Tecrübeli Yiğido
Üyelik Tarihi: 30.08.2005
Yaş: 56
Mesajlar: 742
Thanks: 256
259 Mesajına 483 Kez Teşekkür Edildi.
Tecrübe Puanı: 0
|
Cevap: Süper Lig Takımları ve Avrupa Maçları 2009-
Havuza balıklama dalanlar
Anadolu, dikkat et, eskiye dönme. Havuzun suyu çekilirse ıslak mayonla
ortada kalırsın...
evsim yayın ihalesi mevsimi ya, atıp tutanlar, yazıp konuşanlar, bu işi çok iyi bildiğini sananlar, piyasayı kızıştıranlar, aradan karlı çıkmaya çalışanlar, kimi ararsanız ortada 'cirit' atıyor...
Gönül ister ki, kulüpler çok daha fazla kazansın... Gönül ister ki, yayıncılar, çok daha fazla abone kazansın, çok daha fazla para toplasın, bu paraları kulüplere aktarsın...
Hepimizin isteği ve dileği bu... Ancak önce işin gerçeği var... Sonra da ülke gerçekleri... Ülke gerçekleri, ne yazık ki bu isteklerle, bu dileklerle hiç örtüşmüyor...
Unutulmasın, bu ülkede iki yayıncı battı. Biri Cine 5, diğeri Teleon... Bu ülkede evler decoder mezarlığına döndü...
Şunu çok kesin belirteyim... Bugün Türkiye'de 400 milyon dolar, ya da benzeri bir parayı toplayabilecek bir sistem, teknik bir gelişme, yeni bir iletişim düzeni yok. Zaten dünyadaki en gelişmiş teknolojiler ülkemizde uygulanıyor... Buna rağmen sansasyonel bir meblağı toplayacak, yeni teknolojiler yok.
İsterseniz gerçekleri rakamlarıyla, uluslararası raporlardan ve kaynaklardan alınan çok sağlıklı ve kesin bilgilerle sıralayalım...
1-TÜRKİYE'DE REKABETTEN UZAK BİR LİG OYNANIYOR
Türkiye'de rekabetçi bir lig yok... Sonu önceden bilinen ve her yıl tekrarlanan yeni başlangıçlar var... Yani her yıl üç büyüklerden birinin şampiyonluğuna alışılmış yeni başlangıçlar. Örneğin Türkiye'de son 25 yılda sadece üç büyükler şampiyon olurken, bu sayı Fransa ve İtalya için 8 takıma, İspanya ve Almanya için 7 takıma, İngiltere için de 6 takıma çıkıyor. Anlayacağınız Türkiye'de rekabetçi bir lig oynanmıyor. Son 25 yıldır, üç büyüklerden birinin şampiyonluğuyla biteceği ezberlenen, yani sonucu daha başlangıçta belli olan, rekabetten çok uzak bir lig oynanıyor. Bu da futbol seyircisini, futbol abonesini son derece olumsuz etkiliyor
2-LİGİMİZE DÖNÜP BAKAN PARA VEREN MAALESEF YOK
Türkcell Süper Lig'in uluslararası bir değeri yok. Bugün İngiltere, İspanya, İtalya, Almanya ve Fransa liginin yayıncı kuruluşları uluslararası satışlardan büyük para kazanıyorlar. Oysa ülkemizin ligi, bu kadar önemli Brezilyalının oynamasına rağmen Brezilya'da bile alıcı bulamıyor. Bizim lige dönüp bakan, arayıp soran, para veren maalesef yok.
3-TÜRKİYE'DE TARAFTAR BAĞLILIĞI ÇOK DÜŞÜK
Türkiye'de bilinenin aksine taraftar bağlılığı çok düşük. Örneğin Fransa'da Lyon maçlarını yüzde 75, İngiltere'de Newcastle United, Arsenal ve Manchester United yüzde 100, Sunderland yüzde 98, Tottenham yüzde 97 dolulukta oynarken, Türkiye'de bu oran üç büyükler için yüzde 64 ile yüzde 72 arasında gidip geliyor. Örneğin Fenerbahçe'nin son derece modern stadı, lig maçları ölçü alındığında sadece Galatasaray maçında doluyor. Türkiye'nin dolu statları bile, çoğu kez İngiltere'nin boş sayılan statlarının gerisinde kalıyor. Benzer bir durum Almanya ve İspanya statlarını dolduran seyirci sayısı ile de örtüşüyor. Hatta Almanya ikinci lig maçları bile, bizim birinci ligden daha fazla seyirci topluyor. Avrupalı futbol seyircisi takımını ligdeki performansına bakmaksızın desteklerken, Türkiye'deki taraftar desteği tamamen takım performansına bağımlı kalıyor. Özetle Türkiye'deki taraftar bağlılığı Avrupa'ya oranla son derece düşük.
4-YAYIN HAKKINA EN ÇOK PARA ÖDEYEN 6. ÜLKEYİZ
Türkiye, Dünya sıralamasında FİFA'ya göre 28. Avrupa sıralamasında UEFA'ya göre 11. sırada. Ancak yayın hakları en çok ödeyen ülkeler sıralamasında 6. sıradayız. Futbolumuz 11. sıradayken, bu futbola ödenen yayın parası bizi, Avrupa'nın en pahalı 6. ligi yapıyor. Düşünün, Dünya şampiyonluğunu kazanmış, defalarca final oynamış, kulüp takımları Avrupa kupalarında finalleri, yarı finalleri alışkanlık haline getirmiş Hollanda'da, Avrupa şampiyonluğu kazanmış Yunanistan'da, yine Avrupa şampiyonlarından Danimarka'da, futbolda marka olmuş Norveç'te, İsveç'te, İsviçre'de yayına ödenen paralar, Türkiye'de ödenen paraların çok ama çok gerisinde. Son ve çok taze bir örnek vermek gerekirse, Türkiye Ligi'nin Şampiyonlar Ligi'ne gönderdiği Sivasspor'a beş gol atan Anderlecht'in oynadığı Belçika liginde yayına ödenen yıllık ücret sadece 46 milyon dolar. Yazıyla belirteyim (Kırkaltı milyon dolar.) Bu rakam Hollanda'da 90 milyon dolar, Portekiz'de 44, Yunanistan'da 38, Norveç'te 31 milyon dolar. İsveç, İsviçre, Danimarka gibi ülkelerde daha da az. Ama bu ülke takımlarının uluslararası başarıları, bizim takımlardan çok daha fazla.
5-YENİ BİR YAYINCININ ABONE TOPLAMASI ZAMAN ALIYOR
Dönelim içeriye ve bir başka konuya. Futbol seyircisini TV başına çekmek, abone yapmak çok uzun bir süreç istiyor. Cine 5 yıllarca bu işi yapmasına rağmen 500 bin aboneye ulaşırken 'pes' edip kepenkleri kapadı. Teleon 1.5 yıllık sürede 300 bin aboneyi bile bulamadı. Digitürk'ün 700 bin rakamları aşması ise tam dokuz yıllık inatçı, masraflı ve zararlı bir süreci kapsadı. Sanılmasın ki, yayını alan yeni bir kuruluş, bütün aboneleri ilk yılında topluyor. Türkiye'de ve dünyada bugüne kadar böyle bir örnek yok. İşte yıllara göre Digitürk'in aldığı abone sayısı: Birinci yıl: 147 bin. İkinci yıl: 187 bin. Üçüncü yıl: 212 bin. Dördüncü yıl: 293 bin. Beşinci yıl: 404 bin. Altıncı yıl: 499 bin. Yedinci yıl: 575 bin. Sekizinci yıl: 677 bin. Dokuzuncu yıl (Nisan 2009 itibariyle): 693 bin. Görüldüğü gibi yeni bir yayıncıya futbol abonesi blok olarak hemen gitmiyor. Bu geçiş çok uzun bir süreç alıyor. İhalenin en fazla dört yıl için yapılacağı düşünülürse, yeni bir yayıncının aboneyi toplaması ve paraları düzenli ödemesi konusunda ciddi sıkıntılar çekeceği apaçık görünüyor.
6-HD KALİTESİNE ALIŞANLAR IPTV İLE TATMİN OLAMAZ
Gelelim herkesin bilip bilmeden konuştuğu ve kulüplerin rüyasını süslüyen IPTV'ye. Tek kelime ile söyleyeyim bu yayın dönemi için hayal. Bir daha tekrarlayayım: Hayal. IPTV yayını için ülke genelinde bakır kablo döşenmesi gerekiyor. Ülkenin tüm coğrafyasını kaplayan bir yapı mevcut değil. Bugün bu sisteme üye sayısı sadece 20 bin. 2012 sonu itibarıyle hedeflenen abone sayısı 198 bin. Avrupa'da Fransa dışında başarı örneği yok. Fransa'da da çanak anten izni olmadığı için bu gelişme sağlanmış durumda. Üstelik büyük 'illegal' tehlikesi mevcut. Tıpkı kaçak indirilen kliplerde ve müzik parçalarında olduğu gibi. Üstelik IPTV ile verilen görüntülerde, normal TV'lerin görüntü kalitesine ve hızına henüz ulaşılamadı. Hatta yanına bile yaklaşılamadı. HD kalitesine alışan bir futbol seyircisinin, internet üzerinden yapılacak gecikmeli ve kalitesiz bir görüntüye hoşgörü ile yaklaşması ve abonelik alması düşünülemez bile.
7-TÜKETİCİ EVİNDE İKİ AYRI UYDU ALICISI İSTEMİYOR
Dünya ve Avrupa'da az sayıda bulanan örnekleri gösterdi ki, iki yayıncılı bir havuz, tüketici talebini azaltıyor. Tüketici evinde iki ayrı uydu alıcı bulundurmak istemiyor. Artan maliyetler talebi azaltıyor. Tüketici bir yayıncıyı abone olmak yerine, iki yayıncıya abone olmak zorunda bırakılıyor. Bu durumda yayıncı gelirlerinde büyük daralma oluyor. Dünya örneklerine bakıldığında, çok kısa bir süre sonra ikinci yayıncıda ciddi ödeme sorunları yaşandığı gözleniyor.
8-İNGİLTERE HIZLA TEK YAYINCIYA DOĞRU GİDİYOR
Her fırsatta İngiltere'yi örnek gösteriyoruz. O zaman İngiltere'de sistemin işleyişinden çarpıcı örnekler verelim. İngiltere'de canlı yayın hakları son olarak 2009 yılında ihale edildi ve yüzde 4.25 (Yüzde dört yirmibeş)'lik bir artışla eski yayıncı BSkyB'de kaldı. BSkyB yayın haklarının yüzde 92'sini elinde bulunduruyor (Derbiler dahil 115 maç) Yüzde 8'lik bölümü ise (Önem derecesi düşük 23 adet maç) Setanta tarafından yayınlanıyor. Geçen ihalede bu oran iki kurum arasında yüzde 77-23'lük bir dağılıma sahipti. Ancak son ihalede bu oran 92-8 olarak değişti. Yani İngiltere'de de tek yayıncıya doğru hızlı bir gidiş var. BSkyB 1992 yılından beri İngiltere lig maçlarının yayıncılığını istikrarlı biçimde yaparken, her ihalede yayın haklarının paket dağıtımı (İnternet-özet-mobil-bant yayın) BSkyB ile İngiltere Futbol Federasyonu tarafından ortaklaşa belirlenmektedir. Yüzde 8'lik küçük yayıncı Setanta ise yeni kazandığı ihaleye rağmen, borçlarını erteleme talebi ile İngiltere Futbol Federasyonuna başvurmuştur.
9-FRANSA'DA TV GELİRLERİ AZALDIİ
ngiltere'den Fransa'ya geçelim. Yayın hakları bedelinin yüzde 75'i Canal Plus, (Önem derecesi daha yüksek 342 maç), yüzde 25'i Orange (önem derecesi daha düşük 38 maç) alındı. Maç adetleri açısından Kanal Plus maçların yüzde 90'ının yayın hakkına sahip. Özetler, satış ve alt lisans hakları Canal Plus'a ait. Şubat 2008'de yapılan son ihalede, önceki ihaleye göre yüzde 2.17'lik artış sağlandı. İkinci yayıncının girmesiyle toplam TV gelirlerinde yüzde 11.22'lik bir azalış oldu.
10-ALMANYA'DA YENİ YAYINCI HAKKINI ZARARLA DEVRETTİ
Sabrınıza sığınarak bir de Almanya örneği veriyorum. Yayın hakları bir önceki ihaleye göre, son ihalede yüzde 6.90 arttı. 2006-07 ihalesini kazanan Arena şirketi beklediği sayıdaki futbol seyircisini abone yapamadığı ve finansal zorluğa düştüğü için, elinde bulundurduğu haklarını yüzde 20 daha düşük bir bedelle, önceki yayıncı Premier'e devretti. Premier 2012'ye kadar yayın haklarının sahibi. Almanya'da yayın hakları 1. ve 2. lig birlikte satılıyor ve elde edilen bedelin yüzde 20'si ikinci lige veriliyor.
11-LİGİMİZİN SONUCU BAŞLANGICINDAN BELLİ
İtalya'da hükümet 2010 yılından itibaren havuza geçiş kararı aldı. İspanya'da ise önemli kulüpler 2013 yılına kadar haklarını ayrı sattıkları için havuz gerçekleşemiyor.
Daha yazılacak çok yazı, verilecek çok rakam var. Bunların hepsi kaynağından alınmış bilgiler ve rakamlar. Yanlış olması ve ya da abartılması mümkün değil. Çok kesin olan birşey var ki, artışlar çift rakamlı haneleri bile bulmuyor. İngiltere'de yüzde 4.25, Fransa'da yüzde 2.17, Almanya'da yüzde 6.90 artış sağlanırken, Türkiye'de beklentiler ve istekler yüzde 100'ü aşıyor, neredeyse yüzde 200'e ulaşıyor.
Üstelik, yayın geliri Türkiye'nin ancak beşte birini bulan Belçika'nın Şampiyonlar Ligi'ndeki temsilcisi, bizim beş kat pahalı ligimizin Şampiyonlar Ligi'ndeki temsilcisini perişan ediyor, adeta dalga geçiyor.
Uluslararası Pazar deseniz, ligimize beş kuruş para veren çıkmıyor. Avrupa kalitesinde bir takım yaratamıyoruz. Her yıl üç takımdan birinin şampiyon olacağı, yani sonucu başlangıcından belli, rekabetten uzak bir lig oynuyoruz.
IPTV deseniz tam anlamıyla hayal. İki yayıncı ciddi problem ve ikinci yayıncılar para batağında. Ülke federasyonları ile ciddi hukuksal sorunları var.
Ama biz her türlü gerçekten uzak, havuza balıklama dalıyoruz. Acaba diyorum, bu havuza balıklama dalarken, işin gerisinde havuzu bozup yayın haklarını bireysel pazarlamak isteyenler mi var. Anadolu dikkat et, eskiye dönme. Havuzun suyu çekilirse, ıslak mayonla ortada kalırsın
Şansal Büyüka
|