım yumruk atan Mehmet Topuz'u eliyle itekleyip ayırdıktan sonra hiçbir şey olmamış gibi oyunu devam ettirdi. Bütün bunları yaşadıktan sonra ikinci yarı için endişe duymamak mümkün değil. Hele hele Cüneyt Çakır,Yunus Yıldırım,Abdullah Yılmaz ve Barış Şimşek gibi hakemlerin yönettiği maçlarda Sivasspor kesinlikle dikkatli olmak zorunda.
Onun için, Mecnun başkanın böyle hakemlere dur diyecek girişimlerde bulunması şart.
Uzun lafın kısası,ikinci yarı için Sivasspor'un iyi bir takım kurması kadar,böyle hakemlere dur denilmesi de önemli.
----------------------------------------------------------------------------
Saygıdeğer Sivas'lılar yiğit yiğidolar,
Aklıbaşında sağduyu sahibi herkes muhakkak ki eleştiri ile hakareti biribirinden ayırt eder.
Yiğitlik veya yiğidoluk fiziksel yapıdaki kuvvetten değil Mertlikten dolayı ifade edilen deyimlerdir.
Şimdi özellikle tartışmalara konu olan yazının başlangıcını yukarıya kopya ettim.
Lütfen sağduyu sahibi insanlar olarak yukardaki yazıyı dikkatlice tekrar okuyun, burada taraftarı kızdıracak, Abdullah Yiğit'e hakarete varan yazmaya sebep olacak ne var lütfen ''şu cümlesinden'' dolayı diyebileceğiniz bir bir olumsuzluk varmı ?
Sanıyorum tamamınıza yakını
''burada Abdullah Yiğit'e hakaret edilmesini gerektirecek veya eleştiriyi gerektirecek birşey yok Sivassporun haklarını savunmuş''
dediğinizi duyar gibiyim.
O halde vicdanlarınıza soruyorum Siz Abdullah Yiğit'in yerinde olsanız yıllarınızı
sivasspor sevdası için mücadeleyle geçirseniz yukardaki sivasspou savunmaktan başka bir amacınız olmayan yazıyı yazsanız ve size bundan dolayı hakarete varan cümleler sarfedilse siz ne cevap verirdiniz ?
Zaten hakarete varan yazıları yazanların haksızlığı, yukardaki başlangıç yazısında eleştirilecek,hakaret edilecek bir cümlesinin dahi olmaması
ile belli olmuyormu ?
Demekki Abdullah yiğit' e önyargılı bir biçimde yaklaşılmıştır.
Şunu diyeceklerini duyar gibi oluyorum '' tamam iyi ama Abdullah yiğit'in sonraki cevap yazısında sertlik,hakaret yokmu ?''
Değerli arkadaşlarıma bu durumda şunu ifade etmek isterim o zaman
A.yiğit'in ilk yazısında hakereti hakedecek bir ifadesi yoksa A.Yiğit'e hakaret edenleri eleştirsinler ''Siz hangi gerekçeyle, hangi cümlesinden dolayı adama hakeret ediyorsunuz ?'' diye.
Bir konuya daha değinmek istiyorum haksız yere saldırılan,suçlanan insanların
içinde bulunduğu durumu açıklamak için kullanılan ,ifadeler vardır ve toplumda edebiyatta buna Teşbih yani benzetme denir,yani teşbihte hata olmaz denir.
Havlayan köpeklerden korunmak için alınmak istenen taşın buzdan donması yere yapışması ve alınamaması ,yani savunmasız kalmasını vurgulamak içindir
yoksa eleştiri yapan insanları köpek yerine koymak değildir, okur yazar olan veya hayatı biraz tanıyan herkez bu deyimi ve anlamını bilir.
İlk yazısında hiçbir şekilde eleştiri ve hakareti haketmeyen bir insanın üzerine
haksızca saldırı ve hakaretler yapılınca Abdullah yiğit te dayanamamış ve sert bir yazı kaleme alarak ikinci yazıyı yazmıştır.
Bunu da büyük haksızlığa uğrayan bir insanın feryadı olarak değerlendirmek
en doğrusudur diye düşünüyorum.
Yukardaki ilk yazıyı tekrar okumak ve vicdanınızın sesine göre karar vermek..
Yiğidoluk işte budur .Yiğidoluk haksız yere bir insanın üzerine yığınlarla çullanmak değil, mağdurun yanında yer almaktır.
|