ORUÇ VE RAMAZAN
Oruç, insanlık tarihi kadar eski ve evrensel bir ibadet şeklidir.Günümüzde hemen bütün dinlerde oruç ibadetinin olduğunu görmekteyiz. Oruç tutma şekilleri dinlere göre değişiklik göstermektedir. Hiç yememek, bazı şeyleri yememek içmemek, hiçbir şeyi içmemek, cinsi yakınlık kurmamak, çalışmak ve konuşmamak bu şekillerden bazılarıdır. Mesala Hz. Meryem’in Hz. İsa’yı doğurduğunda kendisini suçluyanlara karşı konuşmama orucunu tuttuğunu Kur’andan öğreniyoruz. Meryem konuşmama orucunda olduğu için, soruları onun yerine Hz. İsa cevaplıyor.
Oruç tutmada bütün dinlerde müşterek olan husus, kişilerin belirli bir süre için sevdiği şeylerden uzak kalmasıdır. Oruç, Hicret’in ikinci yılında M.S. 624’te nazıl olmuştur. Hz. Peygamberin bu ayetler nazıl olmadan önce de oruç tuttuğu bildirilmektedir. Bakara Suresinin 183. ayetinde oruç tutanların takvaya erecekleri bildirilmektedir. Takva, bazılarına göre korunmak olarak türkçeleştirilmiştir. Bazılarına göre takva, Allah huzurunda bir seviyedir. Kişi oruç tutarak Dünyada iken daha üst bir seviyeye ulaşır.
Oruç farsça bir kelime olup arapçadaki karşılığı SAVM yani susmak demektir. Oruç tutan insan diline de hakim olmalıdır. Ramazan yanmak demektir. Çünkü bu ayda oruç tutan ibadet, itaat ve tövbe edenlerin günahları, isyanları ve hataları yanıp yok olur. Ramazanda oruç tutmak akıl baliğ olan her müslümana farzdır. ŞEHR demek, şöhret demektir. Ramazan ayı şöhretli, kıymetli, değerli bir ay demektir. Diğer aylarda oruç tutmuyoruzda niçin ramazanda tutuyoruz.
Çünkü, insanlığı aydınlatan, insanlığa hidayet veren, insanlığa maddi ve manevi şifa ve derman olan Hz. Kur’anın indiği aydır. Zaten üç ayların başlamasıyla ramazana hazırlığımız başlar. Bazı insanlar kızına oğluna düğün ve nişan yapar. Bazı insanlar oğluna sünnet yapar. Üç gün üç gece veya yedi gün yedi gece merasim yaparlar, düğün yaparlar. İşte Hz. Kur’anın indiği ay olan Ramazan ayında oruç tutmamız otuz gün otuz gece manevi düğün ve şölenimiz demektir.
Oruçlu kimselerde adrenalin ve kortizon hormonları kana daha kolaylıkla karışmaktadır. Bu hormonlar, tesirlerini kanserli hücreler üzerinde de göstermektedir. Böylece bu hormonlar kansere karşı bir çeşit kalkan rolünü oynamakta, yani kanser hücrelerinin çoğalmasını önlemektedir. Oruç tutan bünye, adeta bakıma girer, iç organları saran yağlar erir, vücudun zindeliği artar, direnme gücü kazanır, mide, böbrek, şeker, kalb ve karaciğer hastalıklarına karşı mukavemeti artar.
Karaciğer, oruçlu iken, üç-beş saat istirahat eder, gıda depolama işine bir müddet ara vermiş olur. Bu arada, korunma sistemini güçlendirici globülinleri hazırlar. Midedeki kaslar ve salgı ifraz eden hücreler, oruç müddetince birkaç saat dinlenir. Kan hacmi de azaldığı için tansiyon düşerek kalb rahatlar.
Gıda artıkları iyi yakılmayınca, damarları yıpratır. Yakılmayan yağlar, damarları daraltır, damar sertliği denilen rahatsızlığa sebep olur. Akşama doğru vücutta gıda hemen hiç kalmaz. Yani bütün gıdalar yakılmış olur. Bu bakımdan bazı hastalıklara oruç tutmak iyi gelmektedir. Oruçlu iken vücudun diğer organlarında da dinlenme olur. Az yemek ve oruç tutmak vücudun sıhhati için önemlidir. Zekat, malın kiridir. Zekat veren, malını kirden koruduğu gibi, oruç tutan da vücudun zekatını ödemiş, hastalıklardan onu korumuş olur.
Her iyiliğin sevabını Allahü teâlâ verdiği halde, orucun sevabı için, Oruç benim içindir, onun mükafatını ben veririm. buyurmasının hikmeti vardır. Yeryüzünün tamamı Allahü teâlânın mülkü olduğu halde, Kâbe’ye Beytullah yani Allah’ın evi denmesi ona şeref vermek içindir. Oruç bana mahsustur, demekle de ona özel bir şeref vermiştir. Oruç tutana verilecek sevabın muayyen bir ölçüsü yoktur. Oruçlunun durumuna göre, çok sevap verilecektir.
Şükredenlere çok mükafat verilecektir. Şükür, İslamiyet’e uymak demektir. İmam-ı Rabbani hazretleri, Ramazanda nafile ibadetlere verilen sevap, başka aylarda yapılan farzlar gibidir. Bu ayda yapılan bir farz, başka aylarda yapılan yetmiş farz gibidir. Bu aya saygısızlık edenin, bu ayda günah işleyenin bütün senesi günah işlemekle geçer, buyurmaktadır. O halde bilhassa Ramazan ayında günah işlemekten daha çok sakınmak gerekir. Cuma günü yapılan ibadetlere de kat kat sevap verilir. Cuma günü işlenen günahlar da iki kat yazılır. Kıymetli günlerin değerini bilmeye çalışmalıdır.
Sinir sistemimizin vücuttaki yeri çok mühimdir. Dil sinirleri felç olan konuşamaz. Bacaktaki sinirler felç olursa, insan yürüyemez. Sinirimizin bozulması nispetinde hayatımız, az veya çok tehlike içindedir. Siniri bozuk kimse huzursuz olur, sabredemez. Cemiyetteki kavgaların, cinayetlerin çoğu sinirli olmaktan, sabredememekten ileri gelmektedir.
Böylece orucun imandan da olduğu görülmektedir. İmanlı olan da, imanının kuvvetine göre suç ve günah işlemez. Sinirine hakim olur. Her şeyin bir zekatı vardır. Vücudun zekatı ise açlıktır. Oruç tutarak aç kalanın arzuları kırıldığı için sabretmesi kolay olur. Oruç tutan aç durur. Aç durmak iyidir. Aç duranın basireti açılır. Anlayış kabiliyeti artar.
Çok yiyen çok uyur, çok uyuyanın da ömrü boşa geçmiş olur. Çok yiyen sarhoş gibi olur, dimağı yorgunlaşır. Zekası, zihni dumura uğrar. Açlık, kalbde incelik doğurur.
Açlıkta arzular kırılır, nefsimiz uysallaşır, serkeşliği kalkar. Çok yemek, gafleti doğurur. Azgın bir atı zaptetmek zor olduğu gibi, çok yedirmekle azan nefsi zaptetmek de zordur. Açlıkla terbiyesi kolaylaşır. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
Her zaman tok olan şefkatsiz ve merhametsiz olur. Tok, acın halini bilmez. Çok yiyen sert ve katı kalbli olur.
Açlık, günah işleme arzusunu kırar, kötülük etmeye mani olur.
Çok yiyen çok su içer. Çok su içen çok uyur. Çok uyuyanın ömrü uyku ile geçtiği için dünya ve ahiret kazancına mani olur. Demek ki açlık, sinirleri uyanık, zinde tutar. Fazla tokluk ahmaklığa yol açar. Okuduğunu ezberlemesi ve hatırında tutması zor olur.
Hastalıkların çoğu çok yemekten ileri gelir. Az yiyenin vücudu sıhhatli olur. Çok yiyende acıma hissi azalır. Arzuları artar, harama dalar. Gayri meşru arzuları harekete geçiren yolları tıkamak gerekir. Açlık şeytanın yolunu tıkar.
ORUÇLA İLGİLİ AYET VE HADİSLER
Bakara Suresi Ayet: 183
“ Ey iman edenler, sizden evvelki ümmetlere farz kılındığı gibi size de oruç farz kılındı. Korunun ki, takvaya ulaşın. ”
Bakara Suresi Ayet: 85
“ Ramazan-ı Şerif öyle bir aydır ki, o ayda insanları doğru yola sevkeden, Hakkın açık delilleri olan, hak ile batılı ayırt eden Kur’anı Kerim indirilmiştir. Artık sizden her kim o aya erişirse, orucunu tutsun. Kim de hasta veya yolculuk halinde bulunursa, başka günlerde, tutamadığı günler kadar oruç tutsun(orucunu kaza etsin). Allah size kolaylık murad eder, size güçlük dilemez. (Bu kolaylık) o sayıyı (kaza borcunuzu) tamamlamanız, sizi hidayete eriştirdiği için Allah’ı (sizi muvaffak buyurduğu o şeyden dolayı da) tekbir ile ululamanız içindir. Ola ki şükredesiniz. ”
Her şeyin bir zekatı vardır. Vücudun zekatı ise oruçtur
Oruçta sıhhat vardır. Oruç tutun ki sıhhat bulun.
Oruç iç organları inceltir. Eti eritir ve Cehennem ateşinden uzaklaştırır. Gözlerin görmediği, kulakların işitmediği ve hiç kimsenin hatırına, hayaline gelmeyen Allah’ın nimetleri ancak oruç tutana nasip olur.
Her iyiliğe, on mislinden 700 misline kadar sevap verilir. Fakat oruç bana mahsustur, onun mükafatını ben veririm. Onun mükafatı dünya ölçülerine göre ölçülemez. Çünkü kulum, benim için yemesini, içmesini ve şehvetini bırakmıştır
Oruçlunun yanında oruçsuzlar yiyince, melekler, oruçluya dua eder.
Şükredip yemek yediren, sabredip oruç tutan gibidir.
Her şeyin bir kapısı vardır. İbadetlerin kapısı ise oruçtur.
Oruç sabrın, sabır da imanın yarısıdır.
Oruç tutanın idraki artar, zekası açılır. Tefekkür, ibadetin yarısı, az yemek ise tamamıdır.
Oruç tutanın içi nurla dolar ve Allahü teâlâ, az yiyip içen ve bedeni hafif olan mümini sever.
İnsan kalbi tarladaki ekin, yemek ise yağmur gibidir. Fazla su ekini kuruttuğu gibi, fazla gıda da kalbi öldürür.
Oruç tutarak nefisle cihad etmek, Allah yolunda cihad gibidir.
Cennette Reyyan denilen bir kapı vardır. Oraya oruç tutanlardan başkası giremez. Kıyamet gününde oruçlular nerede diye çağrılır. Dünyada oruç tutanlar bu çağrı ve davet üzere o kapıdan girerler ve sonra kapı kapanır.
Oruçlu için iki sevinç vardır. Biri iftar sofrasının başında açlık ve susuzluğun giderilmesinden doğan sevinç. Biri de Allah’ın huzuruna çıktığı zaman göreceği veya alacağı mükafat sevincidir.
Çok yiyip içmek hastalıkların başıdır.
Çok yiyip içmekle kalbinizi öldürmeyin!
Şeytan, damardaki kan gibi, vücutta dolaşır, açlık ile yolunu daraltın.(İmam-ı Gazali)
"ORUÇ HAKKINDA"
Orucun onbir faydasi vardir:
1- Cehenneme kalkan olur.
2- Sair ibadeti kabul olur.
3- Bedenin zikri olur.
4- Kibri kirar.
5- Ucbu kirar.
6- Husu'u arttirir.
7- Mizandaki sevabi doldurur.
8- Allah'u Teala o kulundan razi olur.
9- Iman ile vefat ederse cennete çabuk girer.
10- Kalbi nurlanir.
11- Akli nurlanir.
Orucun farzi üç tür.
1. Niyet etmek.
2. Niyeni evvel ve son vaktini bilmek.
3. Safak vakti agarmadan evvelki zamandan ta gün batincaya kadar orucu bozan seylerden kendini muhafaza etmek.
Orucun farz olmasinin 7 sarti vardir.
1. Müslüman olmak.
2. Bülüg çagina erismis olmak.
3. Akilli olmak.
4. Hayatta olmak.
5. Mukim olmak yani seferi olmamak.
6. Hayizli olmamak.
7. Nifasli olmamak.
Orucu bozan seyler:
1- Yemek yemek
2- Içecek seylerden bir sey içmek
3. Cima etmek. (cinsi münasebette buliunmak)
4. Hayizli olmak.
5- Nifasli olmak.
6- Agiz dolusu kusmak.
Bazi seyler vardir ki, orucu bozmaz , üzerinden farz düser , ama fazla olan sevabi gider. Çektigi açlik ve susuzluk yaninda kalir diye hadis-i serifte belirtilmistir ki sunlardir. Yalan söylemek, giybet etmek, dedikodu (söz tasimak) yalan yere yemin etmek gibi seyler orucu bozmaz ama orucun sevabini götürür.
Yedi kimse vardir ki, o kimselerin oruç tutmamalarina seriat müsaade etmistir.
1. Hasta
2. Misafir
3. Hayizli kadin
4. Nifas üzere olan kadin
5. Hamile olan kadin , eger gücü yetmezse
6. Emzikli kadin, çocuguna zarar gelmesinden korkarsa
7. Çok yasli olan ihtiyarlar
Oruç tutmayabilir.
Oruçta Iki çesit niyet vardir.
1. Ramazan , nafile,nazeri muayyen bu üçünün niyeti aynidir. baslangici; günün dogmasindan sonra günes zevale gelmeden yememis ve içmemis oldugu halde niyet ederse oruç sahih olur. Zeval vaktinde ve daha sonra yapilan niyet sahih olmaz.
2. Kazai Keffaret, Nezri mutlak; bu üçünün de niyeti aynidir. Gün batimindan itibaren tan yeri agarmazdan evvel( imsak vakti) arasinda nityet edilirse oruç sahih olur. Tan yeri agardiktan sonra bu tür oruç için niyet edilmesi caiz degildir.
Oruç tutanlar üç türlüdür. Cahiller orucu, Alimler orucu, Peygamberler orucu.
1- cahiller orucu: Yemezler içmezler, cima etmezler, ama diger günahlari islerler.
2- Alimler orucu: Yemezler, içmezler, Cima etmezler, ama günahta islemezler.
3- Peygamberler orucu: Onlarda evvelkiler gibi Yemezler, içmezler, Cima etmezler, ayrica günah islemedikleri gibi bütün süpheli islerden kaçarlar.
Bes kimse orucunu bozsa onlara Keffaret lazim gelmez.
1- Hasta
2- Misafir
3- Emzikli kadin çocuguna zarar geleceginden korktuysa.
4- Çok yasli kisiye
5- Açlik ve susuzluktan dolayi ölmekten korkan kisiye
Bu kisilere Keffaret gerekmez ancak özrü gittikten sonra tutamadigi oruçleri gününe gün olarak kaza yapmasi lazimdir.
Ramazanin ilk günü hakkinda süphe varsa bir kaç çesit niyet vardir.
Ramazan oldugundan süphelenildigi zaman:
Ramazana niyet etmek, yahut baska bir vacib oruca niyet etmek yahut ramazan ise ramazan degilse nafileye niyet etmek. Bunlar kerahatle caizdir.
Bir çesidi ise kerahatsiz caizdir. O mutlak oruca niyet etmis yahut sabana yani nafileye diye niyet edilmis ise bunda kerahat yoktur böyle yapilmasi caizdir.
Niyetin bir sekli vardir ki bu caiz degildir: Eger ramazan ise ramazana niyet ettim, degilse niyetsizim demek caiz degildir.
Bir kimse ramazanda oruca niyet etse, ögleden evvel yese Imam-i Azam'a göre keffaret lazim degil, Imameyn katinda ise keffaret lazim gelir. Eger ögleden sonra yerse keffaret gerektiginde Hepsi ittifaki etmislerdir.
Bir kimse iki, ya üç Ramazandan birer gün oruç bozsa her birinden dolayi birer kaffaretmi yapar yoksa üçüne bir keffaret mi yapmasi gerektiginde ihtilaf vardir. Ancaqk güzel olan her birine ayrica keffaret yapmasidir.
Bir kisinin ramazandan borcu olsa o kisi tutmasa ve üzerinden bir sene geçse, bazi ülemanin beyanina göre o adam günahkar olur.
Bir kisi keffaret tutarken Ramazan-i serif gelse Ramazandan sonra tekrar bastan tutmasi lazim gelir. Evvelkiler sayilmaz.
Bir kisi sefere niyeti olmadan orucunu bozsa ama sonra sefere gitmesi icab etse hem kaza hem keffaret icab eder.
Bir kisi Ramazanda sefere niyet etse orucunu yese. sonra sefere gitmese kaza lazim olur. keffaret gerekmez. Ancak aksama kadar yemek yemesi haramdir. Sonra gününe gün olarak kaza eder.
Bir kisi sefere niyet etmeden orucunu bozsa sonra zorla sefere gönderseler (sürseler) ihtilaflidir. Asil olan hem kaza hem keffaret gerekir.
Bir kimse ramazanda deli olsa( aklini kaybetse) ve tekrar bulsa yani ramazanin bir kismini deli olarak geçirse deli oldugu gün kadar kaza eder. eger akli yerine gelmezse Ramazan orucu onun üzerinden düser.
Bir kimse unutarak yese, yahut unutarak cima etse orucu bozulmaz. Eger orucum bozuldu sanip yerse kaza lazim olur. Keffaret lazim olmaz. Eger orucunun bozulmadigini bilip yerse hem kaza hem keffaret lazim gelir.
Bir kimse terini yutsa yahut boyali bir ipligi çignese ve boyasini yutsa yahut baska birisinin tükürügünü yutsa yehut kendi tükürügünüdisari çikarip yutsa yahut dislerinin arasinda olan yemek artiklarini yese nohut tanesinden fazla oldugu taktide bu nlarin hepsinde kaza lazim olur Ancak diger bir sekilde ihtilafli olup asil olan orucun bozulmasidir.
Bir kimse avuç miktari tuz yese orucu bozar. Ancak sadece kaza gerekir. fakat azicik yemis olsa orucu fasit olur.
Bir kimse çalisirken bunalsa ikindiden sonra orucunu yese hem kaza hem keffaret gerekir. Ancak bir kadin(evli) veya cariye bunalipta yerse bu çalismadigi durumda erkegi veya sahibi(cariyenin) dövecek olursa keffaret gerekmez) kaza gerekir.
Bir kimse susam tanesini sadece çignese ve yutmasa orucu bozulmaz. Fakat yutarsa ister çignesin ister çignemesin orucu bozulur.
Oruç onbes çesittir.
Üçü farz, üçü vacib, basi haram, dördü sünnettir.
Farz olan ; Ramazan, Kaza, Keffaret.
Vacib olanlar: Nezri muayyen, nezri mutlak ve nafileyi geri çevirmek( kaza etmek).
Haram olan: Ramazan bayraminin ilk günü, Kurban bayraminda dört gün, yani yilda 5 gün oruç turmak haramdir.
Sünnet olan oruç: Islami aylarin on üç, on dört ve on besinci günlerinde oruç tutmak, Davud (a.s.) in orucu bir gün tutup bir gün tutmamak. Pazartesi , persembe , asure günü, arefe günü ve benzer mübarek günlerde oruç tutmak sünnettir.
Kaynak: Mizrakli ilmihal tercümesinden alinmistir.
"...Her kim hadislerimden 40 tanesini belleyip baskasinada ögretirse :ALLAHU TAALA :onu kiyamet gününde bilginler ve fakihler arasinda diriltsin..."