Tribün Gözlemi
Sivas 2. Ligin Saygı duyulan ekiplerinden olduğu zamanlar 2002-2003 gibi maçlara gitmeye başlamıştım. Liseyi Sivas'ta okuyacaktım ve ilk geldiğim gün de ilk işim Sivasspor maçına gitmek olmuştu.
Her zaman pozitif futbol oynayan bir takım vardı, aynı şekilde takımı pozitif yönde etkileyen bir taraftar ( negatif sözcükler de oluyordu arada)
İlk geldiğim zamanlar tuhaf gözlemler edindim, sınıf arkadaşlarımın büyük bir çoğunluğu hiç maça gitmemiş. Evi stadyum civarında olup da gitmeyeni bile vardı.
Zamanla kollarından sürükleye sürükleye getirdiklerim oldu;
Gelenlere bi şekilde Sivasspor sevgisi aşılıyordum. Ama gelmek istemeyenlere de aldırmıyordum. Saati, günü, hava koşulu ne olursa olsun; Beni 4 Eylül'e giden yolda hiçbir Allah'ın kulu durduramazdı.
Basının da zaman zaman değindiği bir Amatör ruh var bu takımda, 2. Ligden geliyor kökeni bana göre. Cuma günleri Hayrettin, Mahmut, Ahmet vs. cuma namazına gelirler eşofmanlarıyla. Orada dua ederken cemaatin birçoğu 'Allah yardımcıları olsun' temennisinde bulunuyorlardı sanırım.
Mehmet Yıldız'ın 7-8 sene önce bile özel seyircisi vardı, kim ne derse desin. Tellere asılıp; 'Deli Memmed'i coşturan, oyundan düştüğünde tekrar harekete geçiren, gırtlağı kuvvetli taraftarlar mevcuttu.
Tanımadığın bir kişi, herhangi bir kişi ;
Bu kişi tribünde kol kola girip beraber tezahürat ettiğiniz kişi olabilirdi.
Ne zamanki bütün stad tek bir ağızdan gol isteğinde bulunsa, bunu pek az zaman geri çevirdi Sivasspor oyuncuları. Maça öyle bir başlanırdı ki, yapılan presle rakip orta saha oyuncuları 2 pas yapamazdı. Gerçek bir Anadolu takımı hüviyeti görünüyordu.
Daha anlatacak çok şey var ama, şampiyonluğa oynayan Sivasspor'da hazmedilemeyecek durumlar görmekteyim. Birbiriyle kavga eden taraftar grupları, maç boyu pozisyon olmadıkça ayağa kalkma zahmeti göstermeyen her yaştan insanlar, Sivasspor tribünlerinde oturup İstanbul takımı tutanlar... Kısacası, 4 Eylül'ü tiyatro salonuna çeviren insanlar! Uyanın artık...
|