Bayanlar ve Futbol..
''Bayan ve futbol kelimeleri aynı cümlenin içinde geçtiği zaman,o cümlenin esas amacı ne olursa olsun,biz erkekler şunu düşünürüz: Futbol erkek işidir, bayanlar futboldan anlamaz.
Peki gerçekten öyle mi? Sorduk, soruşturduk. Size samimiyetimle şunu söyleyeyim ki hiç beklemediğim cevaplar aldığım sorularım oldu.
Kurallar ve Terimler
Bir bayanın futbol bilgisini ölçmek daha doğrusu O’nun futboldan anlamadığını herkese ispat etmek isteyen bir erkek hemen ofsaydın tanımını sorar.Bu tanımı kendisi de bilmez belki ama en azından erkektir.Yani genel kanı soru sahibinin futboldan kesinlikle anladığı yönündedir.
Ben ofsaydı direk sormadım. Sorum: Futbol maçı seyrederken hakemin her kararını ya da spikerin her sözünü anlıyor musun? şeklindeydi. Aldığım cevaplara bakılırsa genelde bayanlar da bu ofsayddan müzdarip. Belki de sürekli bu tanım onlara sorulduğu için bu böyledir. Ama bilenler de yok değil. Sadece tarif ederken dillerinden çok ellerini kullandılar. Onlara bunu anlatan da demek ki böyle davranmış. Belki de içinizden biri böyle anlattı onlara.
Diğer terim ve kurallarda işim daha kolaydı. En azından ellerini kullanmadan cevap verebilenler oldu. Mesela ‘Takımların kaçar tane oyuncu değiştirme hakkı vardır?’ dediğimde kimisi gayet net bir şekilde ‘üç’ dedi,kimisi ‘üç’ galiba dedi, kimisi gülümsedi yani bilmiyorum dedi. Hemen belirteyim ‘üç galiba’lar çoğunluktaydı.
Hiçbir bayanın cevaplayamadığı ve açıkçası benim de bu duruma şaşırmadığım bir sorum vardı:‘Kalenin genişliği ne kadardır? ’İtiraf edeyim genelde bana doğru cevaplar verenlere hemen bunu sordum ki bana dönüp de ‘İşte bak. Ben her şeyi biliyorum’ diyemesin.
Terimler ve kurallar sorularıma aldığım cevaplardan sadece biri beni şaşırttı diyebilirim.
‘Ya ben çok anlamam futboldan. Ama röveşatayı biliyorum’ dedi bir bayan.Tarifini istediğim de ise yine ellerini kullanmak zorunda kaldı. Yine de futbol kelimesi O’na böylesine estetik bir hareketi çağrıştırdığı için ilk anda şaşırmıştım.Ama hemen belirteyim ki kendisi bir dansçı. Estetik bir hareketin dimağında yer etmesi aslında çok da şaşırtıcı değil.
Tribünler
Bayanlara sorduğum bir başka konu da tribünlere olan bakışlarıydı. Çoğumuzun futbolun vazgeçilmezi olarak gördüğümüz tribünler ‘onlar’ için ne ifade ediyor acaba. Orda olmak istiyorlar mı? Evetse neden? Hayırsa neden?
Tribün dediğim zaman yüzlerinde genelde hemen ciddi bir ifade beliriyor. Buradan da anlayabileceğimiz gibi bizim tribünde yaptıklarımız onlara pek hoş gelmiyor. Hepsi küfürden şikayetçi.Her alınan mağlubiyetin hakemin ya da kalecinin annesi ile bağlantılı olması onlara komik geliyor. ‘Ne yani? Kadın o gün o çocuğu doğurmamış olsa sizin takım maçı kazanacak mıydı?’ diyenler olduğu gibi ‘Küfür erkeğin yoğun oldu her ortamda var. Binlerce erkeğin olduğu yerde küfür edilmesin demek saçmalık.’ diyenler de oldu. (Haksızlar mı? Bence haklılar.)
Küfrün sebeplerini sorduğumda ise ilk verilen cevap tribünlerin hakimi olanların ait olduğu cinsiyet oldu. Kontra soru olarak ‘tribünlere sadece bayanlar alınsa küfür ya da şiddet olmaz diyebilir misin’ dediğimde aldığım cevap şu oldu:
-Yanlışı Örnek Alma!
‘Biz de babalar erkek çocuklarını çok küçük yaşlarda tribünlerle tanıştırıyor.Çocuk orada gördüklerini doğru yanlış sınamasına tabi tutmadan geldiğinde ise gördüklerini yapmaktan geri durmuyor.’
Futbolda bir suç varsa bu suçu paylaştırmalarını istedim. İşte sonuç:
Taraftarlar
Yöneticiler
Medya
Futbolcu
Elbette tribünlerden sadece kötü yönleriyle bahsetmediler. Oradaki atmosferi canlı olarak yaşayanlar çok etkilendiklerini söylediler.
Medya
Futbol sektöründe bayanlara en sevimsiz gelen ise ‘futbol programları’. ‘Göbekli göbekli amcalar sabahın ilk ışıklarına kadar ofsayt mıydı değil miydi, şu futbolcu topa niye böyle vuruyor, bu hakemlerle lig bitmez türünden sözler söylüyor.
Her Pazar her kanalda bunlardan var. Bunlara talep var demek ki.’
Şimdi kalkıp da futboldan hoşlanmayan birinin futbol üzerine bina edilmiş programlarda, geceyarılarına kadar baygın gözlü amcaların konuşmalarını ya da donuk karedeki futbolcuları seyretmesini bekleyemezsiniz. Ama onlara itici gelen öncelikli unsur konu değil, konuşanlar. Belki de yıllardır değişmeyen yorumcu amcalar emekliye ayrılsa, yerlerine kendilerini dinlettiren kişiler gelse belki bayanlar da onları seyredebilir.
Ama bizdeki koltuk sevdası başka sevdalara benzemiyor. Kendilerinden bildikleri futbol yorumcularını saymamı istediğimde hemen hemen herkesin verdiği ilk isim Erman Toroğlu oldu. Klasik bir isim olduğu için aklarla gelme ihtimali yüksek. Bunun yanında Hıncal Uluç ve Haşmet Babaoğlu da onlara yabancı değil. Açıkçası gazetelerde köşe yazarlığı yapan bir isim söylemelerini pek beklemiyordum.Sonuç ben şaşırtmadı. Derseniz ki ‘Biz de kadın programı diye adlandırdığımız acı ve gözyaşı üzerinden reyting avcılığı yapan programları sevmiyoruz,istemiyoruz. ’İnanın bu tür programlar benim sorularımı cevaplayanlar tarafından da sevilmiyor.
Belki fikrime katılmayabilirsiniz ama bence ülkemizde bir tabaka var.Bu tabakanın kadınları ‘kadın programları’nı;erkekleri ise ‘futbol programları’nı seyrediyor.Bu yapımların reytinglerine baktığımız da anlıyoruz ki bu tabaka oldukça kalabalık.
Sonuç olarak:
-Futboldan anlamadıklarını yüzlerine vurmak için sorulan tek şey ofsaydın tanımı. Futbol adına sadece ofsaydın anlamını öğrenenler bile var.
-Ülkemizde futbol erkek işi olarak görülüyor. Bu bir tabudur. Yıkılmasını isteyene de pek rastlamadım.
-Bayanlar içinde futbolu spor olarak görenler çok az sayıda.Hatta futbolun sporun ruhuna aykırı olduğunu düşünenler bile var.
-Tribünler genel olarak bayanlara oldukça itici geliyor. Bunda en büyük etken tribünlerin genel imajı. Hemen hemen bütün bayanlar tribünlerden ürküyor. Çünkü onlara oranın hep kötü yönleri aksettiriliyor. Canlı canlı görenlerse o ambiyansı unutulmaz olarak tanımlıyor.''
not: addmanager.com'dan alıntı..
|
--->: Bayanlar ve Futbol..
Normal
