Acemi Yiğido
Üyelik Tarihi: 15.08.2007
Yaş: 67
Mesajlar: 57
Thanks: 0
30 Mesajına 95 Kez Teşekkür Edildi.
Tecrübe Puanı: 660 
|
--->: Gençlerbirliği
Taraftarın Sevgisi
Sevgi üç türlüdür:
Birincinin adı "Eğer" türü sevgi. Belli beklentileri karşılarsak bize verilecek sevgiye denir. Örnekler : eğer iyi olursan annen, baban seni sever. Eğer başarılı ve önemli kişi olursan, seni severim. Eğer eş olarak benim beklentilerimi karşılarsan seni severim. En çok rastlanan sevgi türü budur. Bir şarta bağlı sevgi. Karşılık bekleyen sevgi. Sevenini, istediği bir şeyin sağlanması karşılığı olarak vaat edilen bir sevgi türüdür bu. Nedeni ve şekli bakımından bencildir. Amacı sevgi karşılığı bir şey kazanmaktır. evliliklerin pek çoğu "Eğer" türü sevgi üzerine kurulduğu için çabuk yıkılıyor. Gençler birbirlerinin o anki gerçek hallerine değil, hayallerindeki abartılmış romantik görüntüsüne aşık oluyor ve beklentilere giriyorlar. Beklentiler gerçekleşmediğinde, düş kırıklıkları başlıyor.
İkinci türe geçiyoruz. "Çünkü" türü sevgi. Bu tür sevgide kişi bir şey olduğu, bir şeye sahip olduğu ya da bir şey yaptığı için sevilir. Başka birinin onu sevmesi, sahip olduğu bir niteliğe ya da koşula bağlıdır. Örnek mi? Seni seviyorum çünkü çok güzelsin (Yakışıklısın). Seni seviyorum çünkü o kadar popüler, o kadar zengin, o kadar ünlüsün ki. Seni seviyorum çünkü bana o kadar güven veriyorsun ki. Seni seviyorum çünkü beni üstü açık arabanla, o kadar romantik yerlere gotürüyorsun ki. "Çünkü" türü sevgi "Eğer" türü sevgiye tercih edilecektir. Eğer türü sevgi bir beklenti koşuluna bağlı olduğundan büyük ve ağır bir yük haline gelebilir.Oysa zaten sahip olduğumuz bir nitelik yüzünden sevilmemiz hoş bir şeydir egomuzu okşar. Bu tür olduğumuz gibi sevilmektir. İnsanlar oldukları gibi sevilmeyi tercih ederler. Bu tür sevgi onlara yük getirmediği için rahatlatıcıdır. Ama derin düşünürseniz, bu türün "Eğer" türünden temelde pek farklı olmadığını görürsünüz. Kaldı ki bu tür sevgi de, yükler getirir insana. İnsanlar hep daha çok insan tarafından sevilmek isterler. Hayranlarına yenilerini eklemek için çabalarlar. Sevilecek niteliklere onlardan biraz daha fazla sahip biri ortaya çıktığı zaman, sevenlerinin, artık ötekini sevmeye başlayacağından korkarlar. Böylece yaşama sonsuz sevgi kazanma gayretkeşliği ve rekabet girer. Toplumlardaki sevgilerin çoğu "Çünkü" türündendir ve bu tür sevgi, kalıcılığı konusunda insanı hep kuşkuya düşürür...
Peki o zaman, gerçek sevgi, güvenilecek sevgi ne? Ve işte sevgilerin en gerçeği. Üçüncü tür sevgi "Rağmen" diye adlandırılan türdür. Bir koşula bağlı olmadığı için ve karşılığında bir şey beklenmediği için "Eğer" türü sevgiden farklı bu. Sevilen kişinin çekici bir niteliğine dayanıp böyle bir şeyin varlığını esas olarak almadığı için "Çünkü" türü sevgi de değil. Bu üçüncü tür sevgide, insan bir şey olduğu için değil, bir şey olmasına rağmen sevilir. Esmeralda, Quasimodo'yu dünyanın en çirkin, en korkunç kamburu olmasına Rağmen sever. Asil, yakışıklı, zengin delikanlı da Esmeralda'ya çingene olmasına rağmen tapar. Kişi dünyanın en çirkin, en zavallı, en sefil insanı olabilir. Bunlara rağmen sevilebilir. Tabii bu sevgiyle karşılanması şartı ile. Burada insanın, iyi, çekici ya da zengin konum edinerek sevgiyi kazanması gerekmiyor. Kusurlarına, cahilliğine, kötü huylarına ya da kötü geçmişine rağmen olduğu gibi, o haliyle sevilebiliyor. Bütünüyle çok değersiz biri gibi görünebiliyor ama en değerli gibi sevilebiliyor.Yüreklerin en çok susadığı sevgi budur. Farkında olsanız da, olmasanız da, bu tür sevgi sizin için yiyecek, içecek, giysi, ev, aile, zenginlik, başarı ya da ünden daha önemlidir. Bunun böyle olduğundan nasıl emin olursunuz? Haklı olduğumu kanıtlamak için sizi bir teste davet ediyorum. Şu soruma cevap verin. Kalbinizin derinliklerinde, dünyada kimsenin size aldırmadığını ve hiç kimsenin sizi sevmediğini düşünseydiniz, yiyecek, elbise, ev, aile, zenginlik, başarı ve üne olan ilginizi yitirmez miydiniz? Kendi kendinize yaşamamın ne yararı var diye sormaz mıydınız? Devam ediyoruz: Şu anda en sevdiğiniz kişinin sizi sadece kendi çıkarı için sevdiğini anladığınızı bir düşünün. Dünya birden bire başınızın üstüne çökmez miydi? O an yaşam size anlamsız gelmez miydi? Diyelim sıradan bir yaşkültablanız var. Günlük yaşıyorsunuz. Günün birinde gerçek, derin ve doyurucu bir sevgi bulacağınızdan umudunuz olmasa, kalan hayatınızı nasıl yaşardınız? yanıtlayalım: Öyleleri ya iyice umutsuzluğa kapılıp intihar ediyorlar ya da iyice dağıtıp yaşayan ölü haline geliyorlar. Bugün yaşkültablanızı sürdürebilmenizin "Rağmen" türü sevgiyi şu anda yaşamanız ya da bir gün bu sevgiyi bulacağınıza inancınızdır.. Bugün yaşadığımız toplumda herkesi doyuracak bu sevgiyi bulmak zor. Çünkü herkesin sevgiye ihtiyacı var.Kimsede başkasına verecek fazlası yok? Yakınımızda olan birinin bu sevgiyi bize vermesini bekleriz. Ama o da ayni şeyi başkasından beklemektedir. Peki bu dünyada sevgi ne kadar var. açlığımızı biraz bastıracak kadar. Ve de yemek öncesi tadımlık gelen iştah açıcılar gibi. Bu minnacık tadım, bizi daha müthiş bir sevgi açlığına tahrik ve teşvik ediyor. Bu minnacık tadım sevgiye ne kadar muhtaç olduğumuzu anlatıyor. Büyük bir hırsla ana yemeğin gelmesini ve bizi doyurmasını bekliyoruz. Hani nerede? Hepsi o.. DÜNYADAKİ EN BÜYÜK KITLIK, RAĞMEN TÜRÜ SEVGİNİN YETERİNCE OLMAYIŞIDIR.
Bu kadar tanımdan ve örneklerden sonra konumuza,Tuttuğumuz takıma dönelim... Takımımızın sevgisini nereye,hangi kategoriye koycaz? "EĞER şampiyon olursak,EĞER istediğim gibi yönetim olursa,EĞER rakipleri yenersek Takımımı severim" diye bi cümle kurabilir misiniz? HAYIR tabiki...biz Tuttuğumuz takımın sevgisini hiç bir dilek-şart tiipine,şekline bağlamadık,bağlamamalıyız... "Bu takımı tutuyorum ÇÜNKÜ şunları yeniyo,Avrupaya gitmiş...ÇÜNKÜ lig şampiyonluğu varmış ÇÜNKÜ Federasyon kupasını almış...ÇÜNKÜ onun çok iyi bir taraftarı varmış" diye bi cümle de olamaz...onlar olmadan da Takımınızı sevemiyorsanız bi zahmet uzak durun! peki nedir bu sevgi? aslında tek bi tezahürat yetiyo bunu açıklamaya...SEN ŞAMPİYON OLMASAN DA,KUPALARI ALMASAN DA,.....SENİ seviyorum,HER ŞEYE RAĞMEN hiç bir koşula,ön şarta bağlı olmaksızın, sadece Takımım olduğun için...Ömrüm boyunca şampiyon olmasan da, yenmesen de yine seveceğim...Böyle bi sevgiyi bir insana karşı hissetsek,hissedebilsek-ki bu olanaksız- o zaman bu aşk efsane olur dilden dile ,yüzyıllar boyunca yayılırdı! işte belki de bu yüzden TAKIMIMIZ bir efsane...
Yazarı bilinmiyor..
__________________
haydigencler
|