Hani Sivasspor Gençberbirliği’ ni yenemezmişti?

[RüStü ElmaS]

Yazar: Erkan Yıldız (Bizim Sivas)

Oldukça zor bir atmosfer yaşayan Sivasspor, günlerdir beklediği Gençlerbirliği karşısında resmen bir zafer kazandı. Kırık-çıkıkçı Gençlerbirliği topsuz alanda ve oyun içerisinde hiçte gerek yokken bilerek ve kasti fauller yaparak kırmızı-beyazlı ekibi yıldırmak, oyunu içinden çıkılmaz hale getirerek, futbolcuları tahrik etmek suretiyle sinir harbi yapmak gayesi içerisindeydi.

Karşılaşmanın hakem triosunu da (ki; buna maçın dördüncü hakemini de ekleyebiliriz) arkasına alan Cavcav destekli Gençlerbirliği, Mesut Bakkal ile birlikte yakaladığı çıkış trendini Sivas’ta da sürdürmek istiyordu.

Karşılaşma öncesinde otoriteler tarafından favori gösterilen Gençlerbirliği, o son haftaların sükse yaparak, ard arda puan kazanan takımı olmaktan çok, zor Sivas deplasmanından en az 1 puanla dönmenin peşindeydi.

Sivasspor’un karşılaşmanın ilk yarısında tanınmaz hale geldiği dakikalarda ilk golü bulan konuk ekip, karşılaşmanın orta hakeminin devam dediği pozisyonda akıl almaz bir şekilde Samsun bölgesinden yan hakem Hakan Atilla Gökbilgin’ in orta sahaya koşarak çizgiyi geçip geçmediği anlaşılmayan pozisyonda galip duruma geçti.

Tanınmaz haldeki Sivasspor’un, defansta yaptığı zincirleme hatalar akıl alacak cinsten değildi. Top süzüle süzüle Petkoviç’in önünden geçti, su akar gibi o an için adeta basireti bağlanmış Hayrettin’in önünden geçen topa Tayfun, vursam mı vurmasam mı cinsinden dokununca top kale çizgisinin üzerinden kaptan Hakkı’ nın müdehalesine rağmen çerçeveyle buluştu. Bu pozisyonda topu soğukkanlılıkla uzaklaştıran Hakkı’ nın müthiş müdehalesine rağmen gol kararı gelince bütün stad adeta çileden çıktı.

Tartışmalı pozisyondu vesselam.

Hani derler ya, trafik canavarı diye… Trafik kurallarını bilmeyen, az bilen veya dikkatsiz davranın sürücülerin yol açtıkları kazalar sonrası Trafik canavarı yine iş başındaydı şeklinde açıklamalar gelir, haberler yapılır. Bu Pazar, canavar başka bir kimliğe bürünmüş ve Hakem canavarı adını almıştı. Her pozisyonda takdir hakkını eze eze Gençlerbirliği lehine kullanan, kırmızı – beyazlı ekip her taç atışı kullandığında çizginin noktasına, virgülüne dikkat eden, her basit faullerde Gençlerbirliği lehine kararlar veren, Sivasspor’a adeta kasti fauller yapan Gençlerbirliği’li oyunculara en az iki kırmızı kartı göstermeyen Çetin Maksut Sarıgül, hakem canavarına dönüştü. Mahsus, hususen, bilerek ve kasten yanlı maç yönetti, taraftarı tahrik etti, kısacası bütün futbol kurallarını alt üst etti.

Böyle bir şey olamaz

Kırmızı-beyazlı ekip 35. dakikada Kaptan Hakkı ile tekrar kendine geldi. Gemisini kurtaran, takımını ateşleyen Hakkı’nın kullandığı serbest vuruşla takıma ve stada verdiği hayat öpücüğü, tanınmaz haldeki Sivasspor’u şoklayarak hayata geri döndürdü.

Bir ilk yarı, bir de ikinci yarı…

İki konuşulacak ve ayrı ayrı ele alınacak 45 dakika var. Burada futbol adına varını yoğunu ortaya koyan iki ekibin sergilediği mücadelede karşılaşmanın orta hakemi Sarıgül, maça damgasını vurdu.

Buradan Konya taraftarı gibi, Diyarbakır taraftarı gibi davranmayan Yigidolara, yağışlı havayı ısıtan taraftara hakkını vermek lazım. Hiçbir taşkınlık, takımı tehlikeye düşürecek, ilerisi için sorun çıkaracak herhangi bir olumsuzluk yaşanmadı.

Resmi görevle stadta bulunanları dahi çileden çıkaran Hakem Sarıgül, yeşil çimleri adeta sararttı.

Karşılaşmanın ikinci yarısı için söylenecek çok şey var, tıpkı ilk 45 dakika olduğu gibi.

Devre arasında soyunma odasında takımın yeni bir konsantrasyon yakaladığı belliydi. Kırmızı-beyazlı ekip, kendi kimliğine bürünmüş, Gençlerbirliği’ne adım attırmıyor ve oyunu kontrolüne alıyordu. İşte oyunuyla zevk veren, taraftarın beklediği mücadeleyi sahaya yansıtan Sivasspor buydu.

Çok şeylerin yazılıp, çizildiği, hakkında yorumların yapıldığı Sivasspor – Gençlerbirliği karşılaşması, hakeme rağmen kazasız belasız bitti. Hak ettik, kazandık. Hakemi de mağlup ettik, vermediği kırmızı kartlar, Musa Kuş’a kalkan ofsayt, takımın atağını durduran gereksiz faul düdükleri taraftarı ve takımı strese soksa da Hakem Sarıgül istediğini yapamadı. Sivasspor’u en azından berabere bırakamadı !!!

İkinci yarıda üstünlüğü elinden bulunduran Sivasspor’un gol aradığı dakikalarda, Musa Kuş’un kuş olup uçurduğu topu Yasir’le buluşturması ve Yasir’in topu kalecinin solundan aheste aheste ağalarla buluşturması vizyona girecek cinsten, VTR’lere konacak ender verkaçlardan biriydi.

Hakkı’nın jenerikleri zorlayan müthiş golünden sonra ikinci yarıda oyuna giren Konyaspor maçının vasat oyuncusu Yasir’in uzun süre unutulmayacak soğukkanlılıkla attığı galibiyet golünü ayakta alkışladık.

Karşılaşmanın dördüncü hakeminin, Teknik Direktörümüz Werner Lorant’a karşı takındığı tavırda agresiflikten başka bir şey değildi. El işaretleriyle futbolculara bir şeyler anlatmaya çalışan Lorant’ı engellemeyi görev sayan Manisa Bölgesinden karşılaşmanın dördüncü hakemi Çağatay Şahan’ ın, konuk ekibin yedek kulübesine dönüp bakmaması da düşülecek notlar arasında…

Müthiş dakikaların yaşandığı 90 dakikada birlik, beraberlik ve hak edilmiş bir galibiyet vardı. İkinci yarıda büyük bir istekle oyuna asılan kırmızı-beyazlı ekip, taraftarın desteğiyle 3 puanı hanesine yazdırırken, şu içimizdeki çok bilmişlere de birkaç kelime söylemeden geçemeyeceğim: Hani Sivasspor Gençlerbirliği’ ni yenemezmişti?, yense de şans eseri yenermişmiş ti? Arkadaşlar, bu takımın kıymetini bilelim, bilmiyorsak öğrenelim.

Bilmem anlatabildim mi?