--->: Herve TUM SIVASSPOR ' DA
Futbola Nasıl ve Nerede Başladın?
Futbola tüm Afrikalı gençler gibi çok küçük yaşta başladım. Kamerun'da kendi kentimin takımında oynadım. Futbol okulunda eğitim aldım. Avrupa'daki ilk durağım ise İsviçre'nin Sion takımı oldu. Ardından yine aynı ülkenin Basel takımında forma giydim. Bir sonraki durağım ise Fransa'da Metz oldu. Burada iki sezon kaldıktan sonra Strasbourg'a transfer oldum. Yaşadığım sakatlık, çıkışımı engelledi
Kariyerinin en büyük çıkışını hangi kulüpte yakaladın?
Metz'de gerçekten çok iyi bir performans sergiledim. Yeni bir ülkeye gelmiştim ve kendimi ispatlamak istiyordum. Bunun verdiği motivasyonla çok iyi bir çıkış yakaladım. Orada Türk futbolseverlerin yakından tanıyacağı Franck Ribery ve Souleymane Youla ile birlikte oynadım. Ancak ikinci sezonumda sakatlık yaşadım. Formumun zirvesindeyken başıma gelen bu olay beni psikolojik olarak da çok sarstı.
Nasıl bir sakatlık geçirdin?
Dizimden sakatlandım. Çok acı çekiyordum. Hatta öyle anlar oldu ki, bundan sonra futbol
oynayamayacağımı düşündüm. Fakat yılmadım, savaştım ve kazandım. Geçen sezon oynadım ancak sakatlığım tümüyle geçmediği için gerçek performansımı sergileyemedim.
Avrupa serüvenin esnasında hangi ünlü teknik adamlarla çalıştın?
Birlikte çalıştığım ünlü antrenörler olarak Jean Fernandez, Joel Muller, Christian Gross ve Jean Pierre Papin'i sayabilirim.
Futbolcu olarak etkilendiğin, hayranlık duyduğun isimler kimler?
Küçük yaşlarda hayranlık duyduğum futbolcular Liberyalı Georges Weah ile Hollandalı Marco Van Basten'di. Gençlik yıllarımda ise idolüm Brezilyalı Ronaldo'ydu. Bu futbolcuyu gerçekten çok beğeniyorum ve takdir ediyorum.
Herve Tum'un artıları ve eksileri nelerdir?
En büyük artım bir takım oyuncusu olmam. Kolektif oyuna çok önem veririm ve arkadaşlarıma da yardımcı olmaya çalışırım. Mücadeleden hiç kaçmam. Ayrıca çok hırslıyım. Eksi yönüme gelince. Kimi zaman konsantrasyon sorunu yaşıyorum ve oyuna tam anlamıyla kendimi veremiyorum. Bu olumsuzluğum özellikle zorluk derecesi düşük maçlarda kendini gösteriyor.
İstatistiklerini incelediğimizde yıllık gol ortalamanın 8-9 civarında olduğunu görüyoruz. Bu sayı bir forvet oyuncusu için yeterli mi?
Bunun en büyük nedeni daha önce de vurguladığım gibi takım oyuncusu olmam. Kahramanlık peşinde değilim. Maçı kazanmamız her şeyden önemli. Arkadaşlarıma da gol attırmayı severim. Elbette asıl işim gol atmak olduğu için onu da ihmal etmem.
Kamerun Milli Takımı'nda nasıl bir grafik çizdin?
Kamerun Milli Takımı'nın formasını 10 defadan fazla giydim. Sakatlıklar sebebiyle Afrika Uluslar Kupası'nda bir türlü kadroda yer alamadım. 2006 Dünya Kupası eleme maçlarının ilk bölümünde düzenli olarak oynadım. Fakat daha sonra yine sakatlık nedeniyle Milli Takım'da görev alamadım.
Kamerun'un 2006 Dünya Kupası'na katılamaması büyük bir sürprizdi. Bu sonuç ülkede nasıl bir etki yarattı?
Gerçekten büyük bir şoktu. Çünkü Kamerun, Afrika futbolunun lokomotifi konumunda bir ülke. Üstelik ülke olarak ezeli rakibimiz Fildişi Sahili'ne geçilmek ayrı bir üzüntü kaynağıydı.
Kamerun Milli Takımı'nda pek çok şöhretli oyuncu var. İçlerinden yakın arkadaşın olan var mı?En iyi arkadaşım Pierre Wome. Kendisi şu anda Werder Bremen'de oynuyor. Bilmeyenler için hatırlatayım, Kamerun bu futbolcunun 90. dakikada kaçırdığı penaltı nedeniyle Almanya 2006'ya gidemedi. Wome bir dönem Gençlerbirliği'ne gelmek üzereydi. Ancak son dakikada bir pürüz çıkınca İtalya'ya gitti.
Afrikalı futbolcuların genellikle ilginç lakapları olur. Daha önce futbol oynadığın kulüplerde sana takılan lakap var mı?
Basel taraftarı hiç bıkmadan ve yorulmadan mücadele ettiğim için "Makine" lakabını takmıştı. Metz taraftarı beni "amca" anlamına gelen "Ton Ton" diye çağırıyordu. Strasbourg'da ise seyirciler bana "ihtiyar" ismini vermişti. Yanlış anlaşılmasın, bu yaşlı olduğumdan değil, takımdaki tecrübelilerden biri olduğum ve daha çok tanındığım içindi. Bir de Kamerunlu oyuncular için kullanılan genel bir lakap var. Futbol dünyası ülkemin oyuncuları için "Afrika'nın Yenilmez Aslanları" benzetmesini yapar. Huzuru ve sakinliği severim
Futbolun dışında neler yapmaktan hoşlanırsın?
En çok huzuru ve sakinliği severim. Böyle ortamlarda insan düşünme ve her şeyi çok daha iyi değerlendirme şansına sahip oluyor. Müzik dinlemekten, sinemadan, dostlarımla birlikte vakit geçirmekten hoşlanırım. Ağırlıklı olarak Afrika müziklerini ve R&B'yi seviyorum.
Afrikalılar dansa yatkın olur. Senin de böyle bir yeteneğin var mı?
Dans etmekten çok, iyi dans eden insanları izlemeyi tercih ederim.
Evli misin?
Evli değilim ama eski kız arkadaşımdan iki çocuğum var.
|