Hakemin kararlarını anlamak için oyun kurallarını hatırlamakta fayda var. Hem
http://www.ligtv.com.tr/MacOzetleri/?v=1160&s=0'den maçın özetini seyredip son kurallarla karşılaştırıyorum.
MHK Başkanı Yusuf Namoğlu'nun 9 Eylül 2011'de gazetelere 8 başlıkta özetlediği affedilmeyecek hatalardan bazıları şöyleydi:
1) Ceza sahasında oyuncuların
yağlı güreş yapmalarının önüne geçilecek. Nitekim 1.golün atıldığı faul atışını yaptıran Navratil rakibini el enseyle düşürmüştü.
8) Oyuncu sağlığını tehdit eden her türlü aşırı müdahaleye kart çıkacak..
Hayrettin, rakibin ayaklarına ilk faulünde öyle aleni daldı ki adeta kart istedi. İşin asıl daha acısı ve acemicesi,ikinci sarıyı da gene aynı 88 nolu rakibe benzer müdahaleyle alması oldu.
3) Kaleci kaleyi terk edip hakemin yanına itiraz için koşarsa sarı kart görecek.
Üçüncü golden sonra Borjan'ın ofsayt itirazını belki buna göre değerlendirmiş,itirazın devamında ikinci sarıdan atmış olabilir. Gerçi o görüntüler iyi değil,sanki önce direkt kırmızı çıkarıyor gibi gözüküyor.
Bu bilgiler hakemin kozudur. Belki geçen haftaki Karabükspor maçı hakeminin de kılıfına uydurduğu kuralları vardır. Bunlara bakıp hakemin kararları yanlıştı diyemezsiniz.
Tek çare oyunu kurallarına göre oynayacaksınız. Belki bir ihtimal olur. Ha belki gene kazanamayacaksınız, çünkü aynı hakem 2-0'dan sonra Erman'ın serbest vuruşunda Eneramo'nun ceza sahası içinde adeta sırtından kucaklanarak yere düşürülmesini GÖREMEMİŞTİR.Diğer 3 hakem de görmemiştir. Tıpkı üçüncü goldeki ofsaytı göremedikleri gibi.
Tevekkeli Michel Platini seneye 5 hakemle maçlar yönetilecek diyor. 4 tanesi görmeye yetmiyor galiba.
Ya da MHK Başkannımızın yukardaki açıklamasındaki şu bölümü:
''Bakar kör'' hataları kabul etmeyeceklerini kaydeden Namoğlu, ''Ancak kabul edilebilir hatalara toleranslı olmalıyız. Burada teknik direktörlerimize de görevler düşüyor'' dedi. Acaba bizim pozisyonlar 'bakar kör' türüne mi, kabul edilebilir türüne mi giriyor? Ya da biraz daha ileri gidersek, teknik direktöre düşen görev 'bakar kör 'olmak mı biraz, aksi halde tribüne gönderilirsin,öyle mi?
Ah,anacığım ah?
Hakem mi suçlu,Sivassporumuz mu? Galiba, 'Davaro' filminin sonunda idi, Kemal Sunal soruyordu:
Şimdi siz söyleyin hekim bey,kim suçlu?