lutfiakarcay Nickli Üyeden Alıntı
Werner Lorant adı zikredildiğinde kimilerinde ilk etapta soğukluk kimilerinde ise heyecan uyandırmıştır...Çünkü Werner Lorant,FB gibi Türk Futbolu'nun en büyük kulübünde,her nekadar kısa bir süre de kalsa da,geride bıraktıklarıyla hakkında bir çok spekülasyon yapılan bir td olmuştur...
Peki Werner Lorant zannedildiği gibi gerçekten başarısız bir td'miydi yoksa FB'nin içinde bulunduğu durumdan ve yaşadığı kaostan dolayı objektif olarak değerlendirilemeyen talihisiz bir td'miydi?..
İşte burada futbolseverler olarak herhangi bir takımın gözlüğüyle değil "spor etiği" ve "objektif kriterler"le değerlendir yapmak zorundayız!..
Werner Lorant geldiğinde FB takımının yapısı ve kimyası tamamen bozulmuş ve dağılma süreci yaşıyordu...Ve FB yakın tarihinde olduğu gibi Lorant'a danışmadan transferler yapmış Lorant'a teslim etmişti!..Bir yanda kadrosu oturmuş olan GS,diğer yanda 100.yılına giren ve şampiyon olmak için çok çok güçlü bir kadro kuran BJK...İşte bu olağan üstü şartlar içinde eskilerle yenilerin arasında Türkiye'yi hiç tanımayan bir adam,sabırsızlığıyla meşhur olan bir Camia'nın takımını kimi zaman yönetimle,kimi zaman takım içinde Ortega'ya karşı yürütülen sabotaj ile mücadele ederek ve bugünkü FB kadrosundan daha zayıf olan bir kadroyu
bugünkü durumlarından çok daha güçlü olan ezeli rakiplerine karşı!!! zirveye çıkarmayı başardı hatta bir diğer ezeli rakibini,100.yıl desteğini de arkasına almasına rağmen,soluk soluğa takip etti,sonuna kadar kovaladı!..
FB,takım oyunu bakımından ,fizik kondisyon bakımından ve derbiler bakımından Lorant ile çok başarılı bir grafik çizdi!!..
Ortega olayında Lorant'ı sigaya çeken ve giyotine gönderen insafsız vicdanlar,unutmasınlar ki,burada en az suçlu olan yine O'ydu!..
Belki Lorant'ı Ortega'yı ilk zamanlarda geç oyuna sürmekle,yanlış oynatmakla eleştirebilirsiniz ama Ortega'nın gidiş ve FB takımının dağılış sürecinde suçlayamazsınız hatta FB Yönetimi Ortega konusunda sağlıklı
bir muhasebe yapsa ve Lorant'ın saflarında yer alsaydı belki FB sezon sonunda BJK'nın önünde şampiyon dahi olabilirdi!..
Şimdi Sivas'ımızın başına gelen bu insan,unutmayalım,çalışma ve disiplini seven,YILDIZLARA DAYALI SİSTEME DEĞİL TAKIM OYUNUNA ÖNEM VEREN,genç ve dinamik oyuncuları tercih eden bir Alman ekolü!!..
Veya bir başka ifadeyle;..
Süper Lig'e ilk defa adım atan,genç ve mütevazi kadrosuyla mücadele edecek olan takımımız için ideal ve mantıklı bir seçim!..
Ankette bir çok arkadaşımızın isimlerini verdiği yerli td'ler ilk defa böylesine zor ve uzun soluklu bir maratona çıkacak olan takımımızı fizik-kondisyon olarak ne kadar hazırlayabilirlerdi,ne kadar taşıyabilirlerdi?..
İşte dün Şenol Ustaömer'in idaresindeki U 20 takımımızın "futbolun çaylakları" olan Çin takımı karşısında yaşadığı acziyet ve çaresizlik,futbol kısırlığı,üretkensizlik!..Diğe r tarafta ise Alman Ekolü'nün bu turnuvaya hazırladığı Çin Takımı...
Artık futbolda duygusallık,şövenist politikalar,sadece kuru tekniğe dayalı "sistem" yok;aksine 90 dakika koşan,dayanıklı ve dirençli ayaklara teslim edilmiş güce dayalı "total sistem" var!..
O halde yaş itibarıyla genç ve tecrübesiz olan takımımızın iyi bir taktisyen ve kondisyoner olan bir Alman Ekolü'ne teslim edilmesii şövenist yaklaşım açısından değil,"futbol mantığı" açısından doğru bir adımdır,isabetli bir seçimdir...
Lorant bir şanstır Sivasımız için...
Tabi Sivasımız da onun için!!..
selamlar,
|