Cevap: Sivasspor-Manisaspor
Sivasspor'un kadrosunu gözünüzün önüne getirin...
Sivas denince aklınıza gelen ilk futbolcu büyük ihtimalle `Mehmet Yıldız`'dır. Türk futbolunun son döneminin en önemli, en etkili "merkez" santraforlarından biri. O kadar önemli ki, Sivasspor takımı onun sırtına binip bir dönem şampiyonluğa oynadı.
Buraya kadar tamam.
Ligin ilk yarısında Sivasspor'da görev değişikliği oldu ve Rıza Çalımbay göreve geldi.
Devre arasındaki transfer dönemi Rıza Çalımbay'ın takıma "kendi kafasındaki futbolu" oynatabileceği, istediği adamları alabileceği yegane dönemdi. Bu bakımdan, Rıza Çalımbay'ın kafasındakileri anlamamıza yol açacaktı.
Rıza çalımbay takıma bazı takviyeler yaptı. Savunmaya iki oyuncu aldı, forvete Michael Eneramo adında fizikli bir Nijeryalı alındı ve sol açık olarak da `Kamil Grosicki`.
Gelen oyuncuların arasında takıma en kısa sürede adapte olup fayda üreten isim, sol açık olarak oynamakta olan Grosicki oldu. Bu oyuncu, daha çok ofansif olarak etkili bir kanat hücumcusu görünümünde. Savunma yönü 4-4-2 düzeninde oynamayacak kadar problemli. Doğal olarak, takımın en en efektif oyuncusunu ideal olarak oynatmak için 4-3-3 düzeninde karar kılındı. Sivasspor ligin ikinci devresinde, bu düzende oynuyor.
Peki ne oldu?
Takımın Grosicki'den önceki en önemli oyuncusu, Türkiye ligini sallayan oyuncusu Mehmet Yıldız'la yeni transfer Michael Eneramo 4-3-3'ün uç adamı rolünde birbirleriyle çekişmeye başladılar.
Eneramo'yu kesemiyorsun, takımın belki de en önemli golcüsü, yeni transfer...
Mehmet Yıldız'ı kesemiyorsun, adı üstünde Mehmet Yıldız.
Rıza Çalımbay'ın soruna çözümü ne şekilde oldu biliyor musunuz...
Aldı Mehmet Yıldız'ı sağ kenara attı.
Türkiye liginin en dominant hücum oyuncularından biri, yüzü dönük oynadığında sıradan bir futbolcu haline gelen Mehmet Yıldız artık bir "uzak forvet". Sol bek kovalıyor, geri gelip top yapıyor, çalım atmaya çalışıyor, orta yapıyor.
Neticede, her oynanan maç Grosicki parlıyor, Mehmet Yıldız sönüyor. Artık oyundan ilk alınan oyunculardan biri. Onun kenardaki varlığı, Eneramo'nun da iyi oynamasını engelliyor ve 75. dakikadan sonra iki oyuncuyu da sahada göremiyoruz.
Konumuz istikrardı. Konumuz, Rııza Çalımbay'ın kafasındaki futbol felsefesine uygun oyuncular alabileceği devre arası transfer dönemini nasıl geçirdiğiydi.
Şmdi Rıza Çalımbay'da ısrar etmemek Türk futbolunun en büyük sorunu mudur acaba? Rıza Çalımbay 5 transfer dönemini daha bu transfer dönemindeki gibi geçirse, 3 sene sonra Sivasspor daha iyi bir takım mı olur?
Uzun boylu, sırtı dönük oynayabilen futbolcu isteğine "Ailton" cevabını alan Rıza Çalımbay'a olan tahammülsüzlük müdür Türk futbolunun temel meselesi.
Yoksa bu hocaların istediklerini yapacakları alanların hiç var olmaması mıdır?
"Eneramo diye çok iyi bir forvet var, alalım" sözüyle alınan oyuncunun parçası olduğu bir oyun düzeni, istikrarla başarıya kavuşabilir mi?
"Aralara kaçan, hızlı, teknik forvet" isteği olan bir teknik adama, " Hugo Almeida " cevabının verildiği yerde istikrar bize doğru yöne mi götürür?
Mehmet Topal geldi diye ıskartaya çıkartılan Manuel Fernandes, gelip Türk futbolunun 2. Mehmet Topal'ı Necip Uysal'ı takımın 6. alternatifi yaptığı düzende istikrar adına ısrar mı edilmelidir?
Manuel Fernandes çok iyi bir futbolcu. Tıpkı Kamil Grosicki gibi.
Oysa Hugo Almeida da çok iyi futbolcu. Tıpkı Michael Enaramo gibi. Maalesef ne Mert Nobre'den daha teknik, ne de Da Silva Bobo'dan daha kıvrak...
Ne Bobo'yla birlikte oynayabiliyor, ne de Nobre ile... Yaptığın transfer takıma maliyeti oranında bir katkı yapmadığı gibi, uyumsuzluklarından dolayı Nobre ve Bobo'yu verimsizleştiriyorsun.
Bak, şu ana kadar kimse Almeida'ya kötü futbolcu demedi.
Tıpkı Grosicki sonrası Mehmet Yıldız gibi...
Tıpkı Eneramo sonrası Mehmet Yıldız gibi...
Tıpkı Grosicki'nin parladığı kadar Sivas'ın sönmesi gibi...
Bu bağlamda, istikrar...
Niye değil...
Neye ısrar?
|