Sivas'ın göz kamaştırıcı futbolu tesadüf değil; alın terinin ürünü.
Bazı insanlar vardır, gösterişten uzaktırlar. Bu, gösterişsiz olmalarından çok, tevazu sahibi olmalarıyla alakalı bir durumdur. Tevazu ise, karakter yapılarının bir parçasıdır. Belki de varoluş nedenleridir. Ne kadar başarılı olurlarsa olsunlar, söze hep 'biz' diye başlarlar. Kendilerini merkez almaktan ziyade ekip ruhuna vurgu yaparlar. Bu, onların hayata bakış açılarıdır. Sivas'ın hocası Rıza Çalımbay da bunlardan biridir. Tevazuunun yanı sıra hırslıdır, çalışkandır, azimlidir, emekçidir. Ve bir o kadar da centilmendir. Futbolculuğunda kendisine takılan 'Atom Karınca' lakabı boşuna değildir.
Rıza Hoca, teknik direktörlük yaşamında da kendi klasiğini devam ettiriyor. Çizgisi aynı. Yine çok çalışkan, yine çok mücadeleci, yine emekçi. Yolu kısa bir süre İstanbul'a düşse de, genellikle Anadolu'nun bozkırlarında, steplerinde, ovalarında antrenörlük yaşamını sürdürüyor. Çalıştırdığı takımların en karakteristik özelliği mücadeleci olmaları. O, kendi ruhunu takımına üfleyen bir teknik adam. Şimdi Sivasspor'u zirveye taşımakla meşgul. Dokuz haftadır kaybetmiyorlar. Ligin en diri takımı. En göz kamaştırıcı futbolu onlar oynuyor. Bir zamanlar, kapıcı çocuğu olduğu için 'İki ekmek, bir süt' pankartıyla aşağılanmak istenmişti. O ise buna aldırmamış, bilakis gurur duymuştu. Çünkü emeğin en yüce değer olduğunu biliyordu. İşte Sivasspor'daki başarısının sırrı da budur: Alın teri.
Hamit TURHAN/ Fanatik