Metal Gear Nickli Üyeden Alıntı
Sivasspor, daha ilk rauntta nakavt oldu. 5-0'lık skor, hiç tartışmasız hepimizi üzen, rahatsız eden bir hezimet.
Düşünün Süper Lig'in ikincisi, Belçika temsilcisine sahada futbolun hiçbir doğrusunu yerine getiremeden böylesine açık bir farkla yeniliyor.
Sonuç, evet bir yanıyla Sivasspor'u yakından ilgilendiriyor. Ancak farklı bir boyutuyla da futbolumuzu.
Ne oldu da Sivasspor, 2 ay içerisinde böylesi bir çöküş sürecinin içerisine girdi? Aslında süreç hazırlık dönemi maçlarında başladı. Sivasspor, neredeyse tüm maçlarında kötü oynadı. En önemli artısı olan mücadele gücünden yoksun görüldü. Takım savunmasında ciddi bir gerileme yaşadı. Çok sayıda gol yedi. Ancak ilk ciddi sınavına çıkmadan önce göstere göstere gelen tehlikenin önlemlerini alma yerine, hamaset içeren mesajlarla kendisini de futbol camiasını da kandırdı.
Bir takım, 2 ay içerisinde böyle bir düşüş yaşıyorsa bunun nedenleri üzerine kafa yormak gerekir.
Bilica, Silla, Tum, Balili, Diallo gitti diye mi Sivasspor futbol kimliğini yitirdi? Ya da Mehmet Yıldız sakat olduğu için mi hücumda böylesine etkisizdi?
Tabii ki bunların da rolü oldu.
Lâkin, asıl neden bence daha farklı.
Sivasspor, kendisini başarıya taşıyan en önemli değerini yitirdi. Futbol, belli düzeydeki takımlar için önce haddini bilmek oyunudur. Ve tabii ki doğru seçimleri yapmak, saha içi uygulamalarında kapasiteyi en verimli kullanabilmek oyunu. Sivasspor, geride bıraktığımız iki sezona, haddini bilerek oynadığı, büyük bir özveriyle kapasitesinin sınırlarını zorladığı için damgasını vurmuştu.
Bir şey dikkatinizi çekti mi?
Bu sezonun lig ikincisinden, büyük takımlara sadece bir oyuncu, yani Bilica gitti.
Diğerlerini, Mehmet Yıldız dâhil kimse istemedi!
Çünkü Sivasspor, bireysel yeterlilikleri üst düzeyde olan oyunculara sahip değildi. Ama iyi takımdı. Birbirini tamamlayan oyunculardan kurulu, sistemleri oturmuş, mücadeleci bir takım. Şimdi o takım, mücadele etmiyor. Geçen o iki sezona yansıtılan performansın gerisinde yatan özveriyi gösteremiyor. Lig sıralamasında üst üste alınan başarı dolu sonuçların ardından oluşan psikoloji ile kendisini kalite açısından sınıf atlamış gibi görüyor.
Oysa öyle bir şey yok.
Sivasspor, kapasitesi sınırlı oyuncularla oluşmuş mütevazı bir kadronun sahibi. Bir Beşiktaş değil... Bir Fenerbahçe değil... Bir Galatasaray ya da Trabzonspor da değil. O kadro doğruları yaparsa... Özverisini sürdürürse... Rakiplerinden daha fazla mücadele ederse başarılı olur. Biraz havaya girer, kendisini olduğundan farklı görürse, olası nice Anderlecht facialarını da kapının eşiğinde bekler bulur.
Anderlecht hüsranı, bence bu anlamda Sivasspor'un şansı. Teknik adama da oyuncuya da gerçekle yüzleşme fırsatı. Hamaset bir yana bırakılır ve yüzleşme doğru yapılırsa Sivasspor kaybettiği bu turun ardından yine ligin üst sıralarını zorlayacak bir performansı yakalayabilir. Tersi yapılırsa bu düşüş lige de yansır.
ZEKİ ÇOL-ZAMAN
|