ALINTI SABAH GAZETESİ SAVAŞ AY GÜNLÜK YAZISINDA
SEVGİLİ YİĞİDOLARA
A BİRCAN
Müdür beni sevdi, tee nereye maça gönderdi!..
Ergun Müdür "Seni büyük bir maça göndereceğim" dedi sevindim. "Ohh yaa, nihayet hak yerini buldu, baş müdür de değerimi anladı artıkın " diye hoşlaştım durumumdan. "Şimdi hemen SABAH Spor'un kaptanı İskender kardeşle konuşur, Levent Tüzemen'in, Kazım Kanat'ın, Gürcan'ın, Ömer'in yerine tüm Frengistan müsabakalarına beni deplase" eder diye düşündüm.
Toplantı bitiminden bir iki dakika sonra odasına girdim. Kısa künye, topuk selamı ve esas duruş yaptıktan sonra dile geldim:
- Emret müdürüm! Hangi cenahtaysa fırlayıp gideyim. Paşaportum neyim hazır. Şengen vizem, maltıpıl-indefinitli (sınırsız tarihli ve sınırsız giriş çıkışlı) ABD vesikam da var!..
Gün özveri günüdür!..
Başını, yarı yarıya gömdüğü New York Times'tan şaşkın bakışlarla kaldırıp, kireç badanalı beyaz bi duvara bakar gibi baktı yüzüme. Ama hiç ses etmedi. "Gözlerime bak sıkıntımı anla diyordu" adeta. Düşündüm ki; mali zorlukları da göze almam gerektiğini ihsas ettiriyor. Rahatlatmak için sesimi fedakar onbaşı tınısına ayar ettim:
- Akçeli konular heç dert değil efem. Hele de maç Alamanya, Hollandiya, Löksenburg ya da San Marino taraflarındaysa iyicene no problem. Halamın 8 oğlu o diyarlara yayılı oturuyor yıllardır. İaşeibate ve ikamemi oradan tedariklerim.
Mağruriyetim ve ben!..
Yine olağanüstü yöneticilik yeteneğini gösterdi ve benim zırvalarımı huyuma verip sakin sakin konuştu:
- Ne pasaportu, dövizi kardeşim? Gideceğin yer Şükrü Saracoğlu Stadı. Fener Stadı yani.
- !!!!!!!!
- Yarın tam 14.00'te orada ol!
Sarsılmıştım. Lakin mağruriyetimi bozmadım. Fısıldar gibi konuştum kendisiyle. Laflarımın yarısı yutkunurken içerime düştü:
- Aaa Fe.. maç.. ki.. rın.. dürüm.
(Esası: Ama Fener'in maçı yok ki yarın orada müdürüm).
Herhalde o gavur gastesinde okuduğu bir makaleye kızmıştı, kabak bana patladı:
- Ne Fener'i be kardeşim? Sivas-Sarıyer maçını izleyeceksin orada.
NOT: Bu maceranın devamı aşağıda.
İstanbul'da amma da çok Yiğido varmış yav!..
Emir demiri kesti ve işte Saracoğlu'ndayım. Yanımda 'Tekil inisiyatif Zürap Abi' de yok. Okula ilk kez annesiz giden birinci sınıf talebesi gibi hissediyorum kendimi. Önce alışkın bir şekilde VIP otoparkına kırıyorum dümeni. Kapıda mebzul güvenlik.
- Şeeeyyy!.. Öhööö. Aslında araç giriş kartım var benim de unutmuşum. Yani hatta golden kart. Gastede masamın üstünde yani. Altın yani. Böle yaldızlı, sarı sarı..
Güvenlik şefi şefkatle bakıyor yüzüme:
- Geç be abi. Bugün serbest burası gazetecilere.
Sonra ta 3. kata çıkarıyorlar, oradan alıyorlar beni tribüne. Loca katları kapanıkmış bugün.
Öngörü!..
Yöneticilerimizin gencecik yaşlarında bile neden yüksek mevkilere gelip, yüzlerce kişiyi nasıl böyle idare edebilidiği sırrını o an anladım. İdareci dediğin öte görüşlü olacak aga. Ortamın nasıl bir düğün bayram yeri olacağını.. Buradan enteresan görüntüler, değişik bir ambiyans çıkacağını daha dünden sezmiş meğersem baş müdürüm.
Vay vay vaay!..
Girdim ve şaşırdım. Cimbom'un en kral maçlarında gelen Galatasaray seyircisinden bile fazla seyirci yığmış Sivasspor oraya. Tribünlerin dörtte üçü tıklım tıkalak dolu. Nereye kafa çevirsek Yiğidolar var. Ve hayretle gördüm ki; İstanbul'da muhtemelen Sivas'takinden daha fazla Sivaslı var.
Anneee çişim geldiiii!..
Ayrıntılı bakınca kavradım. Sadece bol bıyıklı iri kıyım vatandaş güruhu değil gelenler. Eşikteki, beşikteki, yaşlısı, genci, sabisi, kızı, kızanı, suskunu, cazgırı, lafazanı hepcek oraya doluşmuş. İstanbul Sivaslılar'ı adeta bir taraftar ordusu kurmuş . Bir yandan top oynanıyor, bağırıp çağrılıyor, bir yandan piknik yapılıyor . Evden dolma, börek, kuru köfte getirenler açıp yiyor, tuvalet kapılarında çocukları çişe tutan ana babalar birikiyor.
Kafamda kukilata
Valla epey bir resim çekindik oradakilerle. Bir ara kafama iskambil jokeri kukilatası da takıp pozlar verdim. Elime tutuşturulan kırmızı beyaz Sivasspor bayrağını sallayıp karşı tribündekileri fena coşturdum. İmza, söyleşi, telefon kamerasına yan yana görükme tekliflerinden sıyrılabilsem, maçı da seyredip yorum yazacaktım ama olmadı işte. Kısmetse başka sefere. Nasılsa Sivas seneye Süper Lig'de . Nasılsa baş müdürün mühim maç kontenjanı tekelimde. Heh heh heee. Yaşadım desenize!..
__________________
 zaman kısa, dünya herkese yeter, mühim olan insanlık
KANIMIZIN KIRMIZISI ALNIMIZIN AKIYLA SİVASSPORLUYUZ
|