Ana Sayfa  |  Site Haritası  |  Forum  |  Chat
‹ Anasayfaya geri dön  |  Sivaslilar.net  |  Sivastuning.com
Sivasspor


Hoşgeldiniz
Zurück   SivasSpor.com - Yiğidoların Özgür Sesi > Serbest Alan, Sivas Paylaşım, Sivas Forum, Sivaslılar > Eğlence

Eğlence Bu Bölümde eglenebilirsiniz

Cevapla
 
Seçenekler Arama Stil

-->: spor bir hikayedir-2
Alt 24.10.2007, 11:00   #231
yigidolar06
Usta Yiğido
 
yigidolar06 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Yaş: 66
Mesajlar: 2.836
Thanks: 13.312
1.086 Mesajına 2.733 Kez Teşekkür Edildi.
Tecrübe Puanı: 1021 yigidolar06 SITEMIZE IŞIK ŞACIYORyigidolar06 SITEMIZE IŞIK ŞACIYORyigidolar06 SITEMIZE IŞIK ŞACIYORyigidolar06 SITEMIZE IŞIK ŞACIYORyigidolar06 SITEMIZE IŞIK ŞACIYOR
Standart -->: spor bir hikayedir-2

YAŞANMIŞ OLAY HAKEMLER BU OLAYDAN DERS CIKARIRLAR HERHALDE
__________________
yigidolar06 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   Alıntı ile Cevapla
spor bir hikayedir-5
Alt 24.10.2007, 11:01   #232
sivasligenc
Acemi Yiğido
 
sivasligenc - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Mesajlar: 96
Thanks: 0
5 Mesajına 10 Kez Teşekkür Edildi.
Tecrübe Puanı: 0 sivasligenc isimli Üye Tecrübe Puanınızını Kapatmıştır.
Standart spor bir hikayedir-5

Para.. Şİke.. Futbol İŞte!

--------------------------------------------------------------------------------

Sadık Söztutan



PARA.. ŞİKE.. FUTBOL İŞTE! - Ne işin var aslanım senin burada? Tek başına nasıl geldin taa memleketten?
- Kulüpten gönderdiler abi.
- Niye?
- Bu mektubu verdiler.
Futbolcu, küçük kardeşinin cebinde ezip büzerek getirdiği mektubu şüpheyle açtı. Okudukça, her satırında suratı şekil değiştiriyordu.
Mektubu bitirince donuk bir yüzle küçük kardeşine baktı. Küçük kardeş, memleketinin Birinci Lig kulübünün altyapısındaydı. Kendisi de oradan yetişip, başka bir Birinci Lig kulübüne transfer olmuştu zaten...
Önce küçük kardeşinin yanağına bir tokat atmayı düşündü; sonra, (15 yaşında) günahsız bir çocukcağızın bir şike mektubuna postacılık ettirilmesine içi yandı, vazgeçti...
- Seni şimdi hemen otobüse bindireceğim ve memlekete döneceksin. Sorarlarsa, mektubu verdim, bir şey demedi, dersin.
***
Mektupta, o hafta oynayacakları maçı “satması” için “pey biçtikleri” miktarı yazmışlar, “Başkanımızın fabrikası da zaten senin şehirde... Telefonları şu... Kendisi senden haber bekliyor” diye not düşmüşlerdi.
Futbolcu, başkanı aradı:
- Ben (............).
- Merhaba evladım. Ben de senin telefonunu bekliyordum. Nerede buluşalım?
- Yahu başkan, benim satılık futbolcu olduğumu size kim söyledi? Sizler ne aşağılık insanlarsınız! Herkesi kendiniz gibi mi sanıyorsunuz siz?!
Öfkeyle kapattı telefonu.
Dedikoduya mahal vermemek için maçtan önce şike mektubundan kimseye bahsetmedi.
Canını dişine taktığı maçta forvet arkadaşları kucak dolusu gol kaçırdı. Son dakikalarda yedikleri golle 1-0 yenildiler.
Maçtan sonra mektubu kendi başkanına verdi.
***
Oyuncu, futbolu bıraktıktan sonra bir düğünde şikeci başkanla karşılaştı. Başkan bu futbolcuya dedi ki:
- Sen o zaman 40 milyon lirayı kabul etmemiştin. İyi ki etmedin. Ben o maçı 4 milyon liraya aldım!





not:alıntıdır
sivasligenc isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   Alıntı ile Cevapla
spor bir hikayedir-6
Alt 24.10.2007, 11:05   #233
sivasligenc
Acemi Yiğido
 
sivasligenc - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Mesajlar: 96
Thanks: 0
5 Mesajına 10 Kez Teşekkür Edildi.
Tecrübe Puanı: 0 sivasligenc isimli Üye Tecrübe Puanınızını Kapatmıştır.
Standart spor bir hikayedir-6

İSTANBUL’U DİNLİYORUM

Türk gazeteci grubu Paris’teydi.
Şampiyon Kulüpler maçından arta kalan zamanlarında otobüsle şehir turu yapıyorlardı.
Geniş Champ-Elysees (Şanzelize) caddesini, tek kuralın kuralsızlık olduğu ve sigorta kapsamı dışında tutulan Etoile (Etual) meydanını, Montmarte (Monmart) yani ressamlar tepesini, Picasso’nun yediği, Van Gohg’un içtiği, Salvador Dali’nin bilmem ne yaptığı yerleri, “Birlikte olduğum tüm erkekler öldü; ben uğursuz bir kadınım” diyerek 1987 yılında bileklerini kesip intihar eden Dalida’nın evini gezdiler...
16. Luis’nin, içini boşalttırıp tilkiler salarak yedi kilometrelik salonlarında avlandığı Louvre (Luur) Sarayı’nı...
Ve 16. Louis ile karısı Marie Antoinette’in hem düğünlerinin, hem idamlarının yapıldığı, ihtilalde giyotinlerin kurulduğu Concorde (Konkort) meydanını, talihsiz prenses Diana’nın son günlerine şahitlik eden Ritz otelini ve Alma tünelini, ve -elbette!- Eiffel kulesini gördüler...

Faal döneminde tuvaleti olmayan Versay Sarayı’nı... Fransız “asillerin” altına ve sokağa yaptığı, kadınların kolayca çömelip işlerini görmeleri için “dizayn edilmiş” elbiselere “tuvalet” dendiği, pisliklere basmamak için ilk kez yüksek topuklu ayakkabı giydikleri, başlarına yukarıdan dışkı atılmasın diye ilk kez şemsiyeyi burada kullandıkları, iğrenç kokudan arınmak için parfümü keşfettikleri, pislik paçalarından akmasın diye ilk kez külotlu çorabı giydiği... bilgilerini aldılar.

***
Üç günlük gezi bitti, gazeteciler otobüse doluşup havalimanının yolunu tuttular.
Yol boyunca bağıra çağıra Fransız tarihinin pisliği ve ihtilalin doğal vahşetini konuşuyorlardı.
- İğrenç herifler, bir de Türkler’i beğenmezler, dedi birisi...
- Yaa! Tarihlerini b.k götürüyor, diye onayladı bir diğeri...
Bir başkası, yeni edindiği sıcak bilgiyi satmakta gecikmedi:
- Gerçek barbar bunlar abicim, bin beş yüz kişinin boğazını kesmişler Konkort meydanında...
Birden, otobüsün iç ışıkları kademeli olarak söndü. Şehri çoktan terk etmiş otobüs, karanlığın içinde havalimanına doğru asfaltı yutarken, hoparlörlerden bir Fransız’ın söylediği anlaşılan biraz bozuk ama dokunaklı ve net bir Türkçe ile tanıdık bir şiir duyuldu:
*
İstanbul’u dinliyorum
gozlerim kapali
Once hafiften bir ruzgar
esiyor;
Yavas yavas sallaniyor
Yapraklar agaclarda;
Uzaklarda, cok uzaklarda
Sucularin hic durmayan
cingiraklari;
İstanbul’u dinliyorum
gozlerim kapali...
*
Uzun şiirin tamamını okudu.
Havalimanı giriş bölümünde duran otobüsün iri yarı şoförü Dominic’in “Hepinize iyi yolculuklar” diyen etkileyici bu jestiyle bitmişti yolculuk...
Çok şaşırmıştım.
Herkes bagajlarının telaşına düşmüşken ben Dominic’in yanına gittim:
- Bu şiiri ben bile ezbere okuyamam. Dört gündür birlikteyiz ve hiç farkına varmadık, siz Türkçe biliyor muydunuz?
- Konuşmadım ki, nasıl farkına varacaktınız?
Israrlı sorularım karşısında samimi merakımı şöyle giderdi:
- Bundan dört yil önce İstanbul’daydim. Aksaray’da bir turizm acentesinde çalışiyor, Avcılar’da oturuyordum. Aslen Tunusluyum. Müslümanım ama bir çok Müslüman gibi burada Fıransız ismi kullanmak gerekiyor iş icabi... Doksan dokuz depreminde ben Anadolu’da iken eşim ve dünya tatlisi iki kizim enkazin altında öldüler. İstanbul’dan ayrılmak zorunda kaldım. Bugün yatağa girdiğimde hâlâ Avcılar’dan inilti sesleri geliyor... Gerçekten ben her gece İstanbul’u dinliyorum...



sadık söztutan
not:alıntıdır
sivasligenc isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   Alıntı ile Cevapla
--->: spor bir hikayedir
Alt 24.10.2007, 11:12   #234
sivasligenc
Acemi Yiğido
 
sivasligenc - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Mesajlar: 96
Thanks: 0
5 Mesajına 10 Kez Teşekkür Edildi.
Tecrübe Puanı: 0 sivasligenc isimli Üye Tecrübe Puanınızını Kapatmıştır.
Standart --->: spor bir hikayedir

KAYIP CÜZDAN

Almanya’daki vatandaşlarımızın resmi dairelerle ilişkilerinde tercümanlık yapan bir dostum başından geçen ilginç bir olay anlattı.
Hadise şu:
***
Futbolu bıraktıktan hemen sonra Almanya’da antrenörlük kursuna giden eski bir oyuncumuz, Bonn’da tramvaya bindi.
Az sonra bir başka durakta yanına bir kadın oturdu. Kadın, ayakta dikilen kocasıyla konuşunca, Türk olduğu anlaşıldı.
Birkaç durak sonra kadın aniden bağırıp çağırmaya başladı; kocası ise vatmana koşarak, polis gelinceye kadar kapıları açmamasını söyledi.
Gerçekten de tramvay durağa vardı ama kapıları açmadı.
Tartışma Türk kadınla eski futbolcu arasındaydı:
- Cüzdanımı çaldın, ver onu!
- Yahu manyak mısın sen?! Ne cüzdanı! Git başımdan!
- Hayır, aldın işte! Paramı vermezsen polise gideceğiz!
Polisler geldi, karı-kocayla birlikte eski futbolcuyu da alıp gitti.
***
Bonn’daki Türk davalı ve davacılar tercümanı beklerken, kadının kocası eski futbolcunun koluna girerek pencereye doğru çekti:
- Burada demir parmaklıkların arkasına düştüğünde çıkış zordur. Gel anlaşalım.
- Nasıl anlaşacağız?
- On bin mark ver, vazgeçelim.
- Sizin niyetiniz anlaşıldı. Göstereceğim size!
Tercüman geldi. Futbolcuyu tanımıştı.
- Ooo, hayırdır abi, ne işin var burada senin?
- Konsolosluğa gidiyordum yaa, olmadık bir iş çıktı başımıza... Konsolos Bey’le de randevum vardı, geciktim.
Dolandırıcı karı-koca sert kayaya çarptıklarını anlamışlardı.
Koca, eski futbolcunun koluna girip kenara çekti:
- On bin mark verelim, vazgeç.
Kabul etmedi eski futbolcu; davalı olarak girdiği kapıdan davacı olarak çıktı.
Uyanık karı-kocayı tutukladılar.

sadık söztutan
not:alıntıdır
sivasligenc isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   Alıntı ile Cevapla
gerçek ve acı br öykü
Alt 24.10.2007, 11:15   #235
sivasligenc
Acemi Yiğido
 
sivasligenc - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Mesajlar: 96
Thanks: 0
5 Mesajına 10 Kez Teşekkür Edildi.
Tecrübe Puanı: 0 sivasligenc isimli Üye Tecrübe Puanınızını Kapatmıştır.
Standart gerçek ve acı br öykü

Birbirlerini yeni keşfediyorlardı sanki...
Oysa iki yıldır birlikte oynuyorlardı.
Otobüs koltuğunda yan yana düştüklerinde, laf lafı açtı ve onlar inanılmaz tesadüflerin sır defterini yaprak yaprak çevirdiler.
***
1. Lig futbol takımının otobüsü Karadeniz’den Doğu’ya doğru hareket etmişti.
Büyük umutları, büyük hedefleri vardı.
Onlar, çeyrek asırdan fazladır dört takımın başrol oynadığı sahneye sürpriz oyuncular olarak çıkmışlardı.
Türkiye, onları hayranlıkla izliyordu.
Futbola yeni bir alternatif mi geliyordu?
“Mutlu sonu” yakalayacaklar mıydı?
Doğu’ya doğru uzanan asfaltın kara metreleri otobüsün tekerlerinin altında hızla akarken, iki futbolcu konuştukça şaşırıyordu:
- Demek altmış bir doğumlusun?
- Evet!
- Ve on dokuz şubatta doğdun?
- Evet!
- Ben de on dokuz şubat altmış birliyim.
- Haydaaa! Bu kadar da olmaz! Demek İstanbul Vefa’da doğmuşsun. Ben de Vefa doğumluyum.
- Nee? Haseki Hastanesi mi? Hadi canım sen de! Bu kadar da olmaz! Ben de Haseki’de doğmuşum.
- Demek kuvöz komşusuyuz!
- Ulan yoksa o bangır bangır ağlayan sen miydin yanımda?
- Bendim evet... Hah hah haa...
İki futbolcunun, ellerinde söylediklerinin kanıtı olarak ikide bir birbirlerine gösterdikleri nüfus cüzdanları, hemen ön sırada oturan kaptanlarına hararetle anlattıkları bu müthiş tesadüfler zinciri ve havada uçuşan kahkahalar büyük bir gürültüyle karanlığa gömüldü.
Futbolcularla dolu takım otobüsü, aşırı biz hızla geceyi kar yağışını yırtarak Doğu’ya giderken, karşıdan gelen kamyona büyük bir gürültüyle çarptığında, sadece koltuklarda oturan otuz üç kişi değil, bütün Türkiye sarsılmıştı.
***
Kaderin cilvesi ve trafik canavarının sürprizi bu kadarla kalmadı:
Çekiçle ezilmiş bir teneke gibi tanınmaz hale gelen koskoca otobüste o gün iki futbolcu can verdi.
Ölen bu iki kişi, aynı gün doğan o iki futbolcuydu...



__________________
sivasligenc isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   Alıntı ile Cevapla
bir takımı satın almak
Alt 24.10.2007, 11:27   #236
sivasligenc
Acemi Yiğido
 
sivasligenc - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Mesajlar: 96
Thanks: 0
5 Mesajına 10 Kez Teşekkür Edildi.
Tecrübe Puanı: 0 sivasligenc isimli Üye Tecrübe Puanınızını Kapatmıştır.
Standart bir takımı satın almak

Bir Takımı Satın Almak

--------------------------------------------------------------------------------


Takım zorlu lig maçı öncesi kamptaydı.

Toplantı salonunda güçlü rakiplerinin eski maç kasetlerini izleyip, taktik konuşmalarını bitirdiklerinde, kaleci:
- Hocam, hep birlikte toto oynayalım, dedi. Bu haftanın ikramiyesi, bu salondaki herkesin bir yıllık mukavelesinden daha büyük bir rakam...
- Yani hepimizi satın alacak para diyorsun, diye gülümsedi hoca.
- Evet hocam!
- Yazın bakalım.
Oynamaya başladılar.
Kaleci maçın ismini okuyor, en çok yükselen sese göre kuponu dolduruyordu.
Kendi maçlarına gelince hiç yüksünmediler;”mağlup olacağız” anlamına gelen rakamı yazdılar (1)

Rakip sahada ve ligin şampiyon adayı ile oynuyorlardı çünkü...
***

Toto oynayan oyuncular sahada iken, diğer maçlarda neler olup bittiğini bilmiyorlardı doğal olarak...
Ama kendi maçlarını biliyorlardı;2-1 mağlup durumdaydılar ve son dakika oynanıyordu.
Zaten bu sunuca baştan razıydılar ve mağlup olacaklarını toto kuponuna bile yazmışlardı.
***
Maçlar bitti.

Bütün lig karşılaşmaları, toto oynayan futbolcuların tahmin ettiği gibi sonuşlandı.

Biri dışında...

Toto oynayan futbolcular, mağlup olsalardı tam 500 milyon dolar kazanacakları maçı, son dakikada attıkları golle 2-2 bitirmeyi başardılar!

Tarihin en “ pahalı “ gölünü atıp, 500 milyon dolar kaybederek...


( Maç Real Madrid-Valladolid, gol Blanco,dakika 90.)

Sadık Söztutan
Spor bir hikayedir s.109,-110
sivasligenc isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   Alıntı ile Cevapla
--->: SPOR FIKRALARI
Alt 25.10.2007, 14:42   #237
cemal58
Yeni Yiğido
 
cemal58 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik Tarihi: 25.10.2007
Mesajlar: 5
Thanks: 0
0 Mesajına 0 Kez Teşekkür Edildi.
Tecrübe Puanı: 0 cemal58 FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart --->: SPOR FIKRALARI

güzel zevkli ve komik bi paylaşım teşekkür ederim çok komikti hahahahahhahahahhahahahahahhah aaaaaaaaaaaaaaaa
cemal58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   Alıntı ile Cevapla
3 BÜYÜKLER
Alt 25.10.2007, 15:22   #238
EyüphanAydın
Usta Yiğido
 
EyüphanAydın - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik Tarihi: 10.08.2007
Mesajlar: 6.006
Thanks: 3.350
1.269 Mesajına 946 Kez Teşekkür Edildi.
Tecrübe Puanı: 1303 EyüphanAydın Fazla söze gerek yokEyüphanAydın Fazla söze gerek yokEyüphanAydın Fazla söze gerek yokEyüphanAydın Fazla söze gerek yokEyüphanAydın Fazla söze gerek yokEyüphanAydın Fazla söze gerek yokEyüphanAydın Fazla söze gerek yokEyüphanAydın Fazla söze gerek yokEyüphanAydın Fazla söze gerek yokEyüphanAydın Fazla söze gerek yokEyüphanAydın Fazla söze gerek yok
Unglücklich 3 BÜYÜKLER

bir galatasaraylı bir fenerli ve bir beşiktaşlı arabistanda otelde içki içerken yakalanmışlar ve idam cezasına çarptırılmışlar bütün yalvarmalara karşın ceza ömür boyu hapse çevrilmiş ama prens o gün af çıkarmış ve cezayı 20 kırbaca çevirmiş prens türkleri sevdiği için her birine bir istek hakkı vermiş ilk fenerli gelmiş istağim sırtıma bir yastık bağlayın olmuş ama 10 kırbaçtan sonra yastık parçalanmış hiç fayda etmemiş bunu gören uyanık beşiktaşlı iki yastık bağlattırmış ama oda 10 kırbaçtan sonra parçalanmış ve fayda etmemiş sıra GS lıya gelmiş prens te GS lı olduğu için ona iki istek hakkı sunmuş GS lı ilk isteğim bana 40 kırbaç vurun olmuş herkes şaşırmış prens ikinci isteğini sormuş GS lı; sırtıma fenerbahçeliyi bağlayın)
__________________
http://img.blogcu.com/uploads/erkans...0000266796.gif
Hayat böyledir dostum,
Geçer beklemekle,
Ümitlerin bittiği yerde
Abdest al ve sabahı bekle...
EyüphanAydın isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   Alıntı ile Cevapla
--->: SPOR FIKRALARI
Alt 25.10.2007, 15:23   #239
EyüphanAydın
Usta Yiğido
 
EyüphanAydın - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik Tarihi: 10.08.2007
Mesajlar: 6.006
Thanks: 3.350
1.269 Mesajına 946 Kez Teşekkür Edildi.
Tecrübe Puanı: 1303 EyüphanAydın Fazla söze gerek yokEyüphanAydın Fazla söze gerek yokEyüphanAydın Fazla söze gerek yokEyüphanAydın Fazla söze gerek yokEyüphanAydın Fazla söze gerek yokEyüphanAydın Fazla söze gerek yokEyüphanAydın Fazla söze gerek yokEyüphanAydın Fazla söze gerek yokEyüphanAydın Fazla söze gerek yokEyüphanAydın Fazla söze gerek yokEyüphanAydın Fazla söze gerek yok
Standart --->: SPOR FIKRALARI

6-0 biten galatasaray fenerbahçe maçından sonra gs li arif tanınmamak için yaşlı bir adam kılığına girer ve bır cafe ye gider. Cafe de yanına yaşlı bır bayan yanaşır ve : -"naber Arif" der.

Bunun uzerıne arif delirir nasıl tanıdı bu kadın beni diye düşünüp durur. Ertesi gün yine aynı cafede aynı kadın yanaşır arifin yanına yine -"naber arif" der.

3.gün arif cok değişik bır kılıkta gider cafeye ve yine aynı kadın yanaşır ve yine -"naber arif" der. Arif dayanamayıp sorar nerden tanıyosun beni diye.
Yaşlı teyze : -"olum ben bülent len" der6-0 biten galatasaray fenerbahçe maçından sonra gs li arif tanınmamak için yaşlı bir adam kılığına girer ve bır cafe ye gider. Cafe de yanına yaşlı bır bayan yanaşır ve : -"naber Arif" der.

Bunun uzerıne arif delirir nasıl tanıdı bu kadın beni diye düşünüp durur. Ertesi gün yine aynı cafede aynı kadın yanaşır arifin yanına yine -"naber arif" der.

3.gün arif cok değişik bır kılıkta gider cafeye ve yine aynı kadın yanaşır ve yine -"naber arif" der. Arif dayanamayıp sorar nerden tanıyosun beni diye.
Yaşlı teyze : -"olum ben bülent len" der6-0 biten galatasaray fenerbahçe maçından sonra gs li arif tanınmamak için yaşlı bir adam kılığına girer ve bır cafe ye gider. Cafe de yanına yaşlı bır bayan yanaşır ve : -"naber Arif" der.

Bunun uzerıne arif delirir nasıl tanıdı bu kadın beni diye düşünüp durur. Ertesi gün yine aynı cafede aynı kadın yanaşır arifin yanına yine -"naber arif" der.

3.gün arif cok değişik bır kılıkta gider cafeye ve yine aynı kadın yanaşır ve yine -"naber arif" der. Arif dayanamayıp sorar nerden tanıyosun beni diye.
Yaşlı teyze : -"olum ben bülent len" der6-0 biten galatasaray fenerbahçe maçından sonra gs li arif tanınmamak için yaşlı bir adam kılığına girer ve bır cafe ye gider. Cafe de yanına yaşlı bır bayan yanaşır ve : -"naber Arif" der.

Bunun uzerıne arif delirir nasıl tanıdı bu kadın beni diye düşünüp durur. Ertesi gün yine aynı cafede aynı kadın yanaşır arifin yanına yine -"naber arif" der.

3.gün arif cok değişik bır kılıkta gider cafeye ve yine aynı kadın yanaşır ve yine -"naber arif" der. Arif dayanamayıp sorar nerden tanıyosun beni diye.
Yaşlı teyze : -"olum ben bülent len" der6-0 biten galatasaray fenerbahçe maçından sonra gs li arif tanınmamak için yaşlı bir adam kılığına girer ve bır cafe ye gider. Cafe de yanına yaşlı bır bayan yanaşır ve : -"naber Arif" der.

Bunun uzerıne arif delirir nasıl tanıdı bu kadın beni diye düşünüp durur. Ertesi gün yine aynı cafede aynı kadın yanaşır arifin yanına yine -"naber arif" der.

3.gün arif cok değişik bır kılıkta gider cafeye ve yine aynı kadın yanaşır ve yine -"naber arif" der. Arif dayanamayıp sorar nerden tanıyosun beni diye.
Yaşlı teyze : -"olum ben bülent len" der
__________________
http://img.blogcu.com/uploads/erkans...0000266796.gif
Hayat böyledir dostum,
Geçer beklemekle,
Ümitlerin bittiği yerde
Abdest al ve sabahı bekle...
EyüphanAydın isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   Alıntı ile Cevapla
--->: SPOR FIKRALARI
Alt 25.10.2007, 15:23   #240
EyüphanAydın
Usta Yiğido
 
EyüphanAydın - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik Tarihi: 10.08.2007
Mesajlar: 6.006
Thanks: 3.350
1.269 Mesajına 946 Kez Teşekkür Edildi.
Tecrübe Puanı: 1303 EyüphanAydın Fazla söze gerek yokEyüphanAydın Fazla söze gerek yokEyüphanAydın Fazla söze gerek yokEyüphanAydın Fazla söze gerek yokEyüphanAydın Fazla söze gerek yokEyüphanAydın Fazla söze gerek yokEyüphanAydın Fazla söze gerek yokEyüphanAydın Fazla söze gerek yokEyüphanAydın Fazla söze gerek yokEyüphanAydın Fazla söze gerek yokEyüphanAydın Fazla söze gerek yok
Standart --->: SPOR FIKRALARI

Bir gün Real Madrid, Fenerbahçe'yle maç yapmak için Istanbul'a gelecekmiş. Binmişler uçağa, Real Madrid'li oyuncular çok üzgün. Zidane kaptan olarak sormuş tabi
- Ne o çocuklar yüzünüzden düşen bin parça?
Raul demiş ki:
- Ya abi fenerle oynamayı hiç istemiyoz.
Stata gelmişler. Hala millet surat yapıyor. Zidane arkadaşlarina;
- Siz gidin İstanbul'u gezin, ben Fenerbahçe'yle tek basima maç yaparım. demiş.
Bunu duyan arkadaşlari sevinçten havalara uçmuşlar. Hemen dalmışlar İstanbul gecelerine. Maç başlamış. Devre arası Real Madrid'li futbolcular stata gelmişler ve skorboarda bakmislar Real Madrid 1:0 önde. Demişler bi Laila yapalım gelelim bari. Maçın sonunda geri gelmişler. Bi bakmışlar skor 1:1. Gitmişler soyunma odasına Zidane'yi kutlamaya, ancak Zidane almış başını iki elinin arasına ağlıyor.
- Niye ağlıyorsun, sen bütün takıma karşı tek başına oynadın ve maç berabere bitti. Bu mükemmel bi şey.
Zidane cevap vermiş;
- Eğer maçın 60. dakikasında kırmızı kart görmeseydim, farka gidecektim. Ben ona üzülüyorum.


__________________
http://img.blogcu.com/uploads/erkans...0000266796.gif
Hayat böyledir dostum,
Geçer beklemekle,
Ümitlerin bittiği yerde
Abdest al ve sabahı bekle...
EyüphanAydın isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Etiketler
fikralari, spor


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB Code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Hizli Erisim


Powered by: vBulletin. Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.

Copyright © 2005
Bize Yazin  |   Sivasspor.com  |   Arşiv  |   Kullanım sözleşmesi  |   Yukarı Git