İlginç bir hocadır. Şov ve iletişim yönü taktiksel ve çalıştırıcılık yönlerinden kat be kat ön plandadır. Riski iddiayı sever. En azından öyle görünmesini bilir. Taktikleri kumarbazlık kokar; riski sever. Yanında illaki kilit, kurtarıcı sınıfına girecek oyuncular olmasını ister. Bunları bulamazsa kendisi yaratır. Sivriltir, sorumluluk verir, saha içi liderliği devreder ve bu ikili ilişki üzerinden söz konusu oyuncudan maksimum randıman ararak başarıya ulaşmak ister. Gs'de Prekazi, Tanju, FB'de Rapajic Revivo ve şu an Bjk'de Yusuf'un üzerine özellikle eğilmesi gibi...
Medyatik yönü, fikirlerini ifade edişi ve havadan gelişi yıllardır aynıdır. Boş açıklamalar, haddinden fazla iddialı konuşmalar... Aslında adam iyi çözmüş ülkemizi: milletçe balık hafızalılığa meyilliyiz; böyle bir ortamda bol kepçeden sallayıp tuttuktan, her noktada ahkam kestikten sonra madara vakalarından çok bozuk saatin günde iki kez doğruyu göstermesi misali tutturdukları kalır akıllarda... Bu şekilde doğar Mustafa Denizli şehir efsanesi...
İşin özü kreatif bir hoca, iyi bir futbol adamı değildir. Kişiye fazla bağımlıdır, şova hayli meyillidir. Başarıları vardır; ama süreklilik yoktur. Kendisini pek tutmam ama en azından sportmenlik ve insanlara yaklaşım konusunda Fatih Terim'e tercih ederim.
x x x
İddiasına gelince, teknik adamlıktan ayrılması Türk Futbolu için büyük bir kayıp olmayacaktır.
3-0'dan 4-3 faciası mı,