“3 hafta sonra iyileşecek” denilirken, 6 aydır futbola hasret... Operasyonu yapan doktora kızan Mehmet Yıldız, “Beni Ömer Taşer kurtardı” diyor.
Bülent Uygun ne güzel tanımlamıştı onu: “Ağzından ekmeğini alırsın, ayağından topu alamazsın...” Ayağından top aldırmayan o adamı az daha ‘hatalar zinciri’ futbol sahalarından alıyordu. 12 Haziran’da ameliyat olduğunda, doktoru Bülent Zeren “Mehmet’in dizindeki küçük bir yırtık operasyonla giderildi. Hazırlık kampına yetişir” demişti. Ama aradan geçen 6 ayda,Mehmet’in ‘Yıldız’ı hiç parlamadı.
Sivasspor’un tecrübeli kaptanı, yaşadıklarını HABERTÜRK’e anlattı...
- Seni 6 aydır sahalardan uzak tutan olayları anlatabilir misin? Nerede hata yapıldı?
Aslında herkeste sorun var. En büyük pay ise Bülent Zeren’de. Operasyonda yanlışlık yapıldımı bilmiyorum. Belki yapılmıştır. Ama ameliyattan sonra Zeren’in ağrılarımı dinlememesi yüzünden bunlar başıma geldi. Ben “Ağrım var” dedikçe, o dikkate almadı. Ayağımdevamlı daha kötüye gitti. Normal şartlarda 3 hafta sonra koşuya başlayacaktık. 6 ay geçti, yeni yeni koşulara başladık. Bizimde hatalarımız var. Hiç sakatlık geçirmemiş olmanın tecrübesizliğini yaşadık. Ameliyattan sonra idmanlara erken başladık.
- İyileşme sürecin nasıl başladı?
Ben Belçika’ya gittim ama orada çok fazla kalmadım. Burada doktorumuz Ömer Taşer’in büyük payı oldu. Kendisi benimle çok ilgilendi. İstanbul Fulya’da da bir sağlık merkezinde tedavi sürecine devam ettik. Allah’a şükür şu an durumumuz çok iyi gidiyor. Yavaş yavaş beklediğimden daha iyi duruma geliyorum.
- Ameliyatı Ömer Taşer yapsa, bir şey değişirmiydi sence?
Baştan Ömer Taşer’e gitsem, planlandığı gibi 3 haftada dönemesem bile, 5 hafta içinde ağrılarım dinerdi, dönerdim. Ama artık olan oldu. 6 ayı geri getirme şansımız yok. Sanırım mart başı gibi hazır olacağım.
- Bir de işler kötü giderken takımı tribünden izlemek nasıl bir duygu?
Geçen yıl cezalı olduğum 2 hafta bile sabr edemezken, 6 aydır takımımı tribünden izliyorum. İnanılmaz kötü bir duygu. Zor durumdaydı arkadaşlarım. O anlarda onlarla birlikte savaşmayı çok isterdim.
- Takımın oyun sistemi senin üzerine kuruluydu. “Sen gidince sistem çöktü” denilebilirmi?
Takımda benimstilimde bir santrfor olsaydı, taktik aynen devam eder, çok şey değişmezdi. Ama böyle bir oyuncu kadromuzda bulunmadığı için takım zorlandı. Ama olayı sadece bana, Bilica’nın gidişine bağlamamak gerek. Geçen sezon bu takım Bilica’sız da, bensiz demaç kazanıyordu.
‘Asıl darbeyi Antep’te yedik’
“Bence şampiyonluğu kaybettiren Antep maçıydı. İlk yarıyı 1-0 galip bitirmişken o maçı almamız gerekiyordu. Beşiktaş, F.Bahçe’ye yenilmişti. Kazansak puan farkı 5’e çıkıyordu. Ve o zaman Belediye karşılaşmasına böyle kazanma şartlılığıyla çıkmayacak, daha sakin olacaktık.”
‘Şampiyon olursan yaparlar!’
“Türk futbolunda, klasik bir söz var: ‘Anadolu’dan bir takımı şampiyon yapmazlar’. Geçen yıla bakınca, “Biz şampiyon olamadık” diye düşünüyorum. Yarıştığın rakiplerle ilgili dış etkenler bu tabloya yardım etmiş olabilir. Ama ne olursa olsun, ne engel çıkarsa çıksın, Gaziantep maçını kazansaydık, kimse bize bir şey yapamazdı.”
‘Stres onları da ezmesin?’
“Öncelikle bir Anadolu takımı olarak şampiyonluğa oynamak büyük bir keyif. Ama stresin altında ezilmemek gerekiyor. Biz ezildik. Mesela ben son 6-7 hafta hayattan kopmuş bir haldeydim. İnsan konsantre olmaya çalışırken, kendi kendsini baskı altına sokuyor. Antep maçına biraz daha rahat çıksak çok kolay kazanabilirdik. Olmayacak goller kaçırdık, sonuç böyle oldu.”
Vedası Uygun düşmedi
“Takıma büyük başarılar yaşatan bir hocanın böyle ayrılmasını kimse istemezdi. Ama futbol bu. Geçmişinize kimse bakmıyor”
- Takım dibe vurduğunda “Eyvah, düşüyoruz” dedin mi?
Asla umutsuz olmadım. Bir ara 18. sıradaydık ama düşme düşüncesi aklıma hiç gelmedi. Sonuçta krizi atlattık. Ve gördük ki 3 maçta 7 puan alabiliyoruz. Bizim takımın yüzde 70 kapasitesi falandı bu. Yapılacak takviyelerle ikinci yarı çok daha farklı bir Sivasspor olacak.
-Müthiş 2 sezon sonrası Bülent Uygun’un ayrılması futbolun kaderimi?
Ben de bunun adını koyamıyorum ama futbolda bunlar var. Sürekli başarılı olmak zorundasınız. Büyük başarılar yaşamış bir hocanın böyle ayrılmasını kimse istemezdi. Ama bizimde yapabileceğimiz bir şey yok. Geçmişte yaptıklarınızın bir önemi yok çünkü.