Basri BAYKOÇ: En az 7 puan
Beşiktaş’ın oynadığı oyunla, aldığı skorlar pek örtüşmüyor. Ancak son 12 maçtaki 11 galibiyet, bu kadro ve oyun kimliğine göre ciddi bir başarı... Bu, belki de içinde en çok inatçılığı barındıran bir oyun karakterinin sonucu.
Beşiktaş’ta; Galatasaray ile başlayıp, Sivas’la son bulacak 6 maç, şampiyonluk yolundaki en zor güzergah olarak hesaplanmıştı. Yolun yarısı kayıpsız geçildi. Diğer yarısındaki beklenti de tabii ki 9 puan. Fakat sıradaki üç rakip, farklı. Belediye, Fenerbahçe ve Sivas, sadece kazanma hırsıyla alt edilemez. Beşiktaş’ın pek üzerinde durmadığı futbol doğrularına daha özenli olması gerek. Son maçların orta alan kurgu ve performansı tereddüt içeriyor. Tello, Üzülmez, Serdar Özkan ve hatta Delgado formsuz. Cisse ve Toraman yok. Kurtuluş ve Sedef hazır değil. Yani Kartal, direnişçilerine en çok ihtiyacı olduğu döneme sıkıntılı giriyor. Fakat rehavet şansları yok. 3 maçtan 7 puan alırlarsa, yarışta yine en güçlü aday olarak kalırlar.
Tamer BAĞLAN: İlk üç hafta...
Türkiye’nin en iyi kadrosuna sahip takımı Fenerbahçe, istatistiklerde de açıkça görülebileceği üzere, başta derbiler, motive olabildiği maçları kazanmasını beceriyor. Bu özelliği ile de, lig sonunun favorisi olarak ilk bakışta onlar akla geliyor.
Beşiktaş ve Kayserispor karşılaşmaları ise, kalan haftalar içinde şimdilik en zor olanları Fenerbahçe için. Sebebi de ortada; çeyrek finaldeki Chelsea mücadeleleri. Sarı-Lacivertli futbolcuların bu gibi durumlarda, içerideki oyunlara kendilerini veremedikleri bilinen bir gerçek.
Bir de yarı finale kalırlarsa lig mücadelesi tamamen geri plana atılacak, muhtemelen gelecek sezon UEFA’ya katılabilme şansları bile tehlikeye girecek!
Diyelim aksi oldu bu kez...
İçerideki Kasımpaşa ve Kayserispor maçları ile daha iyi konsantre oldukları Beşiktaş derbisi üçer puanla geçildi. O zaman avantaj Kanarya’ya geçecek ve Ali Sami Yen’deki Galatasaray karşılaşması, lig finali haline gelecek.
Raşit ALTUN: Avantaj Aslan’da
Galatasaray şampiyonluk yolunda en şanslı fikstüre sahip takım. İstanbul dışında sadece iki deplasmanı var. Şampiyonluk yolundaki en büyük rakibi Fenerbahçe’yi Ali Sami Yen’de ağırlayacak. Ama Karl-Heinz Feldkamp’ın sağlık sorunları nedeniyle takımın başında olamaması Sarı-Kırmızılı takım adına önemli bir dezavantaj sayılabilir. Ayrıca iki ezeli rakibi Beşiktaş ve Fenerbahçe’nin birbirleriyle maçlarının olması da Galatasaray için bir diğer artı. Sarı-Kırmızılılar’da şampiyonluk yolunda en büyük sorumluluk tecrübeli kaptan Hakan Şükür ve Ümit Karan’a düşüyor. Kalli’nin yokluğunda iki kaptan Hakan ve Ümit ağırlıklarını koymalı, takımdaki genç oyunculara destek olmalı. Ayrıca kalan son sekiz haftada klaslarını ve tecrübelerini sahaya yansıtmaları gerekir. Bir de tabi Lincoln faktörü sözkonusu...
Şu ana kadar hiçbir şey vermeyen Brezilyalı yıldız, en azından sezonun kalan sekiz maçından birkaç tanesini kişisel becerisiyle çevirebilirse Cim Bom da şampiyonluk yarışının en kuvvetli adayı olur.
Tunç KAYACI: Her şey evde biter
Manisa en zor deplasmanlarıydı. Aynı dakikada önce yenik duruma düşmek sonra beraberlik golünü bulabilmek, bence Sivasspor’un farkıydı. Kalan 8 maçın 4’ü içeride, 4’ü dışarıda. Deplasmandaki en kritik maçları, Kayserispor ile... Ancak bu maça kadar Kayserispor’un kupadaki kaderi belli olur ve bu maçın atmosferi değişebilir.
İlk deplasmanı ise Kasımpaşa ile ve İstanbul’da evde gibi oynarlar. Ancak Kasımpaşa’nın bu denli toparlanması hiç de hesapta yoktu. Bana göre, Denizli ve Gençler’i ise aşabilecek güçteler.
İçeride; Konya, Beşiktaş, Ankaraspor ve Galatasaray maçları var. Bu tablo, en azından ilk iki için büyük avantaj. Dışarıdan çok içerideki maçları zorlu, ama bir gerçeği de hatırlatmakta fayda var: Sivasspor bugüne kadar evinde oynadığı 13 maçta sadece Fenerbahçe’ye yenildi ve Rizespor ile berabere kaldı, diğer 11 sınavından ise başarıyla ayrıldı.
Dışarıyı daha kolay hallederler. İçeriyi kayıpsız geçerlerse de mutlu sona ulaşabilirler