Abdullah YİĞİT / Hürdoğan Gazetesi
"Güzelliğin on par etmez,
Bu bendeki aşk olmasa,
Eğlenecek yer bulaman,
Gönlümdeki köşk olmasa"
Veysel'imiz nede güzel anlatmış, asıl sevginin görüntüde değil, kalpte yaşanması gerektiğini. Ne güzel ifade etmiş, doğal güzelliğin, suni güzellikten üstün olduğunu!
Bugünkü yazıma neden bu dizelerle başladığıma gelince.
Hani hep söylenirya "Felan Müdür Sivas'tan gitti ama hala unutamıyor, filan Vali " Sivas Sivas" diye yanıp tutuşuyor" diye.. Hatta buna son zamanlarda birde şu cümle eklendi; " Sivas'a bir gelirken ağlanırmış, birde giderken"
Şimdi yazacaklarımı iyi okuyun!
Sivas görev yapan bir müdür arkadaşım geçenlerde Antalya'ya gitmiş. Sivasspor'un eski futbolcusu Balili'yi, eşini ve bizim Ertuğrul Arslan'ı ziyaret etmiş.
Balili ve eşiyle konuşurken konu Sivasspor'dan açılmış ve Balili "Ben Antalyaspor'lu oldum ama eşim hala Sivassporlu" demiş. Bu arada eşi Hila söze karışarak " Ligin 8. haftasında sizi yeneceğiz" diyerekte Balili'ye meydan okumuş. İşin en ilginç tarafı, Balili kısa sürede Antalya'ya uyum sağlamasına, yada öyle görünmesine rağmen, eşi Hila bir türlü oraya ısınamamış ve Sivas, Sivas diyerek yanıp tutuşuyormuş! Balili'nin eşinin bu tavrı müdür arkadaşımında garibine gitmiş ve şunları söylemiş " Ya Antalya turizmin merkezi, burada deniz var, kum var, doğal güzellik var…" Hila yengemizi ikna edememişler, o varsa yoksa "Sivas" diyormuş.
••••
Bir diğer Sivas sevdalısıda Bilica çıktı. Sivasspor'da bir sezon futbol oynadıktan sonra Fenerbahçe'ye giden Bilica, takımında "58" numaralı formayı tercih etmiş. Geçen akşam oynanan hazırlık maçında da "58" numaralı formayla mücadele ederek gönülleri bir kez daha fethetti!
Kısacası, insanlık, tatlı dil, samimiyet ve sevgi her şeyin üzerinde. Öyle olmasaydı koca Veysel " Güzelliğin on par etmez, bu bendeki aşk olmasa" dermiydi?