[adres58]

Sayın Abdullah Yiğit'in yazarlılığını tartışmak yada benimsemek ne onun kaleminin kırılmasına nede düdüğü duvara asmasına neden olur. Bir insanı eleştirmek kadar doğal bir şey olamaz. İnsan eleştirilerileri almalı, gerekirse benimsemeli. Ama kin duymamalı, çizgiyi aşmamalı. Bilakis hataları varsa gelen yorum ve tepkilerden birşeyler öğrenmeli, öğrendiğinide öğretmelidir.
Sayın Abdullah Yiğit'in şanssızlığı taraftarın transfer beklediği dönemde adrenali yüksek bir ortam oluşmuşken Grosicki hakkında gelen yazısının zamanlama hatası idi. Kimilerimiz alkol ve şehir potansiyelinden dolayı haklı bulurken, kimileri de yabancı oyuncuların yaşam tarzlarının bu şekilde olduğunu beyan ederek haksız olduğunu belirtmeleriydi.
Kabul, Sayın Yiğit Sivasspor adına elimizde kalem olarak en güçlü kişi görünüyor. Ne kadar yazımsal hatalar yapılsada, ne kadar zamanlamalarda sorun olsada tartışılmaz en güçlü ses o'dur... Şahen bende katılmıyorum bazı düşüncelerine, lakin bu katılmıyorum demek onun ne şahsiyetine saldırıyı, nede hakaret etme hakkını bana verir. Münazara etmek doğru yolu bulmak adına en güzel iletişim yoludur. Bu varken bizler amiyane olarak tezcanlılık yapıyor ve toplum infiali ile saldırılara başlıyoruz. Buda yanlış. Katılırsınız katılmazsınız ama hepimizin sivasspor aşkında oynadığımız roller başka başka kanatlarda. Ben site yönetiminde isem, taraftar ses gücünde, yazarlar ise kalem kantarındadır. Hepimizin paydası 1 ise o zaman hepimiz sivasspor adına konuşmalıyız düşünmeliyiz. Gerisi teferruatda kalıyor.