Doğunun yıldızı yeniden parlıyor
DOĞU’DAN YÜKSELEN GÜNEŞ
Futbolun sihirli gizemine, benzersiz tutkusuna kimler kapılmadı ki. Bu tutkunun adeta gönüllüsü olan sportif anlayışı içine tam anlamıyla sindirmiş, doğunun gülen yüzü Vanspor yine farkını ortaya koydu. Sabırla, inatla sürdürdüğü mücadelesini 30. haftada birde liderlikle taçlandırdı. Alışık olduğu zirvelere yeniden dönmenin tarifsiz sevincini yaşattı bizlere. İlk kez 3. ligde giriştiği bu tarihi mücadelesinde, sessiz sedasız hiçbir takımla polemiğe girmeden, centilmence, alnının akıyla, futbolcusunun teriyle 2. lige çıktı. Ne rakip takımın otobüsünü taşladı, ne rakibini tehdit etti, ne de hakem dövdü. Çünkü doğunun en kıdemli takımı maçların ancak sahada kazanılacağını biliyordu. Çünkü muhteşem seyircisi, az çekmemişti bu olaylardan. Keskin sirkenin küpüne zarar vereceğini çok iyi biliyordu. Çünkü, süper lig de 5 sezon mücadele verip nice dev takımları misafir etmiş bu kentin, inanılmaz bir futbol kültürü vardı. Tabiî ki tüm takımlardan farklı olacak ve tabiî ki Doğunun Yıldızı unvanına leke sürmeyecekti. Ne Malatya Belediyespor gibi futbolcuları dopingli çıkacak, ne Aksarayspor Başkanı gibi yöneticileri hakem dövecek ne Siirt ve Nusaybin gibi rakibi taşlayacaktı ne de Diyarbakır Kayapınar gibi rakiplerini tehdit edecekti. Bunlar sadece basına yansıyan, ayyuka çıkan olaylar. Kim bilir daha neler neler yaşamıştı Vanspor’umuz.
Buna rağmen, her zaman doğruların başına gelen istisnasız durum olan, iyiliğin asla cezasız kalmadığı ülkemizde, 3.lig 1. grupta bu kadar sabıkalı takımların arasında en çok ceza verilen takımda Vanspor oldu. Geçen yıldan bu yana, biz artık saymaktan usandık, iki haftada bir muhakkak kulüp doktoru yüzünden ya da toplu küfür bahanesiyle ne idüğü belirsiz irili ufaklı sayısız defalar takımımız para cezasına çarptırıldı. Hakemler tarafından çalınan puanlarımızı ve yok yere oyundan atılan futbolcularımızda cabası. Ve daha neler neler… Fakat bunları konuşmanın artık hiç bir gereği yok. Zaman zaman Vanspor’u, hocasını, futbolcusunu, yönetimini bizlerde eleştirdik. Zaten eleştirinin olmadığı yerden başarı yerine dikta çıkar, kaos olur. Trilyonlar harcanırken, teknik direktörlerin biri gelip biri giderken, taraftarın sinirleri gerilirken, olan bitene seyirci kalıp sessiz durmak abesle iştigal olurdu. Yakalanan bu güzellikten sonra artık yarına bakmak zorundayız. Futbolda asla dün yoktur.
Velhasıl, tüm yaşananlar bir rüya gibi gelse de bizlere, 2000 yılından beri hasret kaldığımız coşkuya, heyecana yeniden kavuşmak tarifi imkânsız bir sevinç. Şerefi ile centilmence mücadele edip, konukseverliğinden ve fairplay’den ödün vermeden hedefine varan takımımıza ve bu cefakar seyirciye gerçektende her şeyin en iyisi layık. Grubumuzda yaşanan sayısız ibret verici hadiselerin arttığı son haftalarda, her türlü doping, hakem dövme, rakibi taşlama gibi sporun ruhuna yakışmayan olaylardan uzak hedefini yakalayan büyük takımımız ve cefakar seyircimizle ne kadar övünsek azdır. Her takımın harcı değildi iddialı olmak ve bunu taşıyabilmek. İşte büyük takım ve tecrübeli seyircinin farkı bu durumlarda ortaya çıkar. Bu başarının esas mimarları olan, futbolculara, teknik adamlara, yönetime ve Onursal Başkanımıza sonsuz teşekkürler.
|