KANDİLLER...FENERLER...
KANDİLLER YANDI, FENERLER SÖNDÜ...!
Bu gece kandiller yandı, fenerler söndü.
Bizi küçük görenler cüceler, büyütülmüş miniklerin,
cambaz ayaklı cüsselerinin 4 Eylül de nasılda devrildiğini gördüklerinde devirleri döndü.
Dönün cambaz cücceler dönün...!
Kurt görmüş koyunların tepindiği gibi;
kendilerini kurt sanan İspanyol ve Brezilyalı kurtçuklar da,
Kangalı görünce tepinmeye başladılar.
Tepinin kurtçuklar tepinin...!
Ve aynı şekilde, pohpohçu yalaka kalemşörler de;
inanın ki bu gece uyuyamayacaklar ve onlar da,
sabaha kadar yataklarında bir sağa bir sola tepinerek dönüp duracaklar.
Siz de dönün yalakalar dönün...!
Hem de tepinerek dönün...!
Karanlık bir sonbahar akşamında içimizi aydınlatan gecenin azizliğinde,
Musa'nın Aydın latmasına ramak kala fenerin parladığı ilk dönemde içimiz kararmıştı ki;
sonlara doğru Sezer' in sezgileriyle Murat ımıza erdik.
Yanar döner fenerin cılız parıltısı pır pır edip sönmeye yüz tutmuştu ki,
Yıldızımızın dalga dalga ışık saçtığı bir anda da yine Sezer' imiz,
vaziyeti Sezer Sezmez öyle bir parladık ki fenerin ışığı tamamen sönmüştü.
Sönün fenerler sönün...!
Sönün horoz ayağından medet uman üfürükçü fenerliler sönün.
Hem tepinin, hem dönün, hem de sönün...
Kütüğünde Sivas yazan ama;
dönekliğe kurban gitmiş KÜTÜKLER siz de artık dönün.
- Dönün artık dönekler dönün,
- Artık aslınıza dönün,
- Artık neslinize dönün,
- Artık kimliğinize dönün,
- Artık KÜTÜKLÜĞÜ bırakın ve KÜTÜĞÜNÜZE dönün...!
DÖNEKLİĞİ BIRAKIP ASLINIZA DÖNMEDİKÇE,
DAHA ÇOOOOK SÖNECEKSİNİZ...!
Unutmayın ki ASIL, USÜL' den evladır.
.
.
... Veeee...
Bu gece KANDİLLER yandı, FENERLER söndü...!
Kadıköy Zifiri karanlık; Sivas ışıl ışıl...!
|