Alıntı:
rmznshn Nickli Üyeden Alıntı
MAÇIN KADERİNİ İKİ SİVASLI BELİRLEDİ.
6-1 lik Trabzon faciasından sonra Sivassporun nasıl bir oyun ortaya koyacağını herkes merak ediyordu sanırım. Özellikle Mesut Bakkalın maça nasıl bir onbirle başlayacağını kimse tahmin edemiyordu. Zira bir hafta boyunca yapılan antrenmanlar basına ve taraftarlara kapalıydı. Sakatlıklar haricinde Mesut Hoca maç kadrosunu pek bozmuyordu. Bu hafta Hayrettin-Ferhat-Zita nın sakatlıklarına ilaveten Sedat Bayrak ın da cezalı olması eklenince Mesut Hoca kadroya yeni isimler monte etti. Sahadaki dizilişten yine vazgeçmedi. 4-2-3-1 anlayışıyla defans göbeğine Diallo, sol beke Murat geldi. Zitanın yokluğunda Uğur da formsuz olunca Mehmet Nası ön liberodan alıp orta üçlünün sağına, ön liberoya ise Keitayı aldı. Baktığımızda önceki haftalara göre farklı bir onbirdi bu. Kadroya yeni girenleri takıma verdikleri katkılara bakarsak en iyi performansı yediğimiz golde Adem Sarıyı arkasından kaçırmasına rağmen Diallo gösterdi diyebiliriz. Murat ın bir bek için hele ki sol bek için hücum anlamında takımı bir adım geriye götürdüğünü bir kez daha gördük. Maç boyunca bir-iki kısa pasın dışında hep şişirme toplarla hücuma katkı sağlamaya çalışması artık günümüz futbolunda tahammül edilemez bir durum haline geldi. Keita ise 4 hafta boyunca kadroya girememenin verdiği bir hırs ve heyecanla gerçek performansını tam anlamıyla sahaya yansıtamadı. Ama yine de orta sahadaki mücadeleci kişiliğiyle takıma yaptığı katkıyı görmezden gelmemek gerekiyor.
Galatasaray maçındaki oynadığı futbolla alkış alan Mehmet Nas, Mehmet Yıldız ve Ceyhun bu maçta da takımın hücum organizasyonlarında yine başrol oynadılar. Attığımız gol de bu üçlünün pas organizasyonundan geldi. Sivassporun gol atma çabaları sadece bu üç oyuncuya bağlı olmamalı.
Evet bugün demoralize olmuş bir Sivasspor maçı kazanmak adına gol attı, pozisyonlar buldu, rakibe de fazla bir pozisyon vermedi. Ama maçı kazanmak için bunlar her zaman yetmiyor. Bazen bazı futbolcuların küçük tecrübe farkları takımın maçı kazanmasında etkili olabiliyor. Mesela Erman veya İbrahim golü yemeden önceki 2 dakika içinde topu bir dakika ayaklarında tutabilselerdi maçın sonucu bu olmazdı. Mehmet Yıldız çok topla oynuyor, ayağında çok tutuyor diye eleştirenler herhalde uzatmalarda Mehmet Yıldızın olmasını çok istemişlerdir.
Tabi bunun dışında maçın berabere bitmesinin faturasını hakeme çıkaranlarda vardır. Azda olsa haklılık payları var bence. Ama düşününki maçta 1-0 öndeyiz ve maçın 65. dakikası, kalecimiz vakit geçirmek sebebiyle sarı kart görüyor. Hatta başka bir pozisyonda sakatlık geçiriyor. Yani basitçe işler içine girersek hem de öndeyken hakem de 4 dakika maçı uzatır ve sonuna kadar da oynatır. O yüzden maçın bence hakemlik bir tarafı yok. Kendi düşen ağlamaz diye bir atasözü vardır, unutmamak gerekir.
Gelelim yazımızın başlığına.
Gerçekten maçın kaderini iki Sivaslı belirledi. Biri Rıza Hoca, diğeri 58 numaralı oyuncu Adem Sarı. Eskişehir cephesinden baktığımızda Rıza Hoca maçı çevirebilmek için her şeyi yaptı. Maçın ikinci yarısına ikinci forvet Batuhanı alarak başladı. Daha sonra orta sahayı güçlendirmek için Peleyi aldı. Sonlara doğru ise forvet hattına taze kuvvet olarak Ademi aldı. Ve sonuçta uzatmalarda da olsa golü buldu. Rıza hocanın başka takımlarda göstermiş olduğu başarılar gerçekten bizleri mutlu ediyor. Adem Sarı da özellikle sonradan girdiği maçlarda hocasının güvenini boşa çıkarmayarak gollerini atıyor. Onu da giymiş olduğu 58 numaralı formadan dolayı kutluyorum.
Çok önemli bir ayrıntıya herkesin dikkatini çekmek istiyorum:
Rıza hocanın oyuna sonradan dahil ettiği oyuncular maçın 1-1 bitmesine sebep oldular. Batuhan indirdi topu Adem golü attı. Pele-Batuhan-Adem üçlüsünü şöyle bir incelediğimizde Batuhanı Beşiktaştan 2.5 milyon euro verip aldıklarını görüyoruz. Pelenin kariyerine baktığımızda İnter, Porto, Real Vallodolid, Porsmuth gibi takımlarda oynadığını ve Portodan 420 000 euroya aldıklarını görüyoruz. Adem Sarıyı ise Almanyadan 50 000 euroya aldılar. Geçen seneki attığı golleri herkes hatırlıyor herhalde. Belki adamlar şu anda 2 puanla ligde son sıralarda bir yerdeler ama transfer politikalarının bizim olmayan transfer politikasıyla kıyaslandığında kaç basamak yukarıda olduğunu herkes kabulleniyordur.
Son olarak maçtan iki puan kaybetmemize rağmen ben ilerleyen haftalar için takımın bir toparlanma sürecine girdiğini gözlemledim. Hatta bu süreçteki ilk başarımızı haftaya Manisa maçından elde edeceğimizi düşünüyorum. Umarım yanılmam.
Saygılarımla…
|
Teşekkürler. Bir maç ancak bu kadar güzel analiz edilebilirdi. Her cümlesine katılıyorum.
Ben de maçı stadyumdan canlı izledim. Sivasspor takım halinde disiplinli bir yun sergiledi. Benim en çok görmek istediğim de buydu. 1-0 dan sonra 2. golün bir türlü gelmemesi ile saha içinde birbirlerini söz ve hareketlerle suçladılar. Bu düzeltilmeli. Maçı kazanmamız için 1-0 ın yetmeyeceği belli idi. 2. yarı Eskişehirspor skoru değiştirebilmek için üstüste dğru oyuncu değişiklikleri yaptı. Buna karşın biz 80'e dek aynı kadroyla devam ettik. Oyuncularımız başta Cihan,Mehmet Yıldız, Ceyhun ve Mehmet Nas yorulmuşlardı. Ama maçın kaderi de burada zaten. Sivassporumuzun yedek kulübesinde oyuna girebilecek kapasitede oyuncu yoktu. Değişiklikler doğru ama giren oyuncular yetersizdi.
Bu maçtan şunu anladım. Mesut Bakkal takımı geçen haftadan beri iyi hazırlamış. Mesut Bakkala verip veriştirmiş çoğumuz. Doğru bulmuyorum. Mesut Bakkal takımı GS maçı seviyesine geri çıkarmış, çalıştırmış.
Onun aleyhinde yorum yapanlar haksızlık yapıyorlar.
Beraberliğin iki sebebi vardı.
1) Hakemin de iki hatası. Birincisi, Ramoviçe uyarmadan direkt sarı kart vermesi.İkincisi de maçı gereksiz yere 4 dakika uzatmasıydı. Bunun dışında çok iyi yönetti. Ancak maçı fazla uzatmasıyla puan kaybımıza etki etti.
2) Yedekten giren oyuncularımızın takım için değil kendilerini göstermek için oynamalarıydı.
Son beş dakikaya gelmişsin. Topu karşı korner çizgisinde oyalamak dururken, hücuma çıkıyor, şut çekiyorsun. Üç kez topu tutma ve vakit kazanma imkanı doğdu. Bunların üçünde de Mehmet Nas,İbrahim Şahin ve Erman Kılıç topu ayaklarında tutmadılar. Oysa orada yapılması gereken oyunu soğutmaktı. Burada Oyunu soğut talimatı kenardan gelmediyse Mesut Bakkal da kabahatlidir. Yine de profesyonel futbolcuların nasıl davranacaklarını bilmeleri gerekir. Herşey söylenmez ki bir insana.
Takımımız ve Mesut Bakkal doğru yolda. Yorumlarına sezon başından başlayıp hataları sayarak gelen arkadaşlar yanlış yoldalar. Çünkü takım herşeye rağmen doğru yönetiliyor. Eksikliğimiz belli . Bu maç oyundan çıkanlar kim. Ceyhun, Mehmet Yıldız ve Cihan. Bu üç oyuncumuz da alternatifsiz. Yerlerine girenlerin üçü de yetersiz, onların yerini dolduramıyorlar. Ara transferde takımın mevcut yedekleriyle yollar ayrılmalı ve onların yerine oyuna sonradan girecek ve iş yapabilecek üç-dört oyuncu alınmalı.
Mesut Bakkalın dediği gibi bu maçtan dersler alacağız:
1-) Maç 90 artı uzatmalardır.
2-) Yedekler her an oynayacakmış gibi hazır tutulmalıdır. ( Maçın Devre arasında Eskişehirsporun yedekleri kaleye orta ve şut çalışırken bizim yedekler küçük bir halka şeklinde aralarında alelade top alıp veriyorlardı.)
3) Ara transferde Cihan,Mehmet Yıldız ve Ceyhuna alternatif üç yeni oyuncu transferi şart.
Yazının uzunluğundan dolayı özür dileyerek bitiriyorum.