ACILI TATLILAR...!

[SONMEZ]

Tatlı bir telaş... Bayram hazırlıkları...

Acılı haberlerin üstüste geldiği ve yüreklerin dağlandığı günleri yaşıyorduk. Bir yandan Betülümüzün acılı ve ümitli durumunu yaşarken; diğer taraftan da kınalı kuzularımızın, ölüme gülümseyerek giderken, yudumladıkları tatlı şehadet şerbetleri, acılı feryatlarla karışınca, ekşimsi hal aldığı bir ramazan sonrası, yaşanacak Bayramın hazırlıkları. işte böyle bir karmaşık durumlar sürerken...
Akşamın dar vakti; Telefonun ucunda kardeşim :
- Abi, sahurda yola çıkıyoruz inşallah değil mi abi ?
- Evet gardaş, programda bir değişiklik yok.
Ailecek bayramda Sivas' ta olacağız, sıla-i rahim yapıp; köylülerimizle, akrabalarımızla bayramımızı yapacağız. İşte bu tatlı hayalin, tatlı telaşı ve hazırlığı içerisindeyken, yine telefon çalıyor ama bu sefer acı acı çalıyor :
- Abi, Güssün ememin kocası Duran Enişte vefat etmiş, sahurda değil de sabah 10:00 gibi çıkmamız zorunlu oldu.(Allah rahmet eylesin)
.
.
Arefe günü, 10:30 sıralarında, Ya bismillah deyip, yolumuza koyulduk. Ankara' ya kadar, tatlı bir yolculuktan sonra,
Samsun - Kırıkkale sapağına döndüğümüzden itibaren, acılı ve meşakkatli anlar başladı. Aman allahım...! Bir trafik, bir trafik... Abartısız söylüyorum :
Ankara' dan itibaren, 140 km uzayan bir araç konvoyu..! Sabahları İst. boğaz köprüsünün trafiğini andıran, 140 km çileli ve acılı bir yolculuk...!
Nihayet, Sivasın ışıkları, yazdan kalma, ılık ve sessiz bir gecede bizleri tatlı bir karşılama ile bağrına basmıştı. Hükümet Meydanı ve Paşa Camiine inen caddedeki görkemli ışıklar ve 00:02 deki kalabalık ise adeta bu karşılamanın fener alayını ve tören alayını teşkil ediyordu.
Kısa bir dinlenmeden sonra, bayram namazına ve köyümüzle vuslatımıza yetişebilmemiz için tatlı bir telaş ile tekrar yola koyulduğumuzda, tatlı bir sürpriz ile karşılaşıyoruz : Köyümüzün yolu asfaltlanmış.
Bu tatlı asfalt, bizi köyümüze ulaştırdığında ise; akrabalarımıza da tatlı bir sürpriz ikram etmişti.
Annem :
- Sizi verene gurban oluyum, dallarım budahlarım gelmiş,
Şüküüüür...şükür Rabbiiimmm...

Bolu Dağını aşan yavrularım gelmiş,
Gelemeyen yavrularımdan selamlar gelmiş,
Güzün çiçekler açmış, köyüme bahar gelmiş,
Bey Dağının eteğinden köyümüze Beyler gelmiş...

Sarım gürümden sonra, hemen bayram ziyaretleri. Ilgıt ılgıt esen ılık rüzgarın yaydığı, o nefis basmalık ve tezek kokularını deriiiin derin içime çekerek kapı kapı dolaşıyoruz :
Önce yakın zaman önce vefat eden Muhlis dayımızın evine gidiyoruz. Yas bayramımız. Ağıtlar, deyişler birbirine karışıyor. Sonra diğer kapılara yöneliyoruz :
- Çat çaaat, Evsahibiiii... Nazire hala nasılsııııın...?
- O kimidi ki gııı...
- Anaaa Bizim Komüş Memmedin oolumusun sen canııım ? Mısdafa mısııın abdulla mıı ?
- Hee hala benim, Mustafa.
- Anooo yeyim Aaaallah, gozleri de sede memmet gııı, hoşgeldin canuuum, neydiyoon balım...? Aha bu da Ismayıl gııı...
- Çolak Ehmetağa dayım, Atike emem, Fadik yenge, ...vs...vs
Karşılamalar tatlı, ikramlar tatlı(sütlaçlar, çirlaşlar, burmalı baklavalar,...vs), bakışlar tatlı, muhabbetler tatlı, bayram tatlı...
Bayramın 2. günü, dağlarla kucaklaştık, hasret gideridk.Bu sefer de dağlar, tatlı ikramlarını cömertce servise başlamıştı : Dağ armudu, garamuh, guşburnu, aluç, elma,... vs

Merkezi sistem ile Zara' da okunan ezan, köyümüzün camisinden de dinleniyor, cuma hutbesi de eş zamanlı oluyordu. Bu da tatlı bir durumdu. Bu sistemi kuran firmanın faturasını gördüğümde ise bana acı veren bir durum da vardı...!
Sivasımızdaki firmaların köküne kıran mı geldiydi ki, Kayseri' den bir firma yapmıştı...? Neden kendi memleketimizden bir elektronikçi esnaf kazanmasın ki...? Neden Kayseri...?!?!
Bana çok acı gelmişti...!
Tam köylülerime sitemli ve serzenişli çıkışım olacaktı ki;
Halis dayım: İnsiyatifin kendilerinde değil; mülki amirlerin kararı olduğunu söyleyince, daha da işkillendim ve daha şiddetli söylendim.
(ama içimden...! ama tatlı değil; acı acı söylendim...!)

Kısa fakat tatlı bir bayramdan sonra, ayrlık vakti gelmişti.
İşte bu da acılı bir andı ama hissettirmemeye çalışıyoruz işte.
Acılar da içte gömülü kalınca tesiri pek oluyormuş be gardaş. Aaah ah.

Acılı tatlıları hem midemize hem de yüreğimize çekerken, Allah' tan, finali bir tatlılık oluşturdu.
Uğurlama mangasına ve yola çıkacak olan bizlere, bulutlar adeta konfeti atıyordu. Allah, kuruyan topraklara, özlemle beklenen rahmet damlacıklarını sunmaya başlamıştı.
Ayrılık acısı için sulanan gözlerden, akmaya fırsat arayan gözyaşları yerine, yağmur damlacıkları yanaklardan süzülmeye başlamıştı. Bazen de acı gözyaşıyla tatlı rahmet damlacıkları birbirine karışıyor, yüzlerde tarifi zor bir ifade hakimdi.

İşte bu bayramımız böylesi acılı tatlılarla geçti.
Tüm Sivas toprağının cefakar insanına acılardan çok, tatlı yaşam sürmelerini içtenlikle diliyorum
Hemi de Rahmet yağmurları eşliğinde Bayram Tatlılığı olsun inşallah...

eline yüregine saglik abi
memleketden uzak olup su üc günü degerlendirip
sivasa giden hemserilerimizin anisi sanirim

[velibircan]

yüreğine sağlık abi.her zamanki gibi çok güzel bir yazı..tekrar yüreğine sağlık.

[AMCA58]

Sönmez bey,
Yine duygularınızı,kalbinizin sesini satırlara dökmüşsünüz ,herzamanki gibi süper bir yazı olmuş.
Dilinize,ağzınıza kaleminize sağlık.

[sivas_kangallı]

süper bi yazı walla elinize sağlık...

[SONMEZ]

Bu yazıyı,
dün yol yorgunu ve uykusuz olarak yazmıştım.
Biraz kusurları olabilir,
hoşgörünüze bırakıyorum.

[CÜSSKB-Aynur]

Sönmez bey, her zamanki gibi harika olmuş. Ellerinize sağlık.

Bizlerle paylaştığınız için teşekkürler.

[gardasin.58]

Ellerine ve yüregine saglik sönmez gardas bir bayram tatilini köyünde geciripde bizlerle paylactigin icin tesekür ederim.bir bayram tatili bu kadar anlatilir cok guzel.

[altuntas58]

Yaşadıklarınızı mısralara o kadar güzel dökmüşsünki inanın kendimi sizin yanınızda seyehat etmiş gibi hissettim acı ve tatlı gecen sivas istanbul arasında yaşadığınız şu üç günlük maceranızı içime sindire sindire nefes almadan okuyup bitirdim sonrada dedimki bu kadarcıkmıydı?ya ne kadar kısa yazmış biraz daha oralardan bahsedebilirdi diye söylendim siz saatlerce yazsanız bizler memleket hasretiyle yanıp tutuştuğumuzdan duygulanıp dolup taşıyoruz daha yokmular devam eder gider emeğine sağlık üç günlükte olsa sivasımın havasını suyunu toprağını ve insanını görüp,yaşamak her şeyden güzel ne diyelim darısı bizlerin başına elbet bir gün bizde sivasımızı ziyaret etme fırsatı buluruz

BETÜLÜM SENİ BİR AN ÖNCE ARAMIZDA GÖRMEK İSTİYORUZ ÇABUK İYİLEŞ DUALARIMIZ SENİNLE

[SONMEZ]

altuntas58 Nickli Üyeden Alıntı

Yaşadıklarınızı mısralara o kadar güzel dökmüşsünki inanın kendimi sizin yanınızda seyehat etmiş gibi hissettim acı ve tatlı gecen sivas istanbul arasında yaşadığınız şu üç günlük maceranızı içime sindire sindire nefes almadan okuyup bitirdim sonrada dedimki bu kadarcıkmıydı?ya ne kadar kısa yazmış biraz daha oralardan bahsedebilirdi diye söylendim siz saatlerce yazsanız bizler memleket hasretiyle yanıp tutuştuğumuzdan duygulanıp dolup taşıyoruz daha yokmular devam eder gider emeğine sağlık üç günlükte olsa sivasımın havasını suyunu toprağını ve insanını görüp,yaşamak her şeyden güzel ne diyelim darısı bizlerin başına elbet bir gün bizde sivasımızı ziyaret etme fırsatı buluruz

BETÜLÜM SENİ BİR AN ÖNCE ARAMIZDA GÖRMEK İSTİYORUZ ÇABUK İYİLEŞ DUALARIMIZ SENİNLE

Aslında, daha uzun anlatım olabilirdi ama;
hem yorgunluktan kısa kestim,
hem de sizler sıkılmayasınız diye
kestirmeden gittim.

Betülümüz için iyi dileklerinize ve dualarınıza da
ayrıca müteşekkiriz, varolasınız.