Ana Sayfa  |  Site Haritası  |  Forum  |  Chat
‹ Anasayfaya geri dön  |  Sivaslilar.net  |  Sivastuning.com
Sivasspor


Hoşgeldiniz
Zurück   SivasSpor.com - Yiğidoların Özgür Sesi > Taraftarlar Bölümü > Taraftar

Taraftar SivasSpor Taraftarı hakkında yorumlar

Cevapla
 
Seçenekler Arama Stil

Sivas’ın sesleri ve tatları (Bu yazıyı okuyun)
Alt 26.05.2008, 11:06   #1
izmirliyigido
Gast
 
Mesajlar: n/a
Standart Sivas’ın sesleri ve tatları (Bu yazıyı okuyun)

Mehmet YAŞİN

myasin@hurriyet.com.tr

Sivas’ın sesleri ve tatları


Bazı kentler vardır ki, yaşamımda özel bir yerde dururlar. Bunlardan biri de Sivas’tır. Çünkü atalarımın kentidir. Annem ve babam bu kentin sınırlarında doğup büyümüştür.

Benim anılarımda ise çok az da olsa bu kentle ilgili masallar, türküler, aşıklar ve yemekler yer alır. Kulaklarım ve damağım Sivas’ın sesleri ve tatlarıyla dolup taşmıştır.

Sivas, çocukluk anılarımı süsleyen ikinci kent. Zaten çocukluğum topu topu üç kentte geçti: Ankara, Malatya, Sivas... Sonrası hep İstanbul. Çocukluk, gençlik, orta yaşlılık ve yetişkinlik. En çok anım İstanbul’la ilgili tabii ki... En azı da Sivas’tan. İki aylık yaz tatilinde insan ne kadar anı biriktirebilir ki?

Nüfus kağıdımın şehir hanesinde Sivas, kaza hanesinde ise Yıldızeli yazar. Yıldızeli, annem ile babamın doğum yeri. Orada doğup büyümüşler. Babam aslında Yavu Köyü’nden bir Çerkez. Annem ise köklü ailelerden Yaraşlar’ın kızı. Anılarımın çoğu, Ankara’dan Sivas’a giden karayolunun hemen üstünde yer alan çok büyük bir çiftlikle ilgili.

İlkokulu bitirmiş, yaz tatili için çiftliğe gitmiştik. Yaşamımın birçok ilkini orada gerçekleştirmiştim: Harmanda düven sürmüş, çobanla koyun sürülerini otlağa götürmüş, yayık yaymış, traktöre binmiş, suyun kaynağından doya doya içmiş, ata binmiş, eşekten düşmüş, turna kuşu görmüş, tüfek atmış, süt sağılmasını seyretmiş, Kangal köpeklerine yal hazırlamış, madımak toplamış, köstebek kovalamış, çermikte yüzmüş, babamın sarhoş olduğunu görmüştüm. Bunların hepsini tüm ayrıntılarıyla hatırlıyorum. Bir de Yavu Köyü’ndeki Çerkez düğünü bir sinema karesi gibi gözümün önünde. O yıllarda Çerkez kızlarının modern giyimleri beni şaşırtmıştı. Tıpkı İstanbul’daki kızlara benziyorlardı. Annem Çerkez olmadığı halde öylesine güzel oynamıştı ki, şaşırıp kalmıştım.

Anılarımın özeti bu kadar. Sivas’ı o yaşlarda görmemiştim. Çok sonraları askerlik işlemleri için gitmiş, yarım gün kalıp dönmüştüm. O gidişimden aklımda kalanlar ise lise ile vilayet binasıydı. Sokaklar, insanlar, ünlü medreseler, camiler anılarımda hiç yer almamıştı. Onun için son gidişimde, aslı Sivaslı bir yabancıdan başka biri değildim.

SİVAS’IN GEÇMİŞİ

Sivas’ı tanımaya caddelerinden ve sokaklarından başladım. Apartmanlar, apartmanlar, apartmanlar ve kentin biraz dışarısında yükselmeye başlayan siteler. Yani her yerde rastlayabileceğim binalara bakarak, Sivas hakkında bir düşünce oluşturamazdım. Caddelerde neşe içinde yürüyen erkekli kızlı gençlerin ise kente enerji dolu bir görünüm kattığını söyleyebilirim. Üniversite, her kentte olduğu gibi Sivas’ta da günlük yaşama hareket getiriyordu.

Aslında Sivas’ı anlayabilmek için, geçmişe doğru uzun bir yolculuk yapmak gerekiyor. Şehir merkezi yakınlarındaki Toprakkale Höyüğü’nde bulunan Hitit yerleşimine ait kalıntılar, kentin yaşı hakkında eldeki en önemli ipuçları. Pontus kralları, Romalı generaller, Ermeniler, Selçuklular, Danişmentler, İlhanlı İmparatorluğu, Osmanlılar, pek çok stratejik yolun kesiştiği Sivas’ı ellerinde tutabilmek için epey kan dökmüştü.

Sivas, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasında da çok önemli bir rol oynamıştı. Sivas Kongresi ile birlikte, Anadolu İstanbul’a karşı bayrak açmıştı. Cumhuriyet Meydanı’nın karşısındaki parkta oturup o olayların gerçekleştiği mekanları seyretmek, Türkiye’nin dört bir yanından gelip bugünün oluşmasını sağlayan kişilerin, meydanda bir aşağı bir yukarı gidişlerini düşlemek beni adını koyamadığım bir duyguyla sarıp sarmaladı.

Parktan kalkıp Muzaffer Buruciye Medresesi’ne gittim. 1271’de yapılan medresenin süslü kapısını seyretmeye doyamadım. Çay bahçesine dönüştürülen avluda oturup demli bir çay eşliğinde tarihi yudumladım. Sonra biraz ilerideki Çifte Minareli Medrese’ye gittim. Erken Türk dönemi medreselerinin vazgeçilmez bir parçası olan çini süslemeli tuğla minareler beni adeta büyüledi. Medresenin hemen yanı başındaki tarihi hamam yıkıntısının duvarlarına oturup minareleri uzun uzun seyrettim. Gök Medrese inşaat iskeleleriyle çevrelendiği için pek yaklaşamadım. Duvarına asılı bir afişte, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün kentte onarılmamış tarihi eser bırakmayacağı müjdesini okuyunca sevindim. Diğer medreseler, camiler, türbeler, cana yakın insanlar... Gezip gördükçe Sivas’ı daha çok sevdim, daha çok benimsedim.

ANILARIMDAKİ LEZZETLER

Sivas’a, yabancı olmadığım yemekleri bir kez daha tatmak için gelmiştim. Çoğu yemek, yıllarca evimizin mutfağında pişmişti. Annemin en favori yemeği içli köfte ile pastırmalı madımaktı. Babaannemin patatesli, çökelekli sac katmerlerine doyum olmazdı. Soğuk kış günlerinde evin içi buram buram kavurma herlesi yani un çorbası kokardı. Nedense mercimekli bulgur pilavına burun kıvırırdım o yaşlarda. Şimdi ise "olsa da yesem" diye can atıyorum. Bir çeşit yoğurtsuz mantı olan hıngel ile çullama böreği ise hálá en sevdiğim tatlar sıralamasının baş köşesinde yer alıyor. İşte böylesine yakın olduğum yemeklerin tadını hatırlamak, lezzet duraklarını keşfetmekti niyetim.

Önce Sema Hanım’ın Yeri’ne (346-223 94 96) uğradım. Mutfakta başta Sema Hanım olmak üzere kadınlar çalışıyordu. Sivas’ın yerel yemeklerinin birçoğunu burada bulmak olasıydı ama ben peynirli gözlemeyi seçtim. Malzemesi bol gözleme sac üstünde kıvamında pişirilmişti. Kendimi tutmasam bir de patatesli yiyebilirdim. Karnım doymasına rağmen gözüm içli köftede, su böreğinde, hele hele Özbek pilavında kaldı.

Sonra Sofa Ev Yemekleri (346-224 80 15) lokantasında tam bir ziyafetin ortasına düştüm. Önden yoğurtlu çorbaların kralı peskütan çorbası, sonra Sivas’ın milli yemeği pastırmalı madımak, bir dilimde ıspanaklı böreği yiyince hurma tatlısına yer kalmadığını fark ettim.

KİRLİ AHMET’İN KÖFTESİ

Sivas’ın köftesinin çok lezzetli olduğundan haberiniz var mı? Eğer gerçek Sivas köftesini nerede yiyeceğim diye sorarsanız bütün parmaklar "Kirli Ahmet"in yerini (346-226 28 27) işaret eder. Köftecinin gerçek adı "Besler Kebap"tır ama kimse bu adla anmaz. Ahmet Usta’ya "Kirli" lakabının takılmasının nedeni çalışırken kirlenen önlüğüdür. Ahmet Usta, neredeyse 24 saat dükkandadır, köfteyi yoğurur, ocağın başından ayrılmaz. Bu nedenle de ona temiz önlük dayanmaz. Sadece et ve tuzdan oluşan köftenin, bugüne kadar yediklerimin en lezzetlisi olduğunu söyleyebilirim.

Sivas’taki lezzet yolculuğumu Lalezar’da yediğim muhteşem kalbura bastı tatlısıyla noktaladım. Tüm bunları hazmedebilmek için Çerkez’in Kahvesi’nde bir sade kahve içtim. Bu kez atalarımın memleketi Sivas’ı daha yakından tanımış, yıllar önce damağıma sıvazlanan tatları bir kez daha hatırlamış oldum.

Paylaşılamayan kebap

Ünlü sebzeli kebabı ise Lezzetli Sivas Mutfağı (346-224 2747) lokantasında yedim. Aslında bu kebap paylaşılamayan bir kebaptı. Amasyalılar adını "Amasya Kebabı" koymuştu. Sivaslılar ise Sivas Kebabı olduğunda ısrar ediyorlardı. Tokatlılar ise bu kebabın gerçek adının Tokat Kebabı olduğu konusunda hayli sağlam deliller öne sürüyorlardı. Sivaslılara sordum, yüz yıl öncesinin kayıtlarında Sivas kebabından bahsedildiğini, bunu yapan Ermeni ustaların Sivaslı olduğunu isim vererek söylüyorlardı. Ben de uzun yıllardan beri bu kebabın asıl memleketinin Tokat olduğunu biliyordum. Ama Sivaslıların kanıtlarına da karşı çıkamadım. Onun için kebap çekişmesinde aradan çekildim.

Kaynak : http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/...asp?yazarid=45




.
  Alıntı ile Cevapla
Yukarıdaki Mesaj için 5 Kullanıcı 'a Teşekkür Ediyor...
-->: Sivas’ın sesleri ve tatları (Bu yazıyı okuyun
Alt 26.05.2008, 11:21   #2
yigidolar06
Usta Yiğido
 
yigidolar06 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Yaş: 66
Mesajlar: 2.836
Thanks: 13.312
1.086 Mesajına 2.733 Kez Teşekkür Edildi.
Tecrübe Puanı: 1009 yigidolar06 SITEMIZE IŞIK ŞACIYORyigidolar06 SITEMIZE IŞIK ŞACIYORyigidolar06 SITEMIZE IŞIK ŞACIYORyigidolar06 SITEMIZE IŞIK ŞACIYORyigidolar06 SITEMIZE IŞIK ŞACIYOR
Standart -->: Sivas’ın sesleri ve tatları (Bu yazıyı okuyun

Ne güzelde anlatmışsın arkadaş birde eş dost akrabalar var tabiki bu güzel düşünçelerin için teşekkürler
__________________
yigidolar06 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   Alıntı ile Cevapla
--->: Sivas’ın sesleri ve tatları (Bu yazıyı okuyu
Alt 26.05.2008, 11:35   #3
izmirliyigido
Gast
 
Mesajlar: n/a
Standart --->: Sivas’ın sesleri ve tatları (Bu yazıyı okuyu

"Sivas’a, yabancı olmadığım yemekleri bir kez daha tatmak için gelmiştim. Çoğu yemek, yıllarca evimizin mutfağında pişmişti. Annemin en favori yemeği içli köfte ile pastırmalı madımaktı. Babaannemin patatesli, çökelekli sac katmerlerine doyum olmazdı. Soğuk kış günlerinde evin içi buram buram kavurma herlesi yani un çorbası kokardı. Nedense mercimekli bulgur pilavına burun kıvırırdım o yaşlarda. Şimdi ise "olsa da yesem" diye can atıyorum. Bir çeşit yoğurtsuz mantı olan hıngel ile çullama böreği ise hálá en sevdiğim tatlar sıralamasının baş köşesinde yer alıyor. İşte böylesine yakın olduğum yemeklerin tadını hatırlamak, lezzet duraklarını keşfetmekti niyetim."

Demiş yazar. Hislerime tercüman olmuş. Bütün yemekleri öyle özledim ki. Kavurma herlesini bile. Sivas'a gideyim içli köfte, Tükürük köftesi, etlekmek ve Sivas Kebabı yemeden gelmeyeceğim.

Yukarıda yazan lokantaların adresini bilen varsa yazsın buraya.





.
  Alıntı ile Cevapla
--->: Sivas’ın sesleri ve tatları (Bu yazıyı okuyu
Alt 26.05.2008, 12:27   #4
yigidomustafa58
Usta Yiğido
 
yigidomustafa58 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik Tarihi: 03.01.2006
Mesajlar: 4.428
Thanks: 666
715 Mesajına 1.156 Kez Teşekkür Edildi.
Tecrübe Puanı: 1150 yigidomustafa58 COK SEVILEN BIR KISIyigidomustafa58 COK SEVILEN BIR KISIyigidomustafa58 COK SEVILEN BIR KISIyigidomustafa58 COK SEVILEN BIR KISI
Standart --->: Sivas’ın sesleri ve tatları (Bu yazıyı okuyu

Sivas'ımızın mutfağı gerçekten çok lezzetli ve tanılmıştır...
__________________


Bak gülüm senin toprağında bu çiçek yetişmez,benim toprağımda da sen solup gidersin


yigidomustafa58
Mustafa SALTIK
yigidomustafa58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Bu Konuda yigidomustafa58'a Teşekkür Eden Üyelerimiz...
-->: --->: Sivas’ın sesleri ve tatları (Bu yazıyı
Alt 26.05.2008, 12:37   #5
yigidolar06
Usta Yiğido
 
yigidolar06 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Yaş: 66
Mesajlar: 2.836
Thanks: 13.312
1.086 Mesajına 2.733 Kez Teşekkür Edildi.
Tecrübe Puanı: 1009 yigidolar06 SITEMIZE IŞIK ŞACIYORyigidolar06 SITEMIZE IŞIK ŞACIYORyigidolar06 SITEMIZE IŞIK ŞACIYORyigidolar06 SITEMIZE IŞIK ŞACIYORyigidolar06 SITEMIZE IŞIK ŞACIYOR
Standart -->: --->: Sivas’ın sesleri ve tatları (Bu yazıyı

Alıntı:
izmirliyigido Nickli Üyeden Alıntı Mesajı Göster
"Sivas’a, yabancı olmadığım yemekleri bir kez daha tatmak için gelmiştim. Çoğu yemek, yıllarca evimizin mutfağında pişmişti. Annemin en favori yemeği içli köfte ile pastırmalı madımaktı. Babaannemin patatesli, çökelekli sac katmerlerine doyum olmazdı. Soğuk kış günlerinde evin içi buram buram kavurma herlesi yani un çorbası kokardı. Nedense mercimekli bulgur pilavına burun kıvırırdım o yaşlarda. Şimdi ise "olsa da yesem" diye can atıyorum. Bir çeşit yoğurtsuz mantı olan hıngel ile çullama böreği ise hálá en sevdiğim tatlar sıralamasının baş köşesinde yer alıyor. İşte böylesine yakın olduğum yemeklerin tadını hatırlamak, lezzet duraklarını keşfetmekti niyetim."

Demiş yazar. Hislerime tercüman olmuş. Bütün yemekleri öyle özledim ki. Kavurma herlesini bile. Sivas'a gideyim içli köfte, Tükürük köftesi, etlekmek ve Sivas Kebabı yemeden gelmeyeceğim.

Yukarıda yazan lokantaların adresini bilen varsa yazsın buraya.





.
GARDAŞ SEN Bİ SİVASA GİT AÇ KALMAZSIN
__________________
yigidolar06 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   Alıntı ile Cevapla
--->: Sivas’ın sesleri ve tatları (Bu yazıyı okuyu
Alt 26.05.2008, 12:58   #6
yusuf_yusuf
Usta Yiğido
 
yusuf_yusuf - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik Tarihi: 23.09.2007
Yaş: 33
Mesajlar: 2.070
Thanks: 978
329 Mesajına 482 Kez Teşekkür Edildi.
Tecrübe Puanı: 846 yusuf_yusuf FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart --->: Sivas’ın sesleri ve tatları (Bu yazıyı okuyu

sivassımız yemeklerde dahı çok güzel tanınmıs saol gardas
__________________
yusuf_yusuf isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   Alıntı ile Cevapla
--->: Sivas’ın sesleri ve tatları (Bu yazıyı okuyu
Alt 26.05.2008, 18:38   #7
EyüphanAydın
Usta Yiğido
 
EyüphanAydın - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik Tarihi: 10.08.2007
Mesajlar: 6.006
Thanks: 3.350
1.269 Mesajına 946 Kez Teşekkür Edildi.
Tecrübe Puanı: 1292 EyüphanAydın Fazla söze gerek yokEyüphanAydın Fazla söze gerek yokEyüphanAydın Fazla söze gerek yokEyüphanAydın Fazla söze gerek yokEyüphanAydın Fazla söze gerek yokEyüphanAydın Fazla söze gerek yokEyüphanAydın Fazla söze gerek yokEyüphanAydın Fazla söze gerek yokEyüphanAydın Fazla söze gerek yokEyüphanAydın Fazla söze gerek yokEyüphanAydın Fazla söze gerek yok
Standart --->: Sivas’ın sesleri ve tatları (Bu yazıyı okuyu

Gerçekten Böyle Sivas'ı Anlatan,Böyle Şaheserlerini Anlatan Yazıyı Okumak

Güzeldi,Eğlenceliydi.

Her Kelimesi Anlam Kattı,Buram Buram Sivas'ı Yanıma Getirdi.

Gerçekten Yazı Müthiş Olmuş.

Paylaşımın İçinde Ayrıca Bi ' Teşekkür ' Ederim
__________________
http://img.blogcu.com/uploads/erkans...0000266796.gif
Hayat böyledir dostum,
Geçer beklemekle,
Ümitlerin bittiği yerde
Abdest al ve sabahı bekle...
EyüphanAydın isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   Alıntı ile Cevapla
--->: Sivas’ın sesleri ve tatları (Bu yazıyı okuyu
Alt 26.05.2008, 18:42   #8
titizyiğido
Usta Yiğido
 
titizyiğido - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik Tarihi: 20.01.2008
Yaş: 45
Mesajlar: 1.407
Thanks: 94
307 Mesajına 439 Kez Teşekkür Edildi.
Tecrübe Puanı: 771 titizyiğido FAZLA SÖZE GEREK YOKtitizyiğido FAZLA SÖZE GEREK YOKtitizyiğido FAZLA SÖZE GEREK YOK
Standart --->: Sivas’ın sesleri ve tatları (Bu yazıyı okuyu

benim bildiklerim hingel,madımak,düğülcek,herle, kömbe işte benim ilk beşim.Bilmem bu saydıklarımı bilirmisiniz
titizyiğido isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   Alıntı ile Cevapla
--->: Sivas’ın sesleri ve tatları (Bu yazıyı okuyu
Alt 26.05.2008, 19:26   #9
BOUN
Usta Yiğido
 
BOUN - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Yaş: 39
Mesajlar: 2.544
Thanks: 1.138
1.255 Mesajına 3.719 Kez Teşekkür Edildi.
Tecrübe Puanı: 981 BOUN isimli Üye Tecrübe Puanınızını Kapatmıştır.
Standart --->: Sivas’ın sesleri ve tatları (Bu yazıyı okuyu

Abi çok güzel bir yazıyı bizle paylaşmışsın. Teşekkürler.

Ben de size Akşam Gazetesinden bir şeyler aktarayım:




Harama hile katmayanlar


Şampiyon olamasa bile Sivasspor başarılıdır ve bu başarı incelenmeye değerdir, işin sırrı araştırılmalıdır. Nedir işin sırrı? İşin sırrı Aşık Veysel’dir. İşin sırrı topraktır. Yüzyıllardır işlenmeden nadasa bırakılmış toprakların insanlarının asıllarına, özlerine dönme çabasıdır


2004-2005 sezonunda, o zamanki adıyla 2. Lig A Kategorisi’nde Sivasspor, 74 puanla şampiyon oldu. Sivasspor ile birlikte Vestel Manisa ikinci, Kayseri Erciyes de üçüncü olarak Süper Lig’e yükseldi.


Aradan geçen üç sezonun ardından Sivasspor, 2007-2008 sezonunun sonunda şampiyonluğu kaybetti, ligi de ikinci Fenerbahçe ve üçüncü Beşiktaş’la aynı puanla ama üçlü averajla 4. sırada bitirdi.


Sivasspor şampiyonluğu kaybetti. Ama şampiyonluktan çok daha fazlasını kazandı ve kazandırdı.


1-Sivas’ın Türkiye ve yurt dışındaki algılanmasını değiştirdi. Artık Sivas denince ilk akla gelen Madımak ya da Kangal olmuyor. Sivas’ın bugünkü en değerli markası hiç tartışmasız Sivasspor’dur.


2-Kent merkezindeki 252 bin, il sınırları içindeki 750 bin ve dünyanın dört bir yanına dağılmış 4.5-5 milyon Sivaslı’nın fikir ve gönül birliği etmesini sağladı.


3-Sivas’ın ekonomisine canlılık getirdi. Galatasaray maçından önce cumartesi-pazar günleri Sivas’a 15 uçak seferi düzenlendi. Normal bir günde bu sayı yazıyla bir, rakamla 1’dir.


4-Türk futboluna yeni aktörler kazandırdı. Mecnun Otyakmaz, Bülent Uygun, Mehmet Yıldız Sivas’ta doğdu. Kemal Çağlayan da artık sadece


AKŞAM’ın yazar-muhabiri değil Bab-ı Ali’de çalışan üç büyüklerin muhabirleri için yaşayan bir efsane.


5-Sadece Sivas’ın değil, Türkiye’nin takımı olmayı başardı. Fenerbahçelisi, Galatasaraylısı, Beşiktaşlısı “Ben şampiyon olmayacaksam Sivasspor olsun” dedi.


6-Tekelleşme karşısında sadece Türkiye’nin değil, dünyadaki bütün küçük çaplı kulüplerin idolü haline geldi.


Sivasspor’la aynı yıl Süper Lig’e yükselen takımlardan Erciyes 2006-2007; Vestel Manisa ise bu sezon küme düştü. Şampiyon olamasa bile sırf bu yüzden Sivasspor başarılıdır. Aynı yıl Süper Lig’e çıktığı takımlar küme düşerken, o şampiyonluk mücadelesi verdiği için başarılıdır ve bu başarı incelenmeye değerdir, işin sırrı araştırılmalıdır.


Nedir işin sırrı?


İşin sırrı topraktır.


Bozkırın ortasındaki Sivas’ın kültürel zenginliklerle harmanlanmış ama yüzyıllardır işlenmeden nadasa bırakılmış bereketli toprakları ve o bereketli toprakların insanlarının asıllarına, özlerine dönme çabasıdır..


İşin sırrı Aşık Veysel’dir.


Aşık Veysel’e sormuşlar, “Rakına su koyayım mı Veysel Baba?” diye. “Hayır” demiş, “Harama hile katmam!”


Harama hile katmayan insanların sadık yâri kara toprakta yetişen HAYAT AĞACI’dır işin sırrı.


Peki Hayat Ağacı nedir?



Kartal’ın kanatları altında


Her ne kadar kimi doğup büyüdüğü bozkırda kök salamayıp gurbete çıksa da Sivas yiğitlerin kadar entelektüellerin de beşiği. İbrahim Yasak da kentin kültürüne hizmet eden bir aydın. İbrahim Yasak’la barışın, bereketin, kudretin, sonsuzluğun sembolü Hayat Ağacı’nın Sivasspor’la olan ilintisini konuştuk. İbrahim Yasak’ın makalesinin ve yaptığımız sohbetin ışığında Hayat Ağacı’nın ne olduğuna bir bakalım. Gök Medrese’nin cephesindeki Hayat Ağacı’nın Sivasspor’la ve temsil ettiği değerlerle olan paralellik hayret verici.


Ağaç; köküyle doğumu ve yeraltını, gövdesiyle yaşamı ve yeryüzünü, göğe yükselen dallarıyla ölümü ve sonsuzluğa uzanmayı temsil eder. Doğu ve batıdaki bütün medeniyetlerin insan ve evreni tanımlamak için kullandığı bir simgedir.


Türkler’in İslamiyet’ten önceki döneminde gücü, kuvveti, bereketi ve sonsuzluğu, İslam’la birlikte varlığın sürekliliğini ve sonsuzluğunu, ebedi bir cennette yaşayan Hz.Adem ve Hz.Havva’nın işledikleri bir günahın ardından sürgün edildikleri yeryüzünden bir geçiş ve dönüş olan ölümle birlikte cennete dönme özlemini sembolize eder.


Üç dilimli kökün üzerinde sağa ve sola açılan iki simetrik yaprak ve üzerinde kuş figürü, yapraklar arasında nar ve en üstte kartal...


Hayat Ağacı’ndaki “kuş” motifi insanlara esenliği, özgürlüğü ve sevgiyi anlatıyor. Sivas ve Sivassporlular, Fair Play’in dışına hiç çıkmadı. Galatasaray’ın Sivasspor’u 5-3 yendiği maçtan sonra Ultraslan, Sivas’a Sivassporlular’a göstermiş olduğu misafirperverlikten dolayı teşekkür mesajı yayınladı.


Kartal, ağacın dallarından aldığı güçle iradenin, kudretin ve gücün vazgeçilmezliğini ortaya koyuyor. Bu anlamda Sivasspor, bir kartal gibi ligin zirvesinde alabildiğine açılırken, kartalın sembolleştiği insan da Mecnun Otyakmaz olarak karşımıza çıkıyor.


Nar ise bolluk ve bereket demek.


İbrahim Yasak diyor ki “Ekonomik anlamda küçücük insanların, SMS kampanyasında olduğu gibi Sivasspor’a küçücük katkıları nar bereketi gibi çoğalıyor, bu ses de yankısını buluyor. Kartal güç gösterisi anlamında başa güreştiğini ve onun gücünü gösteriyor.


Barış olmazsa medeniyet, hayat olmaz. Ağaç huzuru, sevgiyi, hoşgörüyü resmediyor. Bütün bunları birleştirdiğinizde hayat ağacı ortaya çıkıyor. Bütün bunları birleştirdiğinizde Sivas ortaya çıkıyor, bütün bunları birleştirdiğinizde evrensellik ve insan ortaya çıkıyor. Kem gözle bakmadan huzur içinde yaşamayı, kötülüğü düşünmemeyi, huzur içinde olmayı anlatıyor. Hayat Ağacı Sivasspor’u ve neden başarılı olduğunu anlatıyor”.





Otyakmaz'ın şifreleri


Çift başlı kartal, özellikle Selçuklular’la özdeşleşmiş, Türkler’in tarihi sembollerinden biri. Başının biri, hâkimiyeti altında tuttuğu doğuya, diğeri de batıya bakıyor. Sivas’ın Hayat Ağacı’nın tepe noktasındaki Mecnun Otyakmaz da hem doğulu hem batılı. Hem yerel hem evrensel. Hem Türkiye’de başarı hedefliyor hem de Avrupa’ya açılıp hâkimiyetinin sınırlarını Atlas Okyanusu’na kadar genişletme kararlılığında. Bu hayalîn sembolü de Sivas’ta Sivasspor’un Chelsea ile oynayacağı bir Avrupa kupası maçı. Otyakmaz, simgesi Selçuklular’dan kalma çift başlı kartal olan Sivas’ın demografik yapısının hem kendi hem de Yiğidolar’un başarısını nasıl tetiklediğini şöyle anlattı:


Sivas insanı doğulu olmasına rağmen Sivas sürekli göç veriyor. 5 milyonun üzerinde Sivaslı var; sadece 750 bini kentte yaşıyor ve dışarı ile de son derece güçlü bağlantıları var. Bu da Sivas insanının bir yönünün, bir tarafının doğuda bir tarafının da batıda olduğunun göstergesi. Benim de ailem öyle. Batıda yetişmiş olmama rağmen her zaman gözümüzün bir tanesi de doğuda doğduğumuz topraklarda. Şehrimize hizmet etmek adına burada bulunuyoruz. Yaptığımız işte başarılı olmak da bize inanılmaz keyif veriyor.


Nasıl başarılı oldunuz?


İstikrarın, oluşturulmuş samimi aile havasının, samimi duyguların ve sözünde durmanın bu işte en büyük etken olduğunu söyleyebilirim. Futbolcularımıza vermiş olduğumuz sözü tutmamızın verdiği bir güven var, takımla yönetimin arasında. Taraftara verdiğimiz sözün gerçekleşmesinde bu duyguları beslerseniz Allah da size yardım ediyor. Sivas’a Chelsea’yi getireceğiz demiştik ama Sivas’a en azından bir Avrupa takımını getirecek kariyere erişildi.


Aziz Yıldırım başkanlığı bıraksa Fenerbahçe dağılır deniyor.


Başkanın karizmasının, duruşunun bir etkisi vardır ama başkanın ayrılması ile birtakım şeyler kaybediliyor gibi gözükmekle birlikte artık bir alışkanlık da süregelmektedir. Aziz Yıldırım Fenerbahçe’den ayrılırsa Aziz Yıldırım’ın aldığı 16 milyon dolarlık bütçeli Fenerbahçe geri dönmez. Belki 200 milyon dolarlık olmaz ama 100 milyon dolar seviyesinde kalır.



Mecnun Otyakmaz başkanlığı bırakırsa Sivasspor için felaket olur deniyor. Başkanlığı bırakırsanız Sivasspor dağılır mı?


Bence dağılmaz. Buradaki arkadaşlarla beraber hareket ediyoruz. Kaldığı yerden devam edecektir. Mühim olan, başlangıcı yapabilmek. Bizim yönetimimiz 40 yıldır başarılamayanı başardıktan sonra zaten bir kapıyı açmış oluyor. Hızlı gider, yavaş gider ama bir mesafeyi kat eder.


Diğer Anadolu takımları neden aynı başarıyı tekrarlayamıyor?


Anadolu kulüplerinin başarısız olmasının sebebi, sürekli başkan değiştirmesi; bu da istikrarlı yol almalarını engelliyor. 3 yıldır görev yapan başkan sayısı çok az.



Hayal kurduk ama hayalperest olmadık


Türk futbolunda bu sezon üç antrenörün yıldızı parladı: Tolunay Kafkas, Abdullah Avcı ve Bülent Uygun. Kafkas, Kayserispor’u namağlup Türkiye Kupası şampiyonu yaptı. Avcı, unutulmaya yüz tutmuş etik değerlere sahip çıkması ile Türk futbolunun yüz akı oldu. Nam-ı diğer Asker Bülent ise taktik dehası ile yeni bir Fatih Terim versiyonu çizdi. Uygun, Terim’i taklit etmek yerine Terim ve daha önce çalıştığı teknik adamlardan öğrendikleri ile Türbülans adını verdiği yeni bir ekol kurdu. Bülent Uygun’a en üst noktaya nasıl çıktığını sorduk. İşte cevabı:


Sivasspor camiasının içinde bulunduğumuz, izlediğimiz stratejinin ana temasında Başkan Mecnun Otyakmaz ve yönetim kurulu var. Bundan 5 sene önce yaklaşık 800 milyar borcu varken alınarak şu anda marka değeri 35-40 milyon eurolara çıkan bir takım hüviyetine bürünene kadar bir plan ve proje belirledik. Hayaller kurduk ama hayalperest olmadık. Bu hayallerimiz; kurulduğundan beri Süper Lig görmemiş bir takıma Süper Lig’i göstermek, çıktığımız Süper Lig’de kalıcı olmak, kalıcı olduğumuz ligde de Avrupa’dan bir takımı getirebilmekti.


Bu doğrultuda yapılan transferlerle birlikte 4 sene önce şampiyon olduk. 3 sezondan beri de gerek oynadığımız futbol gerekse duruşumuz gerek yaptıklarımızla bu ligi hak ettiğimizi gösterdik. Bu sezon da 40 milyona yakın insanın sevgisi ve duasıyla birlikte gönüllerin şampiyonluğunu aldık. Biz bunu alırken de Atatürk’ün cumhuriyetin temellerini attığı kutsal topraklar olarak adlandırdığımız bu şehre her gelen insana karanfil, sevgi tohumları saçarak yensek de yenilsek de maçın bitiminde rakibimizi alkışlayarak ve kendi takımımızı destekleyerek çıktığımız bu yolda hep başarıya ulaştık. Futbolcu kardeşlerimin o küçücük kalplerinin içinde o büyük başarıları başarabilecek yürekte olması, sevgi, azim ve kardeşlikle birlikte kurduğumuz aile bağları bizi en üst noktaya getirdi.





Önce ekmek sonra Sivasspor


Sivas halkının birinci önceliği iş ve aş. Vali Veysel Dalmaz’a göre karnı çok tok olmasa da ortak gayretlere, ortak amaçlara birlikte yürüyebildiği için Sivas ve Sivasspor sonuca ulaştı


Peygamber Efendimiz’in sancaktarı Abdulvehhab Gazi Hazretleri’nin defnedildiği Yukarı Tekke; Sivas’ı tepeden seyreder. Rivayet odur ki rüzgâr, kentin en büyük mezarlığından Sivas’ın üzerine ölü toprağı serper. Ancak Sivasspor’un 4 Eylül Stadı’ndan estirdiği karşı rüzgâr, kentin üzerindeki o ölü toprağını silip atmış. Yine de halk coşkusunu, sevincini, tepkisini kamusal alanda göstermiyor. Kentin ileri gelenlerine göre bunun en önemli sebebi, 1960’tan beri Sivas’ın örtülü bir örfi idare ile yönetilmesi. Sivas insanının başını kaldırmasına yıllarca izin verilmemiş. Ancak Sivas’ın bugünkü Valisi Veysel Dalmaz, sevinci paylaşma, coşkuyu gösterme anlamında da Sivas halkına öncülük ediyor. Sivasspor’un kazandığı bir maçın ardından Dalmaz, makam otosu ile kentte zafer turu attı. Dalmaz’a göre Sivasspor iyi olursa, ekonomi iyiye gider mantığı yanlış. Dalmaz tersine teşebbüs gücündeki artışın sportif aktivitelere de yansıdığı görüşünde.


KARNIMIZ TOK OLMASA DA


“Ekonomik anlamda patlamanın göstergesi spordur” diyen Vali Dalmaz, Gaziantep ile birlikte Gaziantepspor’un, Denizli ile Denizlispor’un ortaya çıktığını hatırlattı. “Elbette önce insanımız karnı doyacak sonra sportif aktivitelerde de yer alacak” ifadelerini kullanan Dalmaz, “Bunun tersi de tezahür edebiliyor” dedi ve Sivasspor’un başarısının sırrı için de “Ekonomik olarak çok güçlü olmayan bir kadro ligde harikalar yaratabiliyor. Karnımız çok tok olmasa da ortak gayretlere, ortak amaçlara birlikte yürüyebilirsek sonuç elde edilebiliyor. Karnı doyan, insanların karnını doyuran yerler var ki sporda çok gerideler. Mesela Düzce. Düzce’de 3. organize sanayi bölgesi inşa ediliyor ama Süper Lig’de değil. Her şeyi ekonomiye dayandırmamak lazım. Ortak gayret, ortak yönetim, fedakâr bir yönetim bence başarıda çok önemli” diye analiz yaptı.



Sivas emin ellerde


Sivassporlu yöneticilerden Faruk Taşseten, “Kulüp iyi yönetiliyor. Kulübün muhasebesi emin ellerde. Çünkü kimsenin sahip olmadığı kadar büyük bir başkanımız var” dedi. Taşseten, mülki idarenin Sivasspor’un, paranın emin ellerde olduğunu gördüğünü belirterek, “Dar bir bütçe ile neler yapıldığını gördüler. Valimiz de, garnizon komutanımız da, belediye başkanımız da yönetim kurulunun arkasında” diye konuştu.



Enerjimizi içe kullanmadık


Sivas’taki değişim, kentleşme inanılmaz. Sokaklar pırıl pırıl. Paşafabrikası cennetten bir bahçeye dönüşmüş. Cıbıllar Parkı modernize ediliyor. Her ne kadar Sivas 18-20 yaşlarındaki gençler için hâlâ dar geliyor ama kentin çehresi değişiyor. Ah bir de kent kart olmasa! Belediye Başkanı Sami Aydın, Sivas’ın artık kabuğunu kırdığını belirterek, “Sivas Anadolu’da her geçen gün modernleşme, kentleşme, kültür, sanayileşme ve sosyal anlamda gelişen illerden bir tanesi. Sivas-sporumuz da bunu taçlandırıyor” diyerek Yiğidolar’ın Sivas’ın kentleşmesine katkısına dikkat çekti. Aydın, belediye başkanlığına aday olduğunda Mecnun Otyakmaz ile görüşmüş. Otyakmaz, belediye başkanı olarak Aydın’dan Sivasspor başkanlığını üstlenmesini istemiş.


ŞAŞALI GÜNLERE DÖNÜLECEK


Aydın ise Otyakmaz’a “Siz bu işi biliyorsunuz. Futboldan anlıyorsunuz ve bu işi severek yapıyorsunuz” diyerek işi ehline teslim edip, Sivasspor’a kişisel olarak her türlü katkıyı sağlamaya çalışmış. Aydın, Sivasspor’un başarısının sırrını ise “Enerjimizi içe kullanmadık” diye özetledi. Belediye Başkanı Aydın, “Enerjimizi kendi aramızdaki birtakım mücadele ve çekişmelere kullanmadık. Tamamen başarıya endeksli bir yaklaşım kurduk. Sivasspor’un başarısı diğer gelişmeleri hızlandırıyor. Sivas tarihteki o muhteşem ve şaşalı dönemine kavuşacak. Çünkü o potansiyeli var” derken Sivasspor’un başarılı olmasının kentteki birlikteliği güçlendirdiğine de dikkat çekti.



Teşekkür

Hayat Ağacı’nı hazırlarken Sivas’ta geçirdiğimiz 6 gün boyunca;

Engin hoşgörüsü ve misafirperverliği için Hidayet Çolakoğlu’na...

Elinden gelen hiçbir yardımı esirgemediği için Kemal Çağlayan’a...

Güler yüzü ile her türlü derdimize koşan Nil Hörgüçlüoğlu’na...

Ve tabii ki usta fotoğrafçılığı ve dostluğu için Yasin Yıldırım’a teşekkür ederim.

B.Ç.

Bahri Çiftçi/AKŞAM
BOUN isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Bu Konuda BOUN'a Teşekkür Eden Üyelerimiz...
--->: Sivas’ın sesleri ve tatları (Bu yazıyı okuyu
Alt 26.05.2008, 19:29   #10
YigidoSaskın58
Acemi Yiğido
 
YigidoSaskın58 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik Tarihi: 21.05.2008
Yaş: 30
Mesajlar: 140
Thanks: 25
29 Mesajına 48 Kez Teşekkür Edildi.
Tecrübe Puanı: 629 YigidoSaskın58 FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart --->: Sivas’ın sesleri ve tatları (Bu yazıyı okuyu

Alıntı:
titizyiğido Nickli Üyeden Alıntı Mesajı Göster
benim bildiklerim hingel,madımak,düğülcek,herle, kömbe işte benim ilk beşim.Bilmem bu saydıklarımı bilirmisiniz
bılırız tabıı adamda sivassın en guzel yemek yapan yerlerıne gıtmıs agzının tadını bılıyormus
__________________
:
YigidoSaskın58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Etiketler
okuyun, sesleri, sivas’ın, tatları, yazıyı

Seçenekler Arama
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB Code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Hizli Erisim


Powered by: vBulletin. Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.

Copyright © 2005
Bize Yazin  |   Sivasspor.com  |   Arşiv  |   Kullanım sözleşmesi  |   Yukarı Git